Kamu ve üniversite hastanelerine 16 milyar TL’lik ürün satan medikal sektörü, alacaklarından feragat için baskı altında. Maliye Bakanlığı, 4 yıldır bekleyen bu ödemeler için firmalardan yüzde 25’e varan indirim talep ediyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ile önemi bir kez daha anlaşılan ve stratejik sektör olarak ilan edilen medikal ürünler sektöründe faaliyet gösteren 7 bin 500 civarında şirket, kamu ve üniversite hastanelerinden alacakları 16 milyar dolarlık tahsilat için feragat baskısı ile karşı karşıya. Yüzde 25’e varan oranlarda indirim talep eden Maliye Bakanlığı, bundan sonraki dönemde ise alımların Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından yapılmasını istiyor. 30 aydır devam eden alacaklar ile ilgili sıkıntıların sektörün ihracat performansına olumsuz yansıdığı, pazarda üstünlüğün Çin ve Hindistan gibi ülkelere kaptırıldığı belirtiliyor.

İhracat 5 yılda 20 kat artabilir

Haziran ayında Türkiye’nin tıbbi ürün ihracatı, bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 476 artarak 96 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk 6 ayında ise söz konusu ihracat yaklaşık 3 kat artış ile 132 milyon dolardan 385 milyon dolara çıktı. Ancak sektör temsilcilerine göre sıkıntıların aşılması durumunda bu rakamlar 20 kata yakın artabilir.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Medikal Meclis Sektörü Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, Türk medikal sektörünün büyük bir ihracat potansiyeli olduğunu söyledi. Ancak pandemi döneminde uygulanmaya başlanan ve mayıs ayında kaldırılan ihracat yasaklarının sektörün potansiyelini yansıtmasına engel olduğunu belirten Delikanlı, “Kişisel koruyucu ekipman üretiminde dünyada sayılı ülkeler arasında yer almamıza ve yeterince ürün olmasına rağmen yanlış politikalar nedeni ile söz konusu ürünlere ulaşılamıyormuş gibi bir algı oluşturuldu. Stratejik sektörler arasında gösterildik. 10’uncu ve 11’inci kalkınma planında yer aldık. Ancak uygulamada hiçbir şey öyle olmadı. Fiili destek, alım garantisi veren yok. Sektör üretimine yönelik ihracat kısıtlandı. Bu dönemde ihracat trenini de kaçırdık. Hindistan ve Çin bizim ihracat yapamadığımız dönemde piyasaya girdi. Rekabette yeniden üstünlük sağladılar. Çok ciddi kabiliyet varken, yurtdışı siparişler için avans almışken iade etmek zorunda kaldık. İhracatta 2-3 katına çıkabilecekken sınırlı kaldık. Sıkıntıların aşılması halinde sektör ihracatı 5 yılda 20 kat artabilir” açıklamasında bulundu.

Yılan hikâyesine döndü

İhracat ile ilgili getirilen sınırlandırmaların ve alacaklar ile ilgili tahsilat sorununun sektörü çok zor durumda bıraktığını dile getiren bir diğer isim olan Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir de özellikle tahsilat sorununun yılan hikâyesine döndüğüne dikkat çekti. Şu anda 2016-2017 dönemine ait alacakların bile tahsil edilemediğini vurgulayan Demir, bu konuları konuşmaktan üretim, ihracat, yerelleşme ve teknoloji transferi gibi konulara geçemediklerini anlattı. Demir, “Biz sürekli kamuya rapor hazırlamaktan yorulduk. Sonuç alamıyoruz. Anlaşamıyoruz” dedi. Demir’in verdiği bilgilere göre 2013’te 14 milyon dolar olan sektör ihracatı 650 milyon dolara çıktı.

İhracat iki kat artabilirdi

2004’ten sonra yürürlüğe giren AB müktesebatıyla sektör hem içerde hem de dışarda CE belgeli, AB standartlarına uygun ürün satmaya başladı. Bunun ihracatta Türk ürünlerine karşı kalite ve güven algısını beraberinde getirdiğini söyleyen Demir, “Avrupa’da ABD malları ile fiyatta, Uzakdoğu ülkeleri ile de kalitede rekabet etme şansımız var. Biz hem ürün çeşitliliğini hem de pazar çeşitliliğini artırdık. Enjektörden gazlı beze, röntgen cihazından böbrek taşı kırma cihazına, robotik aletlerden biyoteknolojik ürünlere, EKG cihazından ventilatöre kadar birçok alanda üretimimiz var. Bunun çok daha fazlasını yapabilecek insan kaynağı ve vizyona da sahibiz. Üniversitelerle entegre olmaya başladık. Teknokentlerde medikal firmalarımız var. İstanbul, Ankara, İzmir ve Samsun gibi bölgelerde kümelenmelerimiz var. Bizim potansiyelimiz ve yapabileceklerimizi görüyoruz. Ama içerdeki basit kısır döngülerden daha büyük projelere imza atamıyoruz” dedi.

‘Feragat mümkün değil!’

Ege Tıbbi Medikalciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Onur Akgün, özellikle kamu hastanelerinden alacakların 13 ay vadeye çıkmasının ayrı bir sıkıntı yarattığını söyledi. Bakanlığın ise konuyla ilgili net cevap vermediğini dile getiren Onur, “Bizden feragat istiyorlar ama bu mümkün değil. Bu ay içinde ödeme yapılmadığı takdirde sektörün kamu ve üniversite hastanelerine mal verecek gücü kalmayacak” dedi. Öte yandan Maliye Bakanlığı, kamu ve üniversite hastane malzeme alımlarını ihale ile değil, DMO sistemi üzerinden alınmasına yönelik harekete geçti. Uygulama nedeni ile sektörün, 90 gün vade ile DMO’ya malzeme vermesi ancak bunun için de alacakların belirli bir kısmından feragat edilmesini isteniyor. Akgün, bu noktada sektörün güveninin bittiğini belirterek, “180 gün vadeyi 13-14 aya çıkaranlara güvenimiz kalmadı” açıklamasında bulundu. DMO için ise Akgün, “Kamu İhale Kurumu'nun mevzuatı söz konusu. Bu hiçe sayılarak ‘ihale yapmayacaksınız’ dediler. Böyle bir şey söz konusu olmamalı. Yine tahsilat sorunu ortaya çıkar” diye konuştu.

YENER KARADENİZ

Editör: TE Bilisim