Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen Nazım Gülmez’in akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması talebiyle 1077’nci hafta eyleminde bir kez daha Galatasaray Meydanı’ndaydı. Karanfiller ve kayıpların fotoğraflarıyla meydana gelen hakikat ve adalet arayıcıları, 31 yıldır haber alınamayan Dêrsimli köylü Nazım Gülmez için “Cezasızlık son bulsun” çağrısını yineledi.
Basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Ümit Tekay Dişli okudu. Devletin gözaltına aldığı kişilerin yaşam ve güvenliğinden sorumlu olduğunu hatırlatan Dişli, Nazım Gülmez’in yaşam öyküsünü şöyle aktardı:
“61 yaşındaki, 9 çocuk babası Nazım Gülmez, Dêrsim’in Xozat ilçesine bağlı Taşıtlı köyünde yaşıyordu. Tarım ve hayvancılıkla geçinen, çevresinde sevilen ve sayılan bir insandı.”
“Eşim okuma yazma bilirdi, eve gelirdi”
14 Ekim 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerlerin Taşıtlı köyüne gelerek devam eden askeri operasyonda kendilerine kılavuzluk etmesi için Nazım Gülmez’i evinden aldığını belirten Dişli, köylülerin tanıklığını şu sözlerle aktardı:
“Askerler, Gülmez ile birlikte üç köylüyü daha götürdü. Bir süre sonra üçü serbest bırakıldı ancak Gülmez’den bir daha haber alınamadı. Askeri yetkililer, eşini soran Garip Gülmez’e ‘Tunceli merkeze götürüp bıraktık’ dedi. Garip Gülmez’in ‘Eşim okuma yazma bilen, yol iz bilen biridir, bırakılsaydı eve dönerdi’ itirazı ise cevapsız kaldı.”
Dosya 31 yıldır karanlıkta
Gülmez ailesinin Hozat Savcılığı’na başvurduğunu ancak dosyanın yıllar boyunca Hozat Savcılığı, Elazığ Askeri Savcılığı ve Malatya DGM Savcılığı arasında gidip geldiğini belirten Dişli, 31 yıldır etkin soruşturma yürütülmediğini vurguladı:
“Savcılıklar olayın aydınlatılması için gereken çaba ve özeni göstermedi. Dosyada hiçbir ilerleme sağlanmadı. Nazım Gülmez’in akıbeti karanlıkta bırakıldı, failleri cezasızlıkla korundu.”
Cumartesi Anneleri, tüm kayıplar için olduğu gibi Nazım Gülmez için de adalet arayışlarının süreceğini vurguladı:
“Kaç yıl geçerse geçsin; Nazım Gülmez için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten ve devletin evrensel hukuk ilkelerine uyması gerektiğini hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Eylem, karanfillerin Galatasaray Meydanı’na bırakılmasıyla son buldu.