DOĞU AKDENİZ'İN YAŞAM DAMARLARI TEHDİT ALTINDA: ÇMO'DAN KRİTİK ÇAĞRI: YA KORUMA YA GERİ DÖNÜLEMEZ FELAKET!
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana ve Mersin Şubeleri, Seyhan, Ceyhan, Tarsus Çayı ve Deliçay’da yaşanan kirliliğin "tahammül edilemeyecek boyutlara" ulaştığını belirterek, su güvenliği ve halk sağlığı için hayati önem taşıyan acil önlemlerin derhal uygulamaya konulması çağrısında bulundu.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana ve Mersin Şube Yönetim Kurulları, Doğu Akdeniz Bölgesi'nde yer alan önemli su kaynaklarına yapılan atık su deşarjlarının sosyal medyaya ve haber sitelerine yansıması üzerine ortak bir açıklama yapma gereği duydu. Yapılan açıklamada, Adana ilinde Seyhan ve Ceyhan nehirleri ile Mersin’de denize dökülen Tarsus Çayı ve Deliçay’ın ciddi bir kirlilik yükü altında olduğu ve sanayi baskısıyla karşı karşıya bulunduğu ifade edildi.
Konuyla ilgili yapılan açıklama şu şekilde:
YA KORUMA YA GÜN GEÇTİKÇE ARTAN FELAKET
Geçmiş günlerde bazı sosyal medya hesapları ve haber sitelerinde karşılaştığımız Doğu Akdeniz Bölgesinde yer alan Seyhan ve Ceyhan Nehirlerine deşarj edilen atık suların görüntüleri üzerine Çevre Mühendisleri Odası Adana ve Mersin Şubeleri olarak ortak açıklama yapılma ihtiyacı oluşmuştur.
Adana ilinde Seyhan ve Ceyhan nehirlileri ile birlikte Mersin’de denize dökülen Tarsus Çayı ve Deliçay sanayi baskısı altında olup ciddi bir kirlilik yükü altındadır. Oluşan kirlilik yükünün sebeplerini ele alınıp önleyici çalışmaların yapılması ve Adana ve Mersin gibi önemli havza ve kıyı şeridine sahip kentler için kritik öneme sahiptir.
Doğu Akdeniz’de her yıl yeniden gündeme gelen Seyhan ve Ceyhan nehirleri kaynaklı su kirliliği, deniz kirliliği ve balık ölümleri, su sıkıntısı yaşamaya başlayan bölgemiz için artık tahammül edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Çukurova’yı besleyen yaşam damarları olan Seyhan ve Ceyhan nehirleri, doğdukları illerden Akdeniz’e kadar çeşitli noktalarda yapılan müdahaleler nedeniyle doğal dengesini yitirmekte; sucul ekosistemler ve su kalitesi ciddi biçimde zarar görmektedir.
Öncelikli tespitler:
· Sanayi bölgelerinden yapılan deşarjların bir kısmının çevresel standartları nehirlerin kaldırabileceğinin üstünde olduğu ve yetersiz kaldığı görülmektedir.
· Nehir yakınlarındaki tarım ve hayvancılık işletmelerinden kaynaklanan gübre ve organik atıkların nehir kıyılarına bırakıldığı gözlemlenmiştir. Bu atıkların nehir sularının azot ve fosfor taşınmasına yol açarak ötrofikasyon ve su yaşamı üzerinde olumsuz kirletici etkiye sahip olabilmektedir.
· Atık geri dönüşüm ve plastik işleme faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde altyapı ve ileri arıtma sistemleri yetersizliği mikroplastik dahil kirletici yükün artmasına ve bu durumun Adana ve Mersin deniz kıyılarında önemli mikroplastik kirliliğinin sebebi olduğu görülmektedir.
· Balık ölümlerinin görüldüğü dönemlerin, Ceyhan havzasındaki zeytinyağı üretim dönemleri ile çakıştığı gözlemlenmiş; üretim süreçleri/atık yönetimi ile nehir kirliliği arasındaki ilişkinin hassasiyetle incelenmesi gerekmektedir.
Talep ve alınması gereken acil önlemler:
1. Deşarj standartlarının sıkılaştırılması ve uygulanması: Seyhan ve Ceyhan nehirlerine yapılacak tüm endüstriyel ve kentsel deşarjlar için daha sıkı sınırlar getirilmelidir; gerekli mevzuat çalışması yapılarak önlemler alınmalıdır.
2. Havza Koruma Planları’nın güncellenmesi ve hayata geçirilmesi: Doğu Akdenizde yer alan havzalarımızın havza ölçeğinde güncel, bilimsel temelli koruma ve yönetim planları hazırlanıp tüm ilgili kurum ve kuruluşlarca uygulanması sağlanmalıdır.
3. Sürekli izleme ve erken uyarı sistemi: Nehirlerin kritik noktalarına online su kalite izleme istasyonları kurulmalı; anormal değerlerde otomatik alarm ve hızlı müdahale ekipleri devreye sokulmalıdır.
4. Mikroplastik ve ileri analiz zorunluluğu: Atıksu deşarj analizlerine mikroplastik parametreleri eklenmeli; plastik atık geri dönüşüm tesislerinin bulunduğu bölgelere ileri arıtma ve filtrasyon teknolojileri zorunlu tutulmalıdır.
5. Tarım ve hayvancılık kaynaklı kirliliğin kontrolü: Hayvansal gübrelerin yönetimi için çiftçilere eğitim ve teknik destek verilmeli; gübre depolama, taşınma ve uygulanma standartları denetlenmeli; doğal tampon bölgeler ve atık yönetimi uygulamaları (ör. kontrollü gübre depolama, kompostlaştırma) yaygınlaştırılmalıdır.
6. Sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve OSB arıtmaları: Sanayi sitelerinin ortak/merkezi arıtma tesisi kurmaları teşvik edilmeli veya zorunlu hale getirilmelidir; küçük işletmeler için kademeli uyum destekleri sağlanmalıdır. Sanayicilere atıklarını minimize etme yönünde yeşil dönüşüm çalışmaları kapsamında desteklerin sunulması arttırılmalıdır.
7. Dönemsel risk değerlendirmesi ve denetim yoğunluğu: Nehirler üzerinde kirlilik baskısının ve balık ölümlerinin yoğun olduğu dönemler (örneğin zeytinyağı üretim sezonu) için önceden planlanmış denetim programları uygulanmalıdır. Balık ölümleri ve kirlilik olaylarında hızlı müdahale için sahada mobil ekipler bulunmalıdır.
Sonuç ve Çağrı
Seyhan ve Ceyhan nehirleri ve Tarsus Çayı ile Deliçayın korunması, bölgedeki su güvenliği, halk sağlığı deniz kirliliği ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için hayati önem taşımaktadır. ÇMO Adana ve ÇMO Mersin şubeleri olarak; ilgilileri önlemleri uygulamaya koymaya davet ediyoruz. Aksi takdirde hem ekosistem kayıpları hem de ekonomik sosyal maliyetler artacak, geri döndürülemez zararlarla karşılaşma riski büyüyecektir.