METRESİ 6.5

Bu yazımız konusu yakın dönem İran sinemasının en seçkin örneklerinden biri olan 6.5 per meter yani metresi 6.5 (Bir metre kefen bezi fiyatı 6.5 tümen) Filmin yönetmeni Saeed Roustayi. Başrollerinde Uyuşturucu Baronu Nasser Khakzad rolünde Navid Mohammadzadeh, Polis şefi Samad rolünde ise Payman Maadi’i yer alıyor. Filmin çok sağlam bir senaryosu var, Fars kültüründen gelen mana ve ifade zenginliği, diyalogların derinliği filmin seyir gücünü inanılmaz artırıyor.

Filmimiz, şehrin izbe bir bölgesinde silindir taş boruları içinde barınan evsiz insanların sefalet içinde yaşamaya çalıştığı ve bir uyuşturucu bataklığı haline gelen bölgeye narkotik polisinin yaptığı baskın ile başlıyor. Uyuşturucu kullanan insanlar korku ve panik içinde kaçarken, uyuşturucudan ölen yaşlı bir adamın çürümeye başlamış olan cesedi, izleyicileri yürek burkan bir çaresizliğe sürüklüyor.

Benzer bir ruh üşümesini, uyuşturucu baronu Nasser’in kapatıldığı büyük hücrede, insan denizinin arasında şaşkınlık ve korku içinde çevresine bakarken yüreğine çöken ve benliğini saran ıstırapta görüyoruz.

Filmde acımasız Uyuşturucu Baronu Nasser’in  parasızlık yüzünden ağabeyinin tedavisini karşılayamadığını ve onun ölmesi sonucu anne, baba, yetim yeğenlerine bakabilmek için bu işe girdiğini öğreniyoruz. Nasser ailesine yeni ve geniş bir ev almak için, yetim yeğenlerini iyi okullarda okutabilmek için uyuşturucu satan bir zorbaya dönüşmesi yoksulluk ve suç arasındaki ilişkiyi yeniden aklımıza getiriyor.

Polis şefi Samad, Nassar’a ulaşmak için zorlu bir mücadeleye başlar. Önce sıradan torbacının evine baskın yapar. Torbacı aile, özellikle eşi ve iki çocuğun yaşadığı korku, utanç ve çaresizlik karışımı duygular izleyiciyi torbacı ailenin düzen kurbanı olan zavallılar gerçeğine ulaştırıyor. Samad, bir sonraki aşamada Torbacı İnek Hasan’ın yeğeni olan kız ile Nasser’in nişanlı olduğunu öğreniyor. Bu kızın verdiği bilgiler sonucu Nasser lüks rezidansında yakalananıyor. İronik olan taraf ise polisler onu yakalandığında Nasser intihar etmek için çok sayıda ilaç içmiş ve ölmek üzeredir. Polisler, uyuşturucu baronunun midesini yıkar ve onu kurtarır. Nasser, “beni asmak için kurtardınız” diyerek duruma isyan eder.

Nasser yakalandıktan sonra Samad’a rüşvet teklif ettiği sahne filmin zihni açan en görkemli diyaloglarına sahne olacaktır. Samad’ın kendisine teklif edilen yüksek miktardaki rüşvete hayır demesini Nassar memurların paradan korkması ile açıklar. Bunu ahlaki nedenlerden dolayı değil yüksek meblağlardan korktukları için yapamadıklarını söylüyor. Kapitalizmde emeği ile çalışanların sistem tarafından sürekli olarak baskılandığı için parayı ve rahat yaşamayı çok isteseler bile öğrenilmiş çaresizlik yüzünden zengin olmaya cesaretlerinin olmadığını ifade ediyor. Nasser, sınıfsal eziklik dolayısıyla Samad’a çok daha düşük bir rüşvet teklifinde bulunsa kolayca özgür kalacağından yüzde yüz emin bir biçimde diyaloğu sonlandırıyor.  ‘Suçlu herkesi suçlu olarak görür’den ziyade sistemin herkesi kirleteceğine olan kesin inanç. Meşhur Matrix serisinde denildiği gibi “Ondan (Matrix) kaçamazsınız. İran filminin en çarpıcı mesajı bu bölümde gizli; “Aslında bunu yapmayı hepiniz çok istiyorsunuz, ama yapmaya cesaretiniz yok.”

Nassar’ın idam edildiği sahne, yönetmenin elinde nadide bir mücevher gibi işlenerek bu büyük trajedi içerisinde derin mesajlar barındıran görsel bir şahesere dönüşüyor. Bu sahnede idamın aslında hiçte caydırıcı bir ceza olmadığı enfes bir biçimde gözler önüne seriliyor. 

Filmin sonunda Samad kendisine verilen terfiyi almaktan vazgeçiyor. Görevinden istifa ediyor.  Mesai arkadaşı Hamid buna bir anlam veremiyor. Samad; polisliğe başladıklarında İran genelinde uyuşturucu kullanan 1 milyon kişi varken şimdi bu oran 6,5 milyona çıktı, sence bu işte bir yanlışlık yok mu? diyor. Hamid ise eğer bu polisler olmasaydı bu oran 20 milyon olurdu cevabını veriyor.

Sahi, aynı soru şimdi benimde aklıma takıldı. Sahiden bu işte bir yanlışlık yok mu…

Editör: TE Bilisim