KESK Adana Şubeler platformu vergide adelet talepli basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı KESK Adana Şubeler platformu adıan Eğitim Sen Adana Şube başkanı Fatih Toprak okudu

Bakan Tekin: Öğretmen atamalarında mülakat yapacağız! Bakan Tekin: Öğretmen atamalarında mülakat yapacağız!

Toprak açıklamasında şu ifadelere yer verdi.

Bilindiği üzere son yapılan toplu sözleşme ve enflasyon oranları ile Ocak 2024 ‘te memur ve memur emeklilerinin maaşlarına %49,25’lik bir zam yapılmıştır. Bu yapılan zam dört aylık süre içerisinde erimiş ve maaşlarımızın alım gücü daha da geriye gitmiştir. Günler geçtikçe biz emekçilerde daha derin bir yoksullaşma içerisine giriyoruz.

Whatsapp Image 2024 04 15 At 12.49.28

2024’ün geçtiğimiz son dört ayında açlık sınırının 16.793 TL, Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 54,700 TL  olarak ortaya çıktığı elde edilen verilerden görülmektedir.

Bizler kamu emekçileri olarak yoksulluk sınırı altında maaşlar alarak geçim derdine düşmek değil güvenli ve sağlıklı bir hayat için hakkımız olanları istiyoruz.

Değerli arkadaşlar enflasyon oranlarının artması ile birlikte eriyen maaşlarımız, memur maaşlarından kesilen artan oranlı vergi sisteminden kaynaklı olarak daha da erimektedir. Bizler KESK olarak memur maaşlarından kesilen vergi oranının artan değil en üst vergi sınırının  %15’e sabitlenmiş olarak kalmasını istiyoruz.

Gelir vergisine yönelik olarak 2024 yılı oranları 324 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği 30 Aralık 2023 tarihli 2. mükerrer Resmi Gazetede yayımlanması ile yürürlüğe girdi. Bu maddeye göre;

Buna göre geliri; 110.000 ₺’ ye kadar olan çalışanlar %15, 110.0000 - 230.000 ₺ arası olan çalışanlar % 20, 230.000 - 870.000 ₺ arası olan çalışanlar ise % 27’lik vergi dilimine dahil olacak. Bu durumda, kamu çalışanlarının büyük çoğunluğu Nisan ve Mayıs ayından itibaren bir üst vergi dilimine girmiş olacaklar ve dolayısıyla enflasyonun yanı sıra vergi kesintilerinden ötürü ciddi kayıplar yaşayacaklardır.

Vergi tarife dilimleri yıllardır bilinçli olarak yeniden değerleme oranı ve asgari ücret artışından az artırılmaktadır. Böylece ücretlilerin erkenden bir üst vergi dilimine girmesine ve daha yüksek oranda vergi vermelerine neden olmaktadır. Bu kadar yüksek enflasyon ortamında, yıl içinde bir üst vergi dilimine girdiği için eline geçen ücreti düşen ücretlilerin geçim mücadelesi daha da zorlaşmaktadır.

2000 yılında 2 bin 500 TL olan ilk vergi tarife dilimi, yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2024’te ilk vergi tarife dilimi 288 bin 571 TL olarak uygulanmalıydı. Oysa 2024 için ilk vergi dilimi 110.000 TL olarak saptandı. Yeniden değerleme oranına göre olması gereken ilk vergi tarife dilimi ile mevcut ilk vergi tarife dilimi arasında 178 bin 571 TL’lik bir fark oluştu.

En düşük vergi tarife dilimi artışının bilinçli biçimde düşük artırılması sonucunda tüm kamu emekçileri erkenden daha yüksek vergi tarife dilimine girmeye başladık.

Cumhurbaşkanı ilgili mevzuat gereğince ortaya çıkan bu tutarı yüzde 50’sine kadar artırmaya, yüzde 50’sine kadar da indirmeye yetkilidir. Ancak Cumhurbaşkanı bu yetkiyi 2024 yılında da kullanmamış, kamu emekçilerinin erkenden üst vergi dilime girmesini engellememiştir.

Zenginin de fakirin de işçinin de patronun da aynı oranda ödediği ve bu yüzden adaletsiz olan KDV gibi dolaylı vergiler devletin tüm vergi gelirlerinin dörtte üçüne ulaşmış durumda.  Herkes bilmektedir ki KDV gibi dolaylı vergiler bir ülkede ne kadar fazlaysa, o ülkede vergi sistemi o kadar adaletsizdir. Bizler ücretimizi almadan peşin gelir vergisi öderken, üstelik bu gelir vergisinin oranları çok yüksek iken zenginlere, patronlara sürekli olarak vergi afları geliyor.

Oysa yüksek enflasyon dönemlerinde ülkeyi yönetenlerin görevi işçilerin, emekçilerin, emeklilerin alım gücünü korumaktır; gelirde ve vergide adaleti sağlamaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın VI. Vergi ödevi başlıklı 73. maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır” hükmü yer almaktadır.

Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı için:

Gelir vergisi dilimleri üst sınırı, ücretlilerde yüzde 15’e düşürülmelidir.

Vergi tarife dilimleri en az yeniden değerleme oranı veya asgari ücret artış oranı kadar artmalıdır.

Asgari ücret vergi istisnası vergiden indirim yoluyla değil matrahtan indirim yöntemiyle uygulanmalıdır. Böylece bu istisnadan çalışanlar yararlanmalıdır.

İşverenlere sağlanan 5 puan SGK prim desteği herkese sağlanmalıdır.

Çağdışı damga vergisi tümüyle kaldırılmalıdır.

Her zaman her yerde söylediğimiz bir cümleyi yeniden burada etmek istiyoruz. Vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz...

Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınan, az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni için,

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak mücadelemiz sürmekte ve sürmeye devam edecektir.

ZAFER DİRENEN EMEKÇİLERİN OLACAK!

Editör: Haber Merkezi