“Sivas'ta yitirdiğimiz bütün canları saygıyla anıyorum ve asla ve asla Alevilere dönük bir daha bir şiddet ve bir katliamın gerçekleşmesine müsaade etmeyeceğiz, etmemeliyiz bunun için ortak toplumsal barışı tesis etmek mümkündür ve bizler bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Halkların Demokratik Partisi Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Madımak Katliamının 29. Yılı Nedeniyle Habere Güven’e Değerlendirme Yaptı.

Hatimoğulları’nın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde;

Bundan 29 sene önce 2 Temmuz’da Sivas’ta-Madımak otelinde 33 canımız hunharca katledildi, yakılarak katledildi.

İçinde aydınlar, yazarlar, sanatçılar vardı ve onlar o gün Sivas'a Barış taşımaya ülkenin barışını tesis etmeye bu ülkede farklı hakların ve inançların bir arada yaşayabileceğine dair güçlü mesajlar vermek üzere oradaydılar.

Bu ülkede ve bu coğrafyada bir Alevi toplumu vardır ve bir Alevi sorunu vardır demeye gitmişlerdi ve tam da işaret ettikleri bu noktada dönemin faşist güçleri tarafından grupları tarafından katledildiler hem de diri diri yakılarak katledildiler.

İlk kez biz bir Alevi katliamı ile karşılaşmıyoruz.

Ama artık Alevi katliamları ve Alevi canlarımıza dönük bu nefret politikalarının devam etmesini asla istemiyor, kabul etmiyor ve bunun bitmesi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün bu coğrafyada Alevilere dönük katliamlar ne yazık ki her birini ayrı ayrı değerlendirdiğimizde o dönemin siyasal gerekçeleri bir kez daha karşımıza çıkıyor ama bütün bu katliamların bir ortak noktası var ki Türkiye'de Türk İslam sentezi üzerinde kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devleti beraberinde geleneksel olarak taşıdığı kodları yine sürdürüyor ve burada Alevileri ötekileştirerek asimile ederek onların inançlarını yok sayarak Alevilere eşit yurttaşlık hakkı temelinde hiçbir şekilde bir yaklaşım göstermeyerek aslında bugüne kadar devam eden Alevi katliamları ve Alevilere dönük işlenen nefret suçlarının tetikleyicisi olmuştur.

Şimdi mevcut olan iktidar da bunun üzerine üzerinde özel bir politika yürütüyor. Başta içişleri bakanı olmak üzere sarayda özel olarak bu iş için ayrılmış olan bir ekiple birlikte Alevi canlarımıza dönük aslında sadece bir seçim yatırımı gibi okumak da eksik kalır ama aynı zamanda bir seçim yatırımı olarakta ve fakat tam anlamıyla bir asimilasyon politikası ve onları da sisteme entegre etme politikası yürütüyorlar.

Bunu nasıl yürütüyorlar Alevi kurumların hesaplarına farklı şekillerde paralar yatırarak aslında Alevilik inancını satın alabileceklerini zannediyorlar ve kocaman yanılıyorlar.

Ve bu politika katliamcı politikayı destekleyen bir politikadır ve asla kabul etmiyoruz.

Bizler Halkların Demokratik Partisi olarak halklar ve inançlar komisyonuna bağlı alevi masamızın başlatmış olduğu Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı temelinde devam eden bir kampanyamız var. Ve biz diyoruz ki bu ülkede bütün farklı halklar ve inançlar özgürce yaşayabilir rengârenk bir cennet bahçesi bu ülke.

Yeter ki bizler eşit yurttaşlık temelinde bütün farklı halkların ve inançların kendini bu şekilde hissedebilmesi, yaşayabilmesinin hakkını ve hukukunu tesis edebilim. Ve biz bunun tesis edilebileceğine dair inancımız sonsuzdur.

Ben bir kez daha Sivas'ta yitirdiğimiz bütün canları saygıyla anıyorum ve asla ve asla Alevilere dönük bir daha bir şiddet ve bir katliamın gerçekleşmesine müsaade etmeyeceğiz, etmemeliyiz bunun için ortak toplumsal barışı tesis etmek mümkündür ve bizler bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Hızır yar ve yardımcımız olsun

Editör: TE Bilisim