Günümüzde her alanda zor şartlarla dolu bir yaşamla karşılaşma ihtimalimiz çok yüksek. Hayat nehrinde bir salın üzerinde ilerleyen insanoğlu, aniden karşısına çıkan zorlayıcı olaylarda, elindeki küreklerle hayatta kalıp yoluna devam etmeye çalışır. Kimi zaman dalgalı sularla mücadele eder, kimi zaman da sığ sularda bataklığa saplanıp düşme tehlikesiyle baş etmenin yollarını arar. Böylesi zor anlarda bazısı olanaklarını kullanarak can yeleklerini takar, yanındakilerden daha güçlü rehberlikler kolaylıkla alabilirken, bazıları yeterli desteğe sahip olmamasına rağmen, dalgalı sularda savrulurken saplandığı bataklık kenarlarından deneyimlerle çıkar ve güçlenerek sallarıyla yola devam ederler.

İnsanın, tahmin edilemeyen belirsizliklerin içinde yoluna devam etmeyi ne oranda başarabildiği, yaşam tecrübelerini nasıl yönettiği onun psikolojik sağlamlığı ile ilgilidir. Psikolojik sağlamlık, bireyin olumsuzluklarla, belirsiz zorlayıcı olaylarla, tehdit edici durumlarla, önemli değişikliklerle karşılaştığında bunlarla baş etme, uyum sağlama, esnek olabilme ve ilerleyebilme, kendini toparlama ve iyileştirme, zorluklardan öğrenebilme gücü ile ilgili bir kavramdır.

Yaşamda başımıza gelecek felaketler, karşılaşılabilecek olumsuz deneyimler kişinin psikolojik sağlığını korumasında ve psikolojik sağlamlık göstermesinde risk faktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu risk faktörlerini bireysel, ailesel ve çevresel olarak kategorize edebiliriz. Bu bağlamda; erken doğum, kronik hastalıklar, genetik bozukluk, olumsuz yaşam olayları gibi bireysel risk faktörleri; ebeveynlerin hastalığı ya da psikopatolojisi olması, ebeveynlerin boşanması, ölümü, tek ebeveyn ile yaşamak, ergenlik döneminde anne olma, çocuk ihmali ve istismarı gibi ailesel risk faktörleri; ekonomik sorunlar, yoksulluk, terör, savaş, toplumsal şiddet, doğal afetler, salgın hastalıklar gibi çevresel risk faktörlerinden söz edebiliriz.

Bireyin risk durumlarında tampon görevi gören koruyucu faktörleri harekete geçirmesi gerekmektedir. Psikolojik sağlamlığı arttırmada koruyucu faktörler stratejik bir önemdedir.
Bireyin zorlu yaşam olayı sonrası psikolojik olarak sağlam olmasında ki koruyucu faktörler ise, zeka, cinsiyet, yaş, öz-yeterlik, akademik başarı, olumlu mizaç, iç kontrol odaklı olma, yüksek benlik saygısı, kendini kabul, kişisel disiplin, sorumluluk, otonomi, yaşam amacının olması ve gelecek için olumlu beklentiler, etkili sorun çözme becerileri, iyimserlik, umut, sosyal yetkinlik, mizah duygusuna sahip olma, sağlık gibi bireysel koruyucu faktörler; destekleyici ebeveyn ya da bir aile üyesiyle pozitif ilişkiler, çocuğa yönelik gerçekçi beklentiler gibi ailesel koruyucu faktörler; sosyal desteğe sahip olma, akran/arkadaş desteği, etkili toplumsal kaynaklar gibi çevresel koruyucu faktörler olarak sıralanabilir. Kişinin hayatında bu faktörleri ne kadar çoğaltabilirsek o kadar olumlu dönütler alınacaktır. Psikolojik sağlamlığı arttırmanın yanında bireyin birçok probleminin çözülmesini sağlayarak birey için bu sorunların tehdit unsuru olmasının önüne geçilecektir.

Belirli olaylar ya da durumlar karşısındaki tepki hali olan Psikolojik sağlamlık, değişmez bir kişilik özelliği değildir. Sadece belli insanların sahip olduğu bir özellikte değildir. Koruyucu ve geliştirici etkenlerle desteklenerek, bireyi baş edebilir hale dönüştüren “geliştirilebilir” bir özelliktir. Psikolojik sağlamlığı geliştirmek için önerilen yollar şunlardır:

1.İnsanlarla ilişki kurmak: İnsanların dayanıklılık düzeylerini arttırmak için aile bireyleri ve diğerleriyle pozitif ilişkiler kurabilmeleri sağlanmalıdır.

2.Kriz durumlarını başa çıkılmaz durumlar olarak görmemek: Herkes yaşamında bir takım zorlu anlarla karşılaşabilir. Bu gerçeği değiştiremeyiz fakat bu durumu algılayışımız, yorumlamamız ve tepki vermemizin şeklini değiştirebiliriz. Yaşamın olumsuz anlarını çözülemez, içinden çıkılamaz durumlar olarak görmemeliyiz.

3.Değişimin kaçınılmaz olduğunun kabulü: Değişime direnmek yerine eşlik etmeyi seçin. Değiştiremeyeceğiniz durumları kabul edip değiştirebilecekleriniz üzerine odaklanmak kendi dayanıklılığınız için önemli bir göstergedir. Bazı hedefler ve idealler artık ulaşılabilir olmayabilir veya önümüze çıkan farklı yolları denemek, bazı şeylerde değişiklik yapmak durumunda kalabiliriz. Bu süreçte yaşadığımız olayları kabullenmek ve yeni alternatifler bulmak bizlere yardımcı olabilir. Her durumda umut ve iyimserliği elden bırakmamak gerekir.

4.Amaçlar belirlemek: Yaşamınızı size ilham veren amaçlar bularak anlamlandırın. Yaşamda kişinin hedeflerinin olması önemli bir dayanıklılık göstergesidir. Hedefi olan kimse, amaçları doğrultusunda yaşama daha sıkı tutunur ve gelecek yönelimi artar. Yapmak istediklerinizi ertelemeden küçük adımlarla başlayın. Ulaşılmaz gibi görünen o büyük hedefler yerine “Gitmek istediğim yere ulaşabilmek için bugün ne yapabilirim?” sorusu üzerinde çalışın.

5.Kararlı adımlar atabilmek: Sorunlarla karşılaşıldığında pasif kalarak, problemlerin kendi kendine çözülmesini beklemek dayanıksızlık göstergesidir. Herhangi bir problemle karşılaşıldığında problemin çözümü için yapılması gerekenler konusunda kararlı adımlar atabilmek ise bir dayanıklılık göstergesidir.

6.Sorunlar kendini keşfetmenin bir yoludur: Dayanıklı kimseler, sorunları kendisi hakkında bilgiler edinebildiği birer fırsat olarak görürler.

7.İnsanın kendisi hakkında olumlu bir görüşünün olması: İnsanın, sorunlarını çözebileceği konusunda kendine inancı dayanıklılığın göstergesidir. Kendisi hakkında böyle bir inanca sahip olmayan bir kimse problemlerin çözümü yönünde adım atmayacaktır. Kendinizle ilgili iyi olan tüm emek ve çabalarınızı takdir ederek, daha iyiyi arayışınızın iyilerinizi yok etmesine izin vermeyin.

8.Olaylara geniş bir zaman diliminden bakabilmek: Olumsuz yaşam olaylarıyla karşılaşıldığında olayı dar bir zaman diliminde değerlendirmek yaşanan olayın gerçek boyutlarından büyükmüş gibi görünmesine sebep olur. Bu yüzden yaşanılan problem durumlarını geniş bir bağlam ve zamanda değerlendirebilmek önemli bir dayanıklılık göstergesidir. Bu şekilde problemin anlık duygusal yükünden bağımsız olarak olay, gerçek boyutlarında algılanabilir.

9.İyimser olmak: İyimser kimseler iyi şeylerin olacağı beklentisine sahipken kötümser kimseler kötü şeylerin olacağı beklentisine sahiptirler. Kişinin iyimserlik geliştirebilmesi ve geleceğe umutla bakabilmesi dayanıklılığın önemli bir göstergesidir.

10.Kendinize iyi bakın: İnsanın kendi duygularına ve gereksinimlerine duyarlı olması, kendine zaman ayırması, sağlıklı beslenmesi, egzersiz yapması(Gevşeme, Nefes Egzersizleri), spor yapması ve hoşlandığı etkinliklerde bulunması kişinin kendine iyi bakması olarak değerlendirilebilir. Bu şekilde hem fiziksel hem de ruhen zinde olan kimse karşılaştığı problem durumlarının çözümüyle uğraşmak konusunda daha istekli ve gayretli olacaktır.

11.Becerilerinizi gözden geçirin: Yaşadığınız olayların her biri “size neler öğretti, hangi becerilerinizi geliştirdi” sıkça değerlendirin. Geçmişinizden, başınıza gelen olaylardan öğrenin.

12.Dayanıklılığı arttırmanın diğer yolları: Maneviyatınızı güçlendirecek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak rutinler, etkinlikler belirleyin. Dua, yoga, meditasyon gibi etkinliklere katılın. İhtiyaç sahibi insanlar için sosyal sorumluluk projelerini destekleyin.
Psikolojik sağlamlık, yaşamımız boyunca karşılaşılan her zorlayıcı durumun içinde gizli bir armağan olduğu fikrini kabul etmek, düşmemek değil düşse de kendi elinden kendini tutarak, umutla yola devam edebilmektir. Yolunuz daima açık ve umut dolu olsun.

https://www.habereguven.com/cocuklarda-cinsel-istismar-ve-etkileri/
https://www.habereguven.com/cocuklara-cinsel-egitim-nasil-verilmeli/
https://www.habereguven.com/ogrenilmis-iyimserlik/
Editör: TE Bilisim