Sen, Ben, Lenin

“Sen, Ben, Lenin” bir şeyi yapmak değil de iyice yapmanın güzelliğini giydirmiş dakikalara. Barış Bıçakçının bir sözü var “aynaya bakmaktan hep kaçan bir darağacı suratlı toplum “diye. İşte cuk diye oturmuş. Zira o hiç gülmeyen ama hep bir açık aramakta direnen insanlar metaforuna karşı yeri geldiğinde gülmemize sebep bir hiciv oluşturmuş zannımca, kara mizah yanıyla.

Filmin sonunda Seyyal Taner şarkısında güzel söyler “gülemiyorsun ya gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir.” “Söz Uçar” da ki Tufan Taştan gizliliğini ve Taştan-Bıçakçı isimleri birleşince ortaya nasıl bir güzelleme çıkabileceğini bilenler çok da şaşırmazlar. Günlerin aynı kaba damlamadığı bir gün yazmış yine Barış Bıçakçı bu senaryoyu belli ki.

Adana Altın Koza Film Festivalinin dahası ödüller almayı hakeden, fakat aslında filmlerin satıldığı ve sahneye emeksiz yüzlerin ve cümlelerin çıktığı ülkemizde ennnn ödülün seyirci ödülü olduğunu bilmek de çok rahatlatıcı. Tebrikler.

Filmdeki emekçilerin karşılık beklemeden emek verdiklerini bilmek benim için bir şans. Zaten muazzam bir kadro toplanmış. O gözle izledim filmi ki tutundum her dakikaya.

Filmde konuşan dekorun gölgesinde; Barış Bıçakçı belki de Ahmet Abinin, Edip Cansever’in baktığı gibi bakmış pencereden denize doğru; Tufan Taştan işlemiş iğne oyası zarifliğinde, ülkenin mendilindeki kan sesleri gibi. Oysa “güzelim mendil niye kanar, diş değil, tırnak değil.”

İzleyin isterim.

Pelin Özer Uz

Editör: TE Bilisim