Mersin Kadın Platformu tarafından, Özgecan Barış Meydanı'nda "Birimiz Hepimiz, Hepimiz İstanbul Sözleşmesi İçin Nöbetteyiz" eyleminde 9.haftaya gelindi.

Mersin Kadın Platformu Çağrılarında; "Faili meçhul kadın cinayetlerin yok sayılmasını, LGBTİ+lara karşı nefret söylemlerini, yaşam haklarına yönelik saldırıları, homofobiyi, şiddetinizi tolere etmiyoruz! Faili biliyoruz! "İstanbul Sözleşmesi Bizim" nöbet eyleminin 9.Haftasında Özgecan Aslan Meydanındayız" denildi.

Mersin Kadın Platformu açıklamasında; "İstanbul Sözleşmesi Nöbetimizin 9. Haftasında, Onur Ay’ında tüm renklerimizle sokaktayız. İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edildiğinin açıklandığı 20 Mart’tan bu yana tüm baskılara, polis barikatlarına, para cezaları ve tehditlere rağmen sokakları terk etmiyoruz. Birbirimizden, hayatlarımızdan, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Hayatlarımızı ne bir avuç erkeğin iktidar pazarlığına, ne mafya-çete düzenine teslim etmeye niyetimiz yok. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" denildi.

Platform adına yapılan konuşmaya şu şekilde devam edildi;

Bugün buraya bir kez daha hayatlarımızı yok sayanlara, mafya-çete iktidarının en tepesindeki erkekler tarafından katledilen, kaybedilen kız kardeşlerimizin hesabını sormaya geldik. Feray Şahin’e, Nadira Kadirova’ya, Yeldana Kaharman’a, Gülistan Doku’ya, Rabia Naz’a ne olduğunu sormaya devam ediyoruz. Feray Nadira, Yeldana, İpek Er, Rabia Naz bu kadın düşmanı iktidarla bağlantılı erkekler tarafından katledildi Gülistan Doku kaybedildi. Failleri devlet tarafından korundu.

23 yaşındaki üniversite öğrencisi Feray Şahin, evinde polis memuru Fatih Burak Aykul’un silahıyla vurularak öldürüldü. Kasten değil “taksirle öldürme” suçundan 5 yıl 3 ay ceza alan ve iyi hal indiriminden yararlanan katil, 1,5 yıl hapis yattıktan sonra, 4 Ocak 2019 tarihinde serbest bırakıldı. Dava dosyası hala Yargıtay’da. Katil Fatih Burak Aykul ise elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor. Bir kez daha Feray için adalet talebimizi tekrar ediyoruz. Burak Aykul tutuklansın.

21 yaşındaki üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman,  Mehmet Ağar’ın AKP milletvekili oğlu Tolga Ağar’ın evine röportaj yapmak için gitti. Sonrasında jandarmaya giderek cinsel saldırıya maruz kaldığını söyledi. Şikayetten bir gün sonra Tolga Ağar özel helikopterle şehri terk etti. Bir sonraki gün Yeldana Kaharman ölü bulundu. Olaya yayın yasağı getirildi, soruşturma karartıldı, otopsi raporunu gündeme getiren gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı. Bir kez daha soruyoruz: Yeldanaya ne oldu?

Batman’da 18 yaşındaki İpek Er intihar etmeden önce bıraktığı mektupta eski uzman çavuş, “Bozkurtlar” üyesi Musa Orhan tarafından tecavüze uğradığını, şikayetçi olacağını söylediğinde darp edilerek, tehdit edildiğini yazdı. Batman ve Siirt Başsavcılıklarına babası ile yapmaya çalıştığı suç duyuruları yeni travmalara neden oldu. Sanık avukatlarının hakaretine maruz kaldı. İpek Er artık aramızda yok. Uzman Çavuş Musa Orhan ise hala tutuklanmadı.  İpek Er’e tecavüz ederek ölümüne neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan serbest iken, tecavüze tepki gösteren Ezgi Mola’ya dava açıldı.

AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde çalışan 23 yaşındaki göçmen kadın Nadira Kadirova Şirin Ünal’ın evinde ölü bulundu.  Nadira’nın otopsisi bir gün içinde apar topar yapılarak Özbekistana gönderildi. Nadira ölmeden önce arkadaşına Şirin Ünal’ın kendisini taciz ettiğini söylemişti. Şirin Ünal’ın tabancasından çıkan kurşunla öldüğü anlaşılan Nadira’nın ölümüne intihar denildi. Sonrasında ortaya çıkan pek çok delil araştırılmadı. Şüpheli ölümü hakkında etkin kovuşturma yürütülmedi. Şirin Ünal hakkında hiç bir soruşturma yürütülmedi.

Dersim’de üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku 1,5 yıldır kayıp. Gülistan’ın en son görüldüğü eski sevgilisi Zaynal Abarakov un önceki günlerde Gülistan’ı darp ederek zorla aracına bindirdiği bilinmesine rağmen hiç gözaltına alınmadı. Emniyete verdiği ilk ifadenin ardından şehri terk etti. Zaynal Abarakov un polis memuru olan üvey babası Gülistan’ın ablası Aygül Doku’ya ait bilgileri sosyal medyada paylaştığı için açığa alınana kadar soruşturma dosyasının yürütüldüğü birimde yer alıyordu. Gülistan 1,5 yıldır bulunamıyor.  Bulunana kadar Gülistan’ı sormaktan vazgeçmiyoruz. Gülistan’a ne oldu? Gülistan’ı biz bulacağız.

11 yaşındaki Rabia Naz, Giresun’daki evinin önünde yaralı olarak bulunduktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Rabia Naz’ın ölümü ile ilgili yürütülen soruşturmada ölüm nedeni olarak yüksekten düşme dendi.

Adli tıp raporları ölüm sebebinin yüksekten düşme olamayacağını ortaya koysa ve meclis komisyonları kurulsa da Rabia Naz’ın ölümü aydınlatılmadı. Ama olayla ilgili araştırma yapan gazeteciler gözaltına alındı. Kızının ölümünden dönemin AKP’li belediye başkanının yeğenini sorumlu tutan baba Şaban Vatan ise defalarca tehdit edildi, ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırıldı. 3 yıldır bir çocuğun şüpheli ölümü aydınlatılmadı. İstanbul Sözleşmesi’ne göre çocukların şiddetten korunması ve etkin soruşturma süreçlerinin sağlanmasının devletin sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatarak, sormaktan vazgeçmiyoruz. Rabia Naz’a ne oldu?

Günlerdir mafya-çete ittifakının yürüttüğü kavga sürerken bu ittifakın merkezinde kadın düşmanlığının yer aldığı da tekrar tekrar açığa çıkıyor, kadınlara karşı işledikleri suçlar yeniden ortalığa saçılıyor. Oysa bizler failleri zaten sokaklarda işaret ediyorduk. Soylu AKP döneminde faili meçhul cinayet yok diyor. Feray’ın, Nadira’nın, Yeldana’nın, İpekin, Gülistan’ın, Rabia Naz’ın “faili meçhul” değil ama failleri korunuyor. Failler mecliste, failler sokakta, failler korunup kollanıyor. İşte bu failleri koruyan iktidar İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etmeye kalkıyor. Kadın katillerini, çocuk istismarcılarını koruyanlar, İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınların önüne polis barikatları dikiyor, gözaltına alıyor, yargılıyor, para cezaları ile susturmaya çalışıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar susmuyoruz. Söz konusu olan yaşamlarımız, yok edilen, kaybedilen bedenlerimiz, çalınan hayatlarımız. Kadın düşmanı iktidardan, erkek adaletten, erkek egemen bu düzenden alacaklıyız. Birbirimizden, hayatlarımızdan, hayallerimizden, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. 1 Temmuz’a kadar ve 1 Temmuz’da sokaktayız. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!

MERSİN KADIN PLATFORMU

Editör: TE Bilisim