Küresel Minotaurus, yunanlı iktisat profesörü Yanis Varufakis tarafından yazılmış çok değerli eserdir. Yazarımız, geçmişte Radikal Sol Koalisyon (Syriza) hükümetinde maliye bakanı olarak görev yapmıştır.

Yanis Varufakis, küresel ekonomik sistemin nasıl işlediğini Yunan mitolojisinde yer alan bir hikaye üzerinden anlatır: Girit kralı Minos, denizler tanrısı Poseidon'dan bir boğa ister, bu boğayı daha sonra Poseidon'a kurban edeceğine söz verir. Ancak boğaya çok bağlanır ve sözünü tutamaz. Minos boğayı kurban etmeyince, ilahi bir cezalandırmaya maruz kalır. Öfkeli Poseidon, bir tuzak hazırlar. Poseidon'un yaptığı sihir sonucu Minos'un eşi boğaya aşık olur. Minos'un eşi ve boğanın birleşmesiyle yarı insan, yarı boğa Minotaurus doğar. Bu yaratık büyüyünce insan eti ile beslenen bir canavara dönüşür. Babası tarafından bir yeraltı labirentine kapatılır. Girit Kralı Minos, oğlu için Atinalılardan haraç olarak insan kurban vermesini ister. Haraç verme uzun bir süre devam eder, en sonunda Atinalılar isyan eder ve sonunda Minotaurus öldürülür.

Tarihçilere göre bu mitin aslı: Girit krallığının Minos çağında bölgede hakimiyet kurması, Atina ve diğer şehirleri uzun bir süre vergiye bağlamasıdır. Zorlu bir mücadele sonunda Atina şehri, Girit boyunduruğundan kurtulur.

Kitabımıza göre, günümüzde mitolojik Minotaurus'un yerini ABD almıştır. Dünya ekonomisi, 2.dünya savaşından sonra ABD tarafından bir çeşit haraca bağlanır, bu durum 2008 krizine kadar devam eder.
ABD'nin küresel hakimiyeti 'yeni düzen'in 1.hamlesi; 1944 Bretton Woods konferansı ile başlar. IMF ve Dünya Bankası kurulur. Altına dönüştürebilen tek para biriminin dolar olması, diğer para değerlerinin dolara göre ayarlanması kararı alınır. ABD dünyanın yegane kredi veren ülkesi ve en büyük ekonomik gücü olarak Batı blokuna yönetmeye başlar.

2.hamle ise 1971'de yapılır. ABD, doları altına endekslemekten vazgeçer ve diğer ülkelerin aksine sınırsız olarak para basma kararı alır. (Dünya ülkeleri piyasada bulunan altın miktarı kadar para basabilir. Eğer fazla para basılırsa o ülkede enflasyon yaşanır. Bu kuralın tek istisnası Amerika'dır.) ABD'de enflasyon olmasını engelleyen diğer ülke merkez bankalarının doları rezerv para olarak kasalarında tutmasıdır. Yani dünyanın geri kalanı, uluslararası ticaretin dolar üzerinden devam etmesi için gönüllü hizmetkarlık yapar.

Üretim fazlası veren Almanya, Japonya, petrol zengini S.Arabistan gibi ülkeler daha sonra Çin, Ķüresel Minotaurus'un hizmetkarları olarak, Küresel Fazla Aktarım Mekanizması (KFAM) ile ABD'yi desteklemeye devam eder. 2000'lerin başlarına kadar Almanya ve Japonya en büyük sermaye katkısını sunarken, 2003'ten itibaren Çin 1.sıraya yerleşir. İmece usulü ile ABD bütçe açığı finanse edilir, dünyanın geri kalanını buna ikna etmek müteşebbis Amerikan ruhunun cazibesinden kaynaklanır. Ancak Amerikan rüyası 2008'de ABD bankacılık sisteminin aşırı açgözlü tutumu yüzünden çöker.

2008 Mortgage krizi Amerika'dan dünyaya dalga dalga yayılır. ABD'de 2008- 2011 arası 2.250.000 aile evlerini bankalara kaptırır. ABD'de işsizlik % 10 civarıdır, zorba efendi sallanmaktadır. AB üyesi Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi ülkeler çöker. Yanis Varufakis kitapta "2008 krizini Almanya'nın bir fırsata dönüştürdüğünü, istese Yunanistan ve diğer AB üyesi ülkeleri kolayca kurtarabileceği halde bu ülkeleri borçlandırarak, kendine daha fazla muhtaç ettiğini" yazar. Bana göre de Almanya 2 dünya savaşında yapamadığı Avrupa hakimiyeti hayalini, AB projesi ile gerçekleştirmiştir.
Yanis Varufakis, Çin kaygılı bir ejderha olarak nitelendirir. 2008'den itibaren Çin sermayesini ABD'ye göndermek zorunda değildir, ancak Amerika'daki mevcut varlıklarının ABD'de başlayacak kamu borçları kriziyle büyük bir değer kaybına uğramasından korkmaktadır.

Yanis Varufakis yeni Küresel Minotaurus'un 'Uçan Ejderha' olacağına inanmaz, tarihin yeni aktörü olmak için Çin'i yeterli görmez. Gerekli tedbirleri aldığı taktirde bu görevin bir kez daha ve belki de son defa ABD'ye düştüğüne inanır. "İlla ki, dünyanın bir efendi/zorba/kıyıcısı olması şart mıdır?" sorusunu yazara sorma hakkımız bakidir.

Yunanistan, ABD'nin politik hegemonyası altında, siyasette liyakat yerine itaat kültürünü benimseyen; Miçotakis, Karamanlis, Papandreu gibi baba-oğul cumhurbaşkanı, başbakanlar çıkaran bir politik geleneğe sahiptir. Siyasette aykırı seslere tahammül uzun sürmez.

Yanis Varufakis'in bu kitaptan sonra peri masalı gibi başlayan politik kariyeri/maliye bakanlığı uzun ömürlü olmaz. Syriza hükümeti, Merkel/AB'nin baskısına direnen bu siyasetçiye yeterince sahip çıkmadığı için Yanis Varufakis görevinden istifa eder. Yunan halkı krizin bitmesini Godot'u bekler gibi bekler. Yunanistan'ın ekonomik krizi sürer, gider…

Editör: TE Bilisim