“Haksız tahrik indirimi', TCK'nın 29. maddesine göre kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi halinde ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirimi nedenidir. Haksız tahrik etkisi altında suç işleyen kişinin kusur yeteneğinde bir azalma söz konusudur. Kusur yeteneğinde azalma meydana gelen fail, haksız tahrik altında suç işlediğinden ceza indiriminden yararlanır. "Pınar Gültekin, bir üniversite öğrencisi. Cemal Metin Avcı evli ve 1 çocuk babası. Kimine göre ilişkileri olmuş, Pınar'ın ailesine göre ise tanıştığı Cemal'in ısrarlı takip ve tacizi üstüne her yerden engellemesiymiş cinayetin sebebi… Katil, Pınar'ı götürdüğü bağ evinde şiddet uygulayıp boğarak öldürmüş, bir varile koyup yakmış, üstüne çimento döküp delilleri yok etmeye çalışıp ortadan kaybolmuş! Okurken bile insanın yüreğini yakan bu âdi, sapıkça tasarlanmış cinayette ağırlaştırılmış müebbet istenen katile 'haksız tahrik indirimi' uygulanmış. Düşünebiliyo musunuz, 'bir anlık sinirle öldürdüm' diyen bu psikopat; sadece 22 yıl hapis yatacakmış. (hatta karşılığı 14 yıl oluyormuş) Bir anlık sinirle döv, öldür, varile koy, yak, çimento dök, öyle mi? Sizde hiç vicdan yok mu?? Bir insana bunları yaptıracak 'tahrik edici davranış' ne olabilir, sorarım size? Evli bir adamın bir üniversite öğrencisiyle muhattabında suçlunun kadın olup böylesi bir ölümü haketmesi ve adamın 14 yıl yatıp çıkması normaldir diyen bir hukuk sistemi olabilir mi? Üstelik cep telefonu kayıtlarından olay anında bağ evinde olduğu anlaşılan katilin kardeşi ve hatta anası babası eski eşi, delilleri yoketmeye yardım etme suçundan yargılanıp 'serbest bırakılmış' Lütfen sadece bikaç dakikalığına o gözlerinde güneşi saklayan Pınar'ın annesi babası olduğunuzu düşünün. Kızınızın yaptığı hangi tahrik, işlediği hangi suç bunları hakettirir?? Bi insana neler yaparsanız acaba müebbet hapis cezası alırsınız? Pınar'ın ailesi kendi yağında kavrulan Bitlis'li bir aile olmasaydı da ülkeyi yakıp kavurabilen manevi ve madeni güçte bir aile olsaydı, yine böyle bir karar verilecek miydi? Egzoz borusundan, damacana şişeden, saç telinden tahrik olanların olduğu bir ülkede sapıklar kadınları öldürüyor; kadının giydiği eteğin boyundan 'onların kötülüğü' sorgulanıp katillere 'tahrik indirimi' uygulanıyor, adamınsa taktığı kravat, onun 'iyilik halini' belirliyor. Döven, söven, acılar içinde bırakıp boğarak öldüren, yakan, üstüne çimento döküp ortadan kaldırmaya çalışan bir kişiye 'müebbet hapis' verilmiyorsa, kime veriliyor, bi aklı selim bana anlatsın. Bu ülkede şiddet ve kadın cinayeti durdurulabilir mi?? Ya da şöyle sorulmalı 'kadın cinayetleri durdurulmak isteniyor mu?' O adaletin terazisi var ya, o … sizin dağıttığınız adalet kadar uygun yerinize…. Yaaani adalet terazisi sizin için hep uygun yerde, uygun zamanda ve şekilde çalışsın, demek istedim; siz ne anladınız ki??