Türk Tabipleri Birliği (TTB), bir aydır cezaevinde olan Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın serbest bırakılmasını istedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), haksız-hukuksuz biçimde tutuklanan Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkındaki dava ve TTB’ye yönelik baskı süreci ile ilgili 4 Aralık 2022 günü bir basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasının açılışında konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Onur Naci Karahancı; Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasıyla birlikte iktidarın gerçek niyetinin açığa çıktığını, TTB’yi ve meslek örgütlerini hedefe koyan bir algı operasyonu yürütüldüğünü söyledi. TTB’nin tarihi boyunca hiçbir zaman doğruyu söylemekten, hakikatin peşinde yürümekten, emeğinin, mesleğinin, geleceğinin ve toplum sağlığının mücadelesini vermekten korkmadığını belirten Karahancı, bundan sonra da bu mücadeleden asla geri adım atmayacaklarını ifade etti. Karahancı, Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın 23 Aralık 2022 günü İstanbul’da başlayacak davasına çağrı da yaptı.

TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten tarafından okunan açıklama ise şöyle:

Başkanımız Şebnem Korur Fincancı’ya, Meslek Örgütümüze,
Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!

TTB ve Sağlık Hakkı Mücadelemiz Susmadı Susmayacak

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, demokratik hukuk devleti ilkeleri ve bilim insanlarının mesleki özerkliği ilkesi hiçe sayılarak iktidar çevreleri ve medyası tarafından hedef gösterilmiş ve ardından hukukla bağdaşmayacak bir kararla tutuklanmıştır. Başkanımızın tutukluğun üzerinden bir ayı aşkın zaman geçmişken iktidar çevrelerinin asıl amacı daha da belirginleşmiş ve bu süreci meslek örgütümüzün özerkliğine, hekimlerin mesleki bağımsızlığına yönelik topyekûn bir saldırıya dönüştürme çabası açıkça ortaya çıkmıştır. Toplumun her alanında eleştiren, sorgulayan aykırı ses istemediklerini; tüm meslek örgütlerini hedefe aldıkları bir yasa çalışması içinde olduklarını söyleyerek bir kez daha ortaya koymuşlardır.

TTB ve tabip odalarının son dönem COVID-19 salgınında olduğu gibi bilimsel bilgiyi her daim, şeffaf bir şekilde toplumla paylaşması; hekimlerin yaşadığı şiddete ve mobbinge karşı sesini yükseltmesi; hekimlerin emeğini ve sözünü meydanlara taşıyarak insanca yaşama ve çalışma koşullarını savunması ve sağlıkta yaratılan çöküşü gün yüzüne çıkarması belli ki iktidarı rahatsız etmiştir. Ancak bilinmelidir ki TTB hangi iktidarlar olursa olsun halkın sağlığı için doğruyu söylemekten asla vazgeçmemiştir. Binlerce yıllık hekimlik değerlerimize dayanan hekimlik andımızda topluma söz verdiğimiz gibi; “Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağız.” TTB’yi denetim altına almak, öncekiler gibi mevcut iktidar çevrelerinin de siyasi ajandasının üst sıralarında yer alıyor olabilir ama dün gibi yarın da toplum ve hekimler sağlığına, geleceğine sahip çıkacaktır.

Bizler önce meslek örgütümüzün başkanı ve yöneticileriyle başlatılan; ardından meslek örgütü değerlerine, mesleki bağımsızlık ilkelerine yöneltilen bu antidemokratik müdahaleleri aslında tüm topluma verilmiş bir gözdağı olarak görüyoruz. İktidar çevreleri ülkemizde halkın sağlığının en önemli savunucusunun TTB olduğunu bilmektedir: TTB’yi etkisizleştirmeye, güçten düşürmeye, mümkünse tamamen susturmaya yeltenmeleri siyasal, sosyal ve sağlık alanı başta olmak üzere hayatın tüm alanında sürdürdükleri halkın sağlığına zararlı politikaları daha da arttırmaktan öteye gitmeyecektir. Unutmasınlar, toplum da çok iyi bilmektedir ki; “TTB susarsa sağlık da susar.”

TTB ve hekimler büyük gayretlerle pandemide mücadele ederken bile, gerçekleri ve toplum sağlığını savunduğu için baskı ve yıldırma çabalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Ancak her türlü zorbalığa rağmen toplum sağlığını ön planda tutmuş; paylaştığı tüm veriler ve önerilerde haklı çıkmıştır. Bilinmelidir ki TTB olmadan sağlık, TTB olmadan nitelikli sağlık hizmeti, TTB olmadan sağlık hakkı mücadelesi, TTB olmadan hekim emeği mücadelesi olmaz. Meslek örgütümüzün tarihinden aldığımız güçle dün olduğu gibi bugün de hem meslek örgütümüzün hem de Merkez Konseyi Başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın yanında olacağız. Biliyor ve yürekten inanıyoruz ki tüm bu demokrasi düşmanı müdahale çabalarını yine hekimlerle ve toplumla birlikte bertaraf edecek; sağlıklı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.

Halkın sağlığı, hekimlerin hakları için kılını kıpırdatmayanların TTB’nin yasası ve geleceği hakkında tek bir söz etmeye hakları yoktur. Biz topluma ve hekimlere onların sağlığını ve emeğini korumak için söz verdik ve dün olduğu gibi bugün de hiçbir iktidar bize geri adım attıramayacak. Türk Tabipleri Birliği, kimlerin iktidarda olduğuna bakmadan, tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de hekimler için hekimlerle birlikte mücadelesine devam edecektir.

Hekimler Susmaz, TTB Susturulamaz!

Editör: Haber Merkezi