İşçi ve Kamu Emekçilerinden CHP’ye Ziyaret: “Demokrasi, Eşitlik ve Özgürlük Mücadelesinde Yan Yana Olacağız”
CHP Adana İl Binası’nda gerçekleşen buluşmada, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve yöneticileri, görevden alınan ve tutuklanan belediye başkanlarıyla dayanışma içinde olduklarını vurgulayarak, hukuksuzluklara karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.
Toplantıya CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, CHP Antalya Milletvekilleri Cavit Arı, Aliye Coşar, Sururi Çorabatır, Mustafa Erdem, Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Kocaeli Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Harun Özgür Yıldızlı, CHP Parti Meclisi Üyeleri Şengül Yeşildal ve Niyazi Şen, KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri ile kamu emekçileri katıldı.
Anıl Tanburoğlu: “Milletin iradesine sahip çıkan herkese teşekkür ediyoruz”
CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Haksız ve hukuksuz biçimde, tamamen siyasi hesaplarla tutsak edilen belediye başkanlarımıza destek olmak ve milletin iradesine yapılan darbeye karşı ses yükseltmek için partimizi ziyaret eden işçi ve memur sendikalarının kıymetli temsilcilerine teşekkür ediyorum. Demokrasi mücadelesinde birlikte yol alacağız.”
Eser Demirçin (KESK Adana Şubeler Platformu / Tarım Orkam-Sen):
"TİS süreci ve barış süreci birbirini tamamlayan alanlardır"
Demirçin konuşmasında, TİS sürecinin iki ayrı düzlemde ele alınması gerektiğini belirtti:
-
Kamu Emekçileri Toplu Sözleşme Süreci:
KESK’in anayasal haklarına rağmen alanlara erişiminin engellendiğini ve alternatif toplu sözleşme masasının Bakan yurtdışındayken 4 gün erkene alınarak devre dışı bırakıldığını vurguladı. CHP’den emek dostu bir tutum beklediklerini söyledi. -
Barış Süreci:
Demirçin, Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde olmasına rağmen sürece dair aktif rol oynadığını, DEM Parti Eş Genel Başkanları ile temas kurduğunu ve sürecin AKP-MHP blokuna terk edilemeyecek kadar değerli olduğunu vurguladı. “Bu süreç şeffaf yürütülmeli ve bizlerle paylaşılmalıdır” dedi.
Ayrıca, KHK ile hukuksuz biçimde işten çıkarılan KESK’li kamu emekçilerinin, anayasal haklarını kullandıkları, demokratik eylemlere katıldıkları ve sendikal faaliyet yürüttükleri için görevlerinden ihraç edildiklerini hatırlatan Demirçin, bu adaletsizliğin ancak Meclis’ten çıkacak açık ve kapsayıcı bir yasal düzenleme ile telafi edilebileceğini vurguladı.
Bu bağlamda CHP’ye özel bir sorumluluk düştüğünü ifade eden Demirçin, sadece sözlü destekle değil, somut politik adımlarla bu sürecin sahiplenilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“CHP, Türkiye’de demokrasinin yeniden tesisi ve toplumsal barışın sağlanması yönünde samimi bir irade ortaya koyacaksa, KHK’lı kamu emekçilerinin iadesi konusunda da siyasal öncülük yapmalıdır. Yasal düzenleme konusunda Meclis’te aktif rol üstlenmeli, bu mağduriyetin son bulması için elini taşın altına koymalıdır” dedi.
Demirçin, MHP’li yöneticilerin hâlen büyükşehir ve ilçe belediyelerinde etkili konumda olduğuna, kamu mühendisleri ile veteriner hekimlerin özlük haklarında ciddi kayıplar yaşandığına dikkat çekti.
Mehmet Çelik (Tüm Bel-Sen Adana Şube Başkanı):
“Belediyelerde liyakatsiz kadrolaşma artarak devam ediyor”
Mehmet Çelik, konuşmasında 19 Mart’tan bu yana gerçekleşen tüm eylemlere destek verdiklerini belirterek sürecin daha radikal eylemlerle sürmesi gerektiğini söyledi. CHP’li belediyelerde sosyalist kadrolar dışında ülkücü, AKP’li ve FETÖ’ye yakın atamaların yaygınlaştığını belirtti.
“Eğer müdahale edilmezse, bizler bu tabloya doğrudan müdahale edeceğiz,” dedi.
Fatih Toprak (Eğitim Sen Adana Şube Sekreteri):
"Ülkenin temel sorunu demokratikleşememek"
Toprak, ülkenin en büyük sorununun hukuksuzluk değil, demokratikleşememe olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Adaletsizliklerin arkasında halkın suskunluğu yatıyor. Demokratik bir rejim kurulmadan hiçbir sorun kalıcı olarak çözülmez.”
Maarif Modeli Üzerinden Laiklik ve Bilimsellik Eleştirisi
Fatih Toprak, AKP’nin 2005, 2018 ve 2024 eğitim programı değişikliklerinin ideolojik altyapısına dikkat çekerek laiklikten uzaklaşıldığını, bilimsel eğitimin terk edildiğini belirtti.
ÇEDES gibi projelerle ailelerin karma eğitime karşı kışkırtıldığını, cemaat ve vakıfların okullarda etkili olduğunu vurguladı.
“Laik, bilimsel ve kamusal eğitimi savunmalı, alternatif öğretim modelleri üzerine çalışmalıyız,” dedi.
MESEM'ler Üzerinden Çocuk Emeği Sömürüsü
MESEM projeleri kapsamında binlerce çocuğun ağır iş koşullarında çalıştırıldığını, ölümler yaşandığını, kamu kaynaklarının özel şirketlere ve yolsuzluğa aktarıldığını belirtti.
Meclisin görevinin bu sömürüyü durdurmak ve çocuklara güvenli bir eğitim sunmak olduğunu vurguladı.
Proje Okulları ve Öğretmen Kıyımı
Toprak, binlerce öğretmenin sendikal nedenlerle proje okullarından uzaklaştırıldığını, sonrasında bu okulların boş gösterilip başka kişilere açıldığını dile getirerek durumu hukuksuzluk ve sendikal ayrımcılık olarak tanımladı.
“Liyakat esaslı, puan üstünlüğüne dayalı adil atamalar yapılmalıdır,” dedi.
Eşit Eğitim Hakkı ve Ekonomik Uçurum
Pandemi ile birlikte eğitimdeki eşitsizliklerin derinleştiğini, kamu emekçilerinin dahi özel okullara yöneldiğini vurgulayan Toprak:
“Kamusal eğitim yoksa, demokrasiden de söz edilemez. Kamu kaynakları eşitlikçi bir anlayışla halka aktarılmalı, yurttaşlık temelinde ayrımcılığa son verilmelidir,” ifadelerini kullandı.
Sonuç: Mücadele Ortaklığı Vurgusu
Toplantıda söz alan tüm sendika temsilcileri, hukuksuz ihraçlara, eğitimde gericileşmeye, belediyelerde liyakatsiz kadrolaşmaya ve çocuk emeği sömürüsüne karşı ortak tutum alınması gerektiğini vurguladı. CHP'nin bu başlıklarda net tavır alması beklentisi yinelendi.