Gece yağan yağmur ve sonrasında getirdiği enfes bir temiz hava kadar sevdiğim şeyler azdır sanırım. Huzur verir bana. Muhakkak geceleri yağmur yağarsa cam açarım ve o serin ya da keskin soğuğun yüzüme çarpmasından büyük zevk alırım. Belki de soğuk alacağım, üşüteceğim fakat bu hissi yaşamayı erteleyemem.

Genellikle de ilham da veriyor kendisi. Gerek iş gerekse sanat babında. Geceleri çalışmayı severim. Hele de yağmurlu gecelerde. Çoğu insana İngiltere’nin havası kasvetli gelir, bana ise kendini sevdiriyor. Yağmuru çok sevdiğimden, sonrasında getirdiği havanın güzelliğinden ve aynı zamanda güneşli günlerin değerini bildirdiğindendir belki de.

Yağışlarıyla ünlü İngiltere’de yaşamanın bana kattığı şeylerden biri de yağmurda yürümek. Şemsiye açmadan. Bir türlü sevemedim şemsiyeleri. Uzun kapüşonlu kabanımı giyip ara ara yüzüme vuran yağmurda yürümeyi daha çok seviyorum. Onun da tadına vararak, o an’ı yaşayarak.

Yağmuru sevenler, acıyı da sever gibime geliyor benim. Ayni hayattaki gibi her zaman güneşli olamaz hava da. İyisiyle, kötüsüyle var olmaya devam ediyor. Hepsini yaşamak ve hepsini o an’da yaşamak zorundayız.

Yağmurda acılar gibi besliyor aslında bizi. Acılar da gözyaşları da bir şeyler katıyor öğretiyor insana, besliyor bizi. Yağmurda doğayı besliyor, insanın su ihtiyacını besliyor. Kirlilikleri akıtıyor. Yağmur berekettir. Toprağın suya doymasıdır. Eve kapanıp sıcak içeceğimizle beraber kitap okumaktır, film izlemektir, yazmaktır, çizmektir, çalışmaktır. Dökülen damlaları izlerken yaşanılan huzurdur, yağmur.

Yağmurun verdiği hüzün bile bana keyif veriyor. Acıyı sevmek dedikleri belki de bu. Şemsiyenin altına saklanmaktansa damlaları yüzümde hissetmeyi tercih ediyorum. Peki ya cama çarpan damlaların sesinin huzuru? Paha biçilemez değil mi? Yağmur bazen de ruhumuza yağar. Kavrulmuş ruhumuz bir yağmur damlasında huzur ve teselli bulur.

“Bazı insanlar yağmurda yürürken, diğerleri sadece ıslanır.” – Bob Dylan.

Her yağmur damlacığı farklı dokunuşlarla insanları etkiler. Fiziksel ya da psikolojik. Yağmurun yağışı herkesin hayatına farklı açılar getirir. Bereket, hüzün, huzur, sevinç, çile birçok anlam birçok farklılık getirir her damlası. Yağmur değildir, trafiği yaratan, hayatı zorlaştıran, insanların yağmur yağdığında yaptıklarıdır hayatı zorlaştıran. Ayni hayat metaforunda olduğu gibi, başımıza gelenler ya da yaşadığımız acılar değildir olay; mevzu bizim o anlarda ne yaptığımızdır.

“Hayat fırtınada sığınak bulmak değildir. Yağmurda dans etmeyi öğrenmektir.” – Sherrilyn Kenyon.

Editör: TE Bilisim