KESK’Lİ İHRAÇLAR YÜRÜYOR! BEŞ GÜN, YEDİ KENT, TEK SES! Hukuksuzluğun Karanlığına Karşı: Adalet, Onur ve Özgürlük İçin Yürüyor! İşimizi Geri Alacağız!
Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) ile ihraç edilen KESK üyeleri, maruz kaldıkları hukuksuzluklara karşı "adalet, eşitlik ve işi geri alma" talepleriyle Diyarbakır'dan (Amed) Ankara'ya uzanacak büyük bir yürüyüş başlattı. 13-17 Ekim tarihleri arasında Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Adana ve Mersin illerinden geçecek olan yürüyüş, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde son bulmayı hedefliyor.
Yürüyüşün başlangıcında yapılan basın açıklamasına KESK yöneticilerinin yanı sıra CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve DEM Parti Milletvekili Av. Mehmet Rüştü Tiryaki de katılarak desteklerini dile getirdi.
KESK Amed Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Güneş Özel: "Adaletin Sesi Olacağız"
KESK Amed Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve BES Amed Şube Eşbaşkanı Güneş Özel, basın açıklamasında, bu yürüyüşün sadece ihraç edilen kamu emekçilerinin değil, aynı zamanda bu ülkede adalet, demokrasi ve emeğin onuru için mücadele eden herkesin yürüyüşü olduğunu vurguladı.
Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 9 yılı aşkın bir süre geçtiğini, OHAL Komisyonunun görev süresinin bitiminin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiğini ve OHAL'in kaldırılmasının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen fiili OHAL uygulamaları ve TYT rejiminin hala devam ettiğini belirtti.
"Ağaç Kabuğuna Muhtaç Etme Anlayışı"
KHK'lerin, askeri darbe dönemlerinde dahi görülmemiş yoğunlukta ve hukuksuzlukta hazırlandığını ifade eden Özel, bu uygulamaların "ağaç kabuğuna muhtaç etme, ekmekle terbiye etme" anlayışıyla hayata geçirildiğini ve emekçileri açlığa, yoksulluğa ve dışlanmaya mahkum ettiğini söyledi.
Özel, OHAL boyunca yayımlanan 36 KHK ile 125.612 kişinin ihraç edildiğini ve bu ihraçların 4259’unun KESK'e bağlı sendika üyeleri olduğunu kaydetti. Ayrıca, ihraç edilen arkadaşların büyük bir kısmı hakkında daha önce hiçbir soruşturma dahi açılmadığının altını çizdi.
"İnsan Öldürmekten Ne Farkı Var?"
Güneş Özel, ihraçların yarattığı ağır koşullar sebebiyle yaşamını yitiren kamu emekçilerini anarak, şunları söyledi: "Doktor Mehmet Fatih Traş, Abdülhafiz Pilis, Haşem Kadan, Zekeriya Ekmen, Kazım Ünlü, Zeynep Dinen, Aslam Duman ve daha niceleri ihraçların yarattığı ağır koşular sebebiyle yaşamını yitirmiştir. BES Diyarbakır önceki dönem şube başkanı Ahmet Çoban gibi birçok arkadaşımız OHAL Komisyonunun geç gelen kararlarıyla ölümünden sonra görevlerine iade edilmiştir. Buradan soruyoruz: Bu durumun tamamüden insan öldürmeden ne farkı var? Katil kim ya da kimlerdir?".
Talepler ve Kararlılık
Özel, yargının siyasallaşmasının en somut göstergesi olarak Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Barış Akademisyenlerinin hala görevlerine dönememesini gösterdi.
Sözlerini, "Ancak bizler korkmuyoruz, çünkü haklıyız. Bu sebeple AMED'ten Ankara'ya yürüyüşümüz adaletin sesi olacaktır" diye sürdüren Özel, taleplerini TBMM'ye ve Adalet Bakanlığı'na taşıyacaklarını ifade etti.
KESK’in talepleri şöyle sıralandı: "Sendikal faaliyet suç değildir. İhraç edilen KESK üyeleri derhal işlerine tüm özlük ve ekonomik haklarıyla birlikte iade edilmelidir. Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, karanlığa karşı aydınlığı savunacağız. İşimizi geri alacağız.".
KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz: "Boyun Eğmedik, Biat Etmeyeceğiz"
KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, OHAL KHK’lerinin kamuoyuna darbe girişimine karşı tedbir olarak sunulsa da, amacın binlerce kamu emekçisini toplumsal ve mesleki yaşamdan koparmak olduğunu belirtti.
Karagöz, KESK üyelerinin ihraç gerekçelerinin aslında meşru ve temel hak talepleri olduğunu söyledi. Bu gerekçeler arasında; savaşa karşı barışı savunmak, Kürt meselesinin demokratik çözümü, anadilde kamusal hizmet talep etmek, sendikal hakları savunmak ve yaşam alanlarının talanına itiraz etmek yer almaktadır.
Yargısız İnfaz Uygulanıyor
İktidarın, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu eliyle "düşman hukukuna göre haksız ve hukuksuz bir biçimde yargısız infaz" uyguladığını ifade eden Karagöz, "İrtibat” ve “iltisak” gibi soyut ve hukuken tanımsız keyfi gerekçelerle mesleki ve demokratik hakların ihlal edildiğini" dile getirdi.
Dokuz yıldır süren hukuki mücadeleye rağmen hala 2 bini aşkın KESK üyesinin görevine iade edilmediğini ve bu süreçte 1300 ihraç kamu emekçisinin yaşamını yitirdiğini aktardı. Karagöz, "Bizler bu saldırılara teslim olmadık, olmayacağız; korkmadık, korkmayacağız; geri adım atmadık, atmayacağız; diz çökmedik, çökmeyeceğiz; biat etmedik, etmeyeceğiz! Ve bizleri sosyal ölü haline getirmeye, yalnızlaştırmaya çalışanlara karşı dayanışmayı daha da büyüteceğiz!" diyerek kararlılık mesajı verdi.
Karagöz, mücadelenin tüm ihraçlar bütün haklarıyla görevlerine iade edilene kadar sürdürüleceğini vurguladı.
Güven Boğa’ya Ait Şiir: “Siz Görmezden Geldiniz, Biz Yürüyerek Geldik”
Ahmet Karagöz, konuşmasını Güven Boğa’ya ait “Siz Görmezden Geldiniz, Biz Yürüyerek Geldik” başlıklı şiirden alıntılar okuyarak sonlandı:
"Bir sabah sildiniz ismimizi, Bir kararnameyle yok saydınız hayatlarımızı. Ne mahkeme, ne savunma… Bir satırlık yazıyla kurşun gibi düştü adaletsizlik. Siz görmezden geldiniz. Ama biz, Biz yürüyerek geldik. Unutmadık. Unutulmadık." "Biz KESK’li KHK’liler, Ne sizden af dileriz Ne de önünüzde diz çökeriz. Haklıyız, Ve haklı olanlar eninde sonunda kazanır." "17 Ekim sabahı saat 09:00’da Ankara’nın kalbinde haykıracağız: 'İşimizi Geri İstiyoruz!' 'KHK’ler Gidecek, Biz Kalacağız!' 'Hak, Hukuk, Adalet!' 'Yaşasın Barış, Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!'".
DEM Parti Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki: "12 Eylül'den Dahi Ağır Bir Fatura"
DEM Parti Milletvekili Av. Mehmet Rüştü Tiryaki, konuşmasında, KHK ihraçlarının 12 Eylül askeri darbesiyle karşılaştırıldığında faturanın çok daha ağır olduğunu belirtti.
Tiryaki, 12 Eylül askeri darbesi sonucunda (parlamentonun feshedildiği, ordunun yönetime el koyduğu dönemde) görevden uzaklaştırılan kamu görevlisi sayısının 4891 olduğunu ve bu kişilerin neredeyse 3500'ünün 1989 tarihine kadar görevine iade edildiğini hatırlattı.
Ancak 2016'daki başarısız darbe girişimi sonrasında siyasi iktidarın resmi rakamlara göre en az 125.000 kamu görevlisini ihraç ettiğini ve bunların çok büyük bir bölümünün 9 yıl sonra hala görevlerine iade edilmediğini vurguladı. Bu 125.000 kişiden yaklaşık 5.000’inin KESK’e bağlı sendikaların üyesi olduğunu ve önemli bir bölümünün hala iade edilmediğini ekledi.
Kürt Sorunu Çelişkisi
Tiryaki, Türkiye'de yeni bir süreç yaşandığını ve bu sürecin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi süreci olduğunu ifade etti. Bu durumun büyük bir çelişki yarattığını belirterek: "Bir yandan Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözeceğim diyeceksiniz. Öte yandan Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yollarla çözülsün dediği için ihraç ettiğiniz kamu görevlilerini geri iade etmeyeceksiniz. Bu büyük bir çelişkidir" dedi.
Siyasi iktidara çağrıda bulunan Tiryaki, bu sorunun Cumhurbaşkanı kararıyla veya bakanlıkların alacağı bir kararla, yasal feragatlerle çok rahat çözülebileceğini söyledi. Tiryaki, partisi adına "sonuna kadar yanınızda olacağız... önünüzde veya arkanızda değil, yanınızda direnişinizde olacağım" sözünü verdi.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: "İdari İşlemle İade Mümkün"
CHP Milletvekili Av. Sezgin Tanrıkulu, 15 Temmuz darbe girişiminin siyasal iktidar tarafından demokrasiyi yeniden inşa fırsatı yerine, kendi antidemokratik rejimlerini takip etmek amacıyla "Allah'ın lütfu" sayıldığını ve Türkiye'nin bütün demokrasi güçlerine karşı savaş açıldığını söyledi.
Tanrıkulu, KHK'lerle binlerce kamu çalışanının ihraç edildiğini, dernek ve vakıfların kapatıldığını hatırlattı. 9 yıl geçmesine rağmen herhangi bir mahkumiyet kararı olmaksızın, mahkeme ve Anayasa Mahkemesi iade kararlarına rağmen binlerce kamu çalışanının "sivil ölüme mahkum edilmeye" devam edildiğini ifade etti.
İade İçin Yasal Düzenleme Gerekmiyor
Milletvekili Tanrıkulu, pozitif bir barış süreci için öncelikle ihraç edilen kamu çalışanlarının iadesi gerektiğini belirterek önemli bir teknik detaya dikkat çekti: "Bunlar için bir yasal düzenlemeye de gerek yok. Herhangi bir idari işlemle de bunu yapabilirler.". Güven artırıcı önlemlerin başında, kamu çalışanlarının görevlerine ve tüm özlük haklarına tamamen iadesinin geldiğini vurguladı.
Tanrıkulu, "Son kamu çalışanı görevine iade edilene kadar ve özlük hakları da tanınana kadar sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz" diyerek, 17 Ekim'de Meclis önünde dayanışma içerisinde olacaklarını ifade etti.