Değerli basın mensupları,

Bizleri ekranları başından ve sosyal medya hesaplarından takip eden kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Dün Mersin-Adana otoyolunda meydana gelen zincirleme trafik kazasında 10 vatandaşımızı kaybettik. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabır, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.

Bugün 27 Mayıs askeri darbesinin yıldönümü... Merhum Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı saygıyla ve rahmetle anıyorum. Darbeler Türkiye'de demokrasinin ilerlemesine hep engel oldu. Ülkemizin çok partili hayata geçişini sağlayan Cumhuriyet Halk Partisi, şimdiye kadar askeri ya da sivil bütün darbelerin karşısında olmuştur, bundan sonra da darbelerin karşısında olmaya devam edecektir. Halkın iradesinin dışındaki her türlü müdahale, ülkemize ve demokrasimize yapılmış en büyük kötülüktür.

Değerli arkadaşlar,

Dün Türkiye’nin dört bir yanından gelen emeklilerle birlikteydik. Ankara Tandoğan Meydanı’ndan emeklilerin haklı taleplerini bir kez daha dile getirdik. Açlık sınırının 17 bin 725 lira olduğu ülkemizde, emekliler 10 bin lira maaşları ile artık hayatta kalma mücadelesi veriyor. Neyi, nereden daha ucuza alırım diye market market geziyorlar, sırf daha ucuz diye pazar alışverişlerini akşam üstü yapıyorlar. Hatta, üzülerek ifade ediyorum ki, birikimi ya da yan geliri olmayan, çocuklarından, ailesinden destek alamayan birçoğu, pazar sonrasında tezgahlarda kalan meyve sebzeleri topluyorlar. Türkiye’nin içinde olduğu ekonomik buhranı emekliler iliklerine, kemiklerine, hücrelerine kadar hissediyor.

Biz, en düşük emekli aylığı ve emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çekilinceye kadar, emekli aylıkları arasındaki farklılıkları giderecek intibak yasası çıkarılıncaya kadar, bu ülkenin ekonomisine, üretimine katkı sunan emeklilerimiz el üstünde tutuluncaya kadar, emeklilerimizle birlikte mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

Değerli arkadaşlar,

Önümüzdeki günlerde 9’uncu yargı paketinin TBMM gündemine gelmesi bekleniyor. Geçen hafta, bu pakette yer alacağı söylenen, çok tehlikeli bulduğumuz ve Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerde ciddi bir gerilemeye neden olacak “etki ajanlığı” düzenlemesi ile ilgili uyarmıştık. Bu düzenleme kamuoyunda gündeme geldiği hali ile yasalaşırsa, yasadaki suç tipi “Somut, belirli ve öngörülebilir” olmayacaktır.

Ceza Hukukunun temeli “SUÇ GENEL TEORİSİNE GÖRE” suç oluşması için 4 tane ana unsur vardır:

  1. MADDİ UNSUR = HAREKET
  2. MANEVİ UNSUR = KASIT
  3. KANUNİLİK UNSURU = BİR DİĞER ADIYLA TİPİKLİK, YANİ BİR EYLEMİN YASADA SUÇ OLARAK TANIMLANMASI
  4. HUKUKA AYKIRILIK = HUKUKA UYGUNLUK SEBEBİ BULUNMAMASI

AKP’nin meclise getirmeye ve yasalaştırmaya çalıştığı “Etki Ajanlığı” suçunda sakat olan unsur “KANUNİLİK UNSURU” dur. Bir eylemin suç teşkil etmesi için her şeyden önce, yasadaki suç tipine uygun bir eylem olması gerekir. Peki hangi eylem etki ajanlığıdır? Hangi eylem değildir? Buna karar verecek olan kimdir? Devletin iç ya da dış siyasal yararları nelerdir? Bunlar, yani devletin iç ya da dış siyasal yararları ve bunlara aykırı eylemler, AKP’nin günü birlik uyguladığı değişken politikalara göre mi belirlenecektir?

Türk Ceza Kanununun “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar”, “Milli Savunmaya karşı Suçlar”, “Devlet sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlıkları altında düzenlenen suç tipleri, bu kadar mı yetersiz kalmıştır da, AKP iktidarı böyle bir düzenleme yapmaya ihtiyaç duymuştur?

Değerli basın mensupları,

Her karşı çıkışı, her eleştiriyi kendi iktidarına karşı bir tehdit olarak algılayan AKP, şimdi de bu düzenlemeyle, kendisine muhalif olan herkesi “ajan” ilan etmeye hazırlanıyor. Ülkemizde geçmişte, “eleştiri” sınırları içinde kalan pek çok söz, sırf AKP rahatsız oldu diye cezalandırıldı. Bu düzenleme hiç şüphesiz, AKP’nin temel hak ve özgürlükler konusunda bozuk siciline yenilerini ekleyecektir. Belirsiz, öngörülemez ve muğlak ifadelerle, siyasi iktidarın elinde muhalifleri bastırmak, gazetecileri ve siyasileri susturmak için bir aparat olarak kullanılacak bir suç oluşturulamaz.

CHP’li Yazgan, yerel basın için Meclis kürsüsünden iktidara seslendi:  ‘Yanlış yapıyorsunuz’ CHP’li Yazgan, yerel basın için Meclis kürsüsünden iktidara seslendi: ‘Yanlış yapıyorsunuz’

Basının, kamuoyunun, siyasilerin verdikleri tepkiler nedeniyle; iktidarın “etki ajanlığı” düzenlemesinde kısmi bir yumuşama ve düzenleme yapması basına yansıdıysa da; toplumsal barışı bozacak, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayacak, haksız yaptırımlarla mağduriyetlere neden olacak, hukukun evrensel ilkelerine aykırı olan bu düzenlemenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hiç getirilmemesi gerekmektedir.

Değerli arkadaşlar,

AKP iktidarı ve Erdoğan’la birlikte ülkemiz her alanda gerilemeye devam ediyor. Bunlardan biri de Dışişleri… AKP, Meclise sunduğu kanun teklifi ile Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı diye bir vakıf kuruyor. Bu vakıf neyin nesidir diye baktığımızda görüyoruz ki paralel bir Dışişleri Bakanlığı kuruluyor. Vakfın amacı nedir? Güya bakanlığın hizmet kalitesini arttırmakmış. İyi de arkadaş, Dışişleri Bakanlığı’na girmek için KPSS şartını siz kaldırmadınız mı? Dışişleri Meslek Memurlarının alımı için oluşturulan kurulun, büyükelçiler arasından belirlenmesi şartını siz kaldırmadınız mı? Sınav kurullarının elçi ve büyükelçilerden belirlenmesi şartını siz kaldırmadınız mı?

Hem liyakatsiz alımların önünü açacaksın, hem de bakanlığın hizmet kalitesini artırmak için vakıf kuracaksın. Bu vakfın, AKP kadrolarının bankamatik personel deposu haline getirileceğini şimdiden ifade etmekte fayda var. Vakfın mütevelli heyeti başkanlığını Dışişleri Bakanı üstlenecek, mütevelli heyeti de kendisinin belirlediği 10 kişi olacak. Soralım Hakan Fidan’a! Listen hazır mı Sayın Fidan? Hangi AKP eski milletvekili, belediye başkanı, adayları, il, ilçe başkanları olacak?

Asıl önemli kısım bu vakıf, Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesine ortak olacak. Bakanlığın vize gelirlerinden pay alacak. Bakanlığın kasasından “vakfa aktarılan milletin parası” birçok muafiyetten yararlanarak harcanacak, ancak denetlenemeyecek. Tasarruf tedbirleri diye uydurdukları işlevsiz programdan kendilerini işte böyle sıyırıyorlar. Bağış adı altında, “Kimlerin vergi borcu silinecek? “

AKP vakıf adı altında kurduğu, kurdurduğu kendi kurumlarına yıllarca halkın milyarlarını aktardı. Belediyelerin, bakanlıkların bu şekilde içini boşalttı. Buradan ilan ediyoruz. Bu vakıf “Paralel Dışişleri Bakanlığı”dır. Malum kendileri bir dönem paralellerle çok yakındılar.

El âlem, Türkiye'ye geçerliliğini kaybetmiş pasaportuyla, kimliğiyle giriyor, bizim saygın hocalarımız, sanatçılarımız, işadamlarımız bırakın turistik geziyi seminerler, konferanslar, fuarlar için vize alamıyorlar. Tüm bunlar olurken; Hakan Fidan, kasa olarak kullanmak amacıyla kendisine vakıf kuruyor. Bu iş

Editör: Haber Merkezi