Bir hafta önce Muharrem İnce’nin yakın çevresinin basına verdiği bilgiler doğrultusunda , partiden ayrılacağı, yeni parti kuracağı ve konuyla ilgili de kısa bir süre içinde sayın İnce’nin kamuoyuna açıklama yapacağına dair haberler üzerine, “

Nereye Sayın İnce “ başlıklı yazımı, paylaşmıştım.

Sayın İnce’ye mensup olduğu partinin verdiği sıfatları hatırlatıp,parti içindeki çeşitli uygulamalardan, yetersizliklerden bizlerin de rahatsızlık duyduğunu, bunları kongrelerde dile getirdiğimizi, giderek değil, içinde kalarak mücadele edilmesi gerektiğini, sayın İnce’nin gerek Cumhuriyet’e gerekse de CHP’ne borcu olduğunu, açıkladığımız nedenlerle de parti içinde kalması gerektiğini vurgulamıştık. Beklenen açıklamayı sayın İnce bugün yaptılar. Böylelikle 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimin üzerinden iki yıl geçtikten sonra, sayın İnce’yi dinledik. Bu zaman içinde gerek tv programlarında, gerek medyada düşüncelerini dile getiren sayın İnce, bugün Bin Günde Memleket Hareketini 4 Eylül’de Sivas’ta başlatacaklarını, yakında kadrolarını açıklayacaklarını,muhalefet hareketi ya da parti içi muhalefet ekibi olmadıklarını dile getirdi.

Konuşma içeriğinde CHP genel merkez yönetimine eleştirilerini, parti içi demokrasinin işletilmemesinden kaynaklanan sorunları,ülke sorunlarına çözüm önermeyen, demokrasi, tek adam yönetimi, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımı adaletsizliği, tarım, enerji gibi birçok soruna değindi. Çözüm önerilerini de zaman içinde anlatacaktır elbet. Sayın İnce, seçimlerin üzerinden iki yıl geçtikten sonra 13.000 sandıkta CHP’nin gözlemcisi olmadığını, kendisine seçim gecesi düzenli veri akışı ve sağlıklı bilgi verilmediğini açıkladı. 24 Haziran 2018 gecesiyle ilgili kendisine sorulan soruları sağlıklı yanıtlayamayan, karanlıkta kalan konuları aydınlatmayan sayın İnce, bugün bu soruları sorarak ne elde etmeye çalışmaktadır? Seçim gecesi veri akışında partinin sisteminin çökmesinde ve sandıklarda gözlemci bulundurulmamasında kimlerin sorumluluğu var ise bunlarla ilgili açıklaması, başvurusu olmuş mudur sayın İnce’nin ? İki yıllık süre içinde 81 il, 922 ilçeyi gezerek gördüğü eksiklikleri, uğradığı haksızlıkları, parti içi ve ülke sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaşmış mıdır sayın İnce ? Partinin izlediği siyasetteki eksiklikleri , bu partinin Cumhurbaşkanı adayı olarak sayın genel başkan ve MYK ile paylaşmış mıdır ? Bu yıl yapılan kongrelerde dile getirmiş midir ? Ya da Yalova kurultay delegesi sıfatıyla 37.Olağan Kurultayda görüşlerini açıklamış mıdır sayın İnce ? Maalesef bunların hiçbirini yapmamıştır.

Konuşma içeriğinden devam edersek, kendisine yakın isimlerin aday gösterilmemesi konusu üzerinde ısrarla durmaktadır sayın İnce. Burada da sayın İnce’nin duygusal yaklaştığını, konunun önemini kavramaktan uzak olduğunu görmekteyiz. CHP tüzel kişiliği sayın İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı gösteriyor. 16 Nisan 2017 referandumuyla dünyada örneği olmayan bir yönetim sistemi, YSK’nın katkılarıyla kabul edildi. Bu sistemdeki cumhurbaşkanının rolü, görev ve yetkilerinin ne olduğunu hepimiz bilmekteyiz ve gözlemlemekteyiz. Sayın İnce’ye , Türkiye’yi yönet, ülkenin sorunlarını çöz, mutlu, huzurlu,özgür bir ülke olması için çalış ve üret denmiş, O ise ekibimden kimse milletvekili yapılmadı, yolu kesildi konularında kaldığını bir kez daha ortaya koydu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler bir arada yapıldığı için mitinglerde, çalışma yürütülmesinde çeşitli aksamalar olmuştur. Ancak bunlar sonuca müessir durumlar değildir. Afişte tek başına ya da sayın genel başkan ile fotoğrafın olup, olmamasının ne önemi vardır ? Sayın İnce, yetmişe yakın ilde miting yapmıştır.Şunu somut kanıtlarıyla söyleyebilmekte midir ? Gittiğim illerde CHP örgütleri beni yalnız bırakmıştır, çalışmamışlardır,mitingin başarısız olmasına neden olmuşlardır diyebilmekte midir ? O zaman , haksızlık yapmamak, eşkiyalık da yapılsa vicdanı elden bırakmamak gerekir. Örgütler ve partililerimiz sayın İnce’yi göğüslerine basmışlardır. Partinin öz evladı olması ve aday gösterilmesi nedeniyle sahip çıkmışlar, çalışmışlar ve oy vermişlerdir.Ayrıca kendisini değişim için umut olarak görenler, bu düzen artık böyle gitmesin diyenler emekli aylıklarından, çocuklarının nafakalarından keserek kendisinin seçim kampanyasına bağışta bulunmuşlardır. Bunlar unutulabilecek işler midir ? Bunların yanıtını vermenizi isterim sayın İnce.

Zamanında yapılır ise 2023’de yani Cumhuriyet’imizin yüzüncü yaşında Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler birlikte yapılacaktır. Herhalde geriye üç yıldan biraz az bir süre kaldığı için, Bin Günde Memleket Hareketi adıyla çalışmayı yürütecek sayın İnce. Muhalefet hareketi değilim, parti içi muhalefet de değilim demektedir. Öyleyse kimsiniz ? Adlandırmanız dışında siyaseten sizleri nereye oturtmalıyız ? Kadrolarıyla birlikte örgütlenecekseniz ,sonunda bu bir hareket olmaktan çıkıp, siyasi partiye dönüşecektir. Acaba biz yola bir çıkalım, zaman neyi gösterir , yurttaş ne kadar sahip çıkar, ondan sonra bakarız anlayışıyla mı hareket edilmektedir ?

4 -11 Eylül 1919 ;işgale uğramış, yönetimi teslimiyetçi ve işbirlikçilerin elinde olan bir ülkede ,vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve iradesinin kurtaracağına inananların Samsun , Amasya, Erzurum’dan sonraki durağı olan Sivas’ta, bağımsızlık için mücadele eden, işgale karşı direniş veren örgütlenmelerin Anadolu ve Rumeli’nin hukukunun müdafaası için tek bir çatı altında toplanmasına, manda ve himayenin asla kabul edilmeyeceğine karar verilmiştir. Ulusal Kurtuluş Savaşını milli kongrelere ve milli bir Meclis’e dayandırmak ve bu hareketin meşrûiyetine dayanak olarak TBMM’nin açılış sürecine giden önemli bir kongredir Sivas Kongresi. İşte bu şehirde, 4 Eylül’de hareketini başlatacağını açıklıyor sayın İnce. Yine aynı Sivas, göz göre göre, saatlerce hiçbir müdahale yapılmaksızın 37 insanımızın yakıldığı şehirdir. Sayın İnce, 2018’de ülkemiz, partimiz için bir umuttu fakat 2020 Ağustos’unda bir hayal kırıklığı olduğu ortaya çıkmıştır. Saygılarımla .

Editör: TE Bilisim