Eğitim Sen, Millî Eğitim Bakanlığı’nın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” kapsamında hayata geçirdiği Öğrenci Gelişim Raporu uygulamasına tepki gösterdi. Sendika, uygulamanın öğretmenlerin emeğini ve çalışma koşullarını yok saydığını belirterek, ciddi bir iş yükü ve dijital angaryaya dönüştüğünü vurguladı.
Hazırlık, 9. ve 10. sınıflarda uygulanmaya başlanan sistemin yalnızca bir ölçme-değerlendirme değişikliği olmadığını ifade eden Eğitim Sen, kalabalık sınıflar, ağır ders yükleri, materyal ve donanım eksikliği gibi sorunlar çözülmeden dayatılan raporların sağlıklı biçimde tutulmasının mümkün olmadığını belirtti.
Açıklamada, gelişim raporlarının öğretmeni pedagojik özne olmaktan çıkararak veri girişine zorladığı, öğretmenin mesleki gözleminin standart kalıplara sıkıştırıldığı kaydedildi. Dörtlü ölçüt yapısının öğretmenin özgün değerlendirme yapmasını engellediği, sürecin ise otomatik işaretlemelerle sonuç üretmeye indirgendği ifade edildi.
Sendika ayrıca, bu uygulamanın öğretmenlerin çalışma süresini fiilen belirsizleştirdiğini, raporların ders saatleri dışında hazırlanmak zorunda kalındığını ve özel yaşamın ihlal edildiğini belirtti. Okulda yapılması gereken işlerin öğretmenin evine taşındığı vurgulandı.
Eğitim Sen, itirazlarının değerlendirmeye değil; eğitim ortamlarının iyileştirilmeden öğretmenlere yeni sorumluluklar yüklenmesine olduğunu ifade ederek, “Eğitimde nitelik daha fazla form doldurarak değil, öğretmenin çalışma koşulları iyileştirilerek sağlanır” dedi.
Sendika, Millî Eğitim Bakanlığı’nı öğretmen emeğini görünmez kılan bu uygulamadan derhal vazgeçmeye çağırırken, eğitim emekçilerini de dijital angaryaya karşı birlikte mücadele etmeye davet etti.