27 Eylül 2025’te, Korkut Ata Üniversitesi Hemşirelik Bölümü son sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Kasım Bulgan, yurtta sıcak su bulunmadığı için soğuk duş aldıktan sonra fenalaşarak kalp krizi geçirmiş ve hayatını kaybetmişti. Olayın ardından asansörlerin çalışmaması, ambulansın gecikmesi, sağlık personeli yetersizliği ve hatta ambulans ekibinin yolda öğrencilerden yardım istemesi gibi iddialar kamuoyunda büyük tepki toplamıştı.
Konukçu, KYK yurtlarının öğrencilerin en temel barınma, güvenlik ve sağlık hakkını koruması gerekirken, denetimsizlik ve yönetim zafiyetleri nedeniyle gençlerin hayatını kaybettiği mekânlara dönüştüğünü vurguladı.
“En temel yaşam koşulları bile sağlanmıyor”
Milletvekili Konukçu, soru önergesinde, KYK yurtlarında yaşanan sıcak su kesintileri, hijyen sorunları, yemek kalitesi, kapasite yetersizliği, internet erişimi kısıtlılıkları, çöplerin koridorlarda birikmesi ve asansör arızaları gibi sorunların yıllardır çözümsüz bırakıldığını hatırlattı. Konukçu, “Kasım Bulgan’ın yaşamını yitirmesi, KYK yurtlarında en temel yaşam koşullarının bile sağlanmadığını bir kez daha göstermiştir” dedi.
16 kritik soru
Konukçu’nun Bakanlığa yönelttiği sorular arasında şu başlıklar öne çıktı:
-
Osmaniye Cebelibereket KYK Erkek Öğrenci Yurdu hakkında soruşturma açıldı mı?
-
Yurtlarda sıcak su kesintisiyle ilgili daha önce şikâyetler geldi mi?
-
Ambulansın geç geldiği, asansörlerin çalışmadığı ve öğrencilerden yardım istendiği iddiaları doğru mu?
-
KYK yurtlarında acil sağlık hizmetlerine yönelik özel bir protokol bulunuyor mu?
-
Son 5 yılda KYK yurtlarında altyapı sorunları nedeniyle kaç öğrenci yaralandı veya hayatını kaybetti?
-
Yurtlardaki hijyen, ısınma, yemek kalitesi ve altyapı sorunlarının çözümü için 2025-2026 eğitim yılında hangi adımlar atıldı?
-
Bu sorunların çözümsüz bırakılmasının öğrencileri tarikat/cemaat yurtlarına veya fahiş kira bedellerine sahip özel evlere yönlendirmeyi amaçladığı iddiaları doğru mu?
“Gençlerin yaşam hakkı hiçe sayılıyor”
Konukçu, devletin anayasal görevi olan güvenli, çağdaş ve eşitlikçi barınma hakkını yerine getirmemesi nedeniyle toplumsal ve bireysel olarak ağır sonuçlar yaşandığını vurguladı. KYK yurtlarının gençlerin güvenli yaşam alanları değil, ölüm ve sağlık risklerinin gölgesinde barınmak zorunda kaldıkları mekânlara dönüştüğünü ifade etti.