Çevre

Perihan Koca: Türkiye’nin Gölleri Bir Bir Kuruyor, İklim Krizi Kırmızı Alarm Veriyor

Türkiye’nin yüzde 88’inin çölleşme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini belirten Koca, su rezervlerinin yarın yokmuşçasına tüketildiğini dile getirdi.

Abone Ol

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada Türkiye’deki ekolojik yıkıma dikkat çekti. Koca, ülkedeki 240 gölün dörtte üçünün kuruduğunu belirterek, iklim kriziyle birlikte tarım ve çevre politikalarını sert sözlerle eleştirdi.

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, TBMM Genel Kurulu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde söz alarak Türkiye’de derinleşen ekolojik krizi gündeme taşıdı. Koca, iklim krizinin artık “kırmızı alarm” verdiğini vurgulayarak, ülkenin hızla çölleştiğini, su havzalarının yok olduğunu ve göllerin birer birer kuruduğunu söyledi.

Koca, mevcut verilere göre Türkiye’de bulunan 240 gölün yaklaşık dörtte üçünün kuruduğunu, 186 gölün ise tamamen yok olduğunu ifade etti. “Kalan göllerimiz de ne yazık ki can çekişiyor” diyen Koca, yaşanan tabloyu bir “kuraklık distopyası” olarak tanımladı. Ancak bu distopyanın kendiliğinden ortaya çıkmadığını vurgulayan Koca, ekolojik krize rağmen sermayeyi önceleyen iklim ve çevre politikalarının bu felaketin temel nedeni olduğunu dile getirdi.

“Göllerimiz Haritadaki Bir İsimden İbaret Kalacak”

Konuşmasında Türkiye’nin birçok önemli gölünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Koca, Meke, Akşehir, Sapanca, Tuz Gölü, Beyşehir, Eber, Burdur, Acıgöl ve Marmara Gölü’nün tek tek öldüğünü söyledi. Sapanca Gölü’nde su kotunun tarihinin en düşük seviyesi olan 28,54 metreye gerilediğini hatırlatan Koca, Kırşehir’deki Seyfe Gölü’nün tamamen kuruduğunu, binlerce kuş türüne ve flamingolara ev sahipliği yapan alanın yok olduğunu ifade etti. Van’daki Toni Gölü’nün çölleştiğini, Sülüklü Göl’ün de kuruduğunu belirten Koca, önleyici politikalar hayata geçirilmezse göllerin sadece haritalarda kalan isimlere dönüşeceği uyarısında bulundu.

Kuraklığın İki Temel Nedeni: İklim Krizi ve Yanlış Politikalar

Türkiye’de büyük göllerin dahi can çekiştiğini belirten Koca, bu durumun iki temel nedeni olduğunu söyledi. Bunlardan birinin iklim değişikliğine bağlı kuraklık, diğerinin ise “düşmanca icra edilen” tarım ve çevre politikaları olduğunu dile getirdi. Konya Ovası ve çevresindeki tüm sulak alanların kuruduğunu vurgulayan Koca, tarımsal sulama devam etsin diye yer altı sularının aşırı şekilde çekildiğini, bunun da büyük obruklara yol açtığını ifade etti.

“İklim Değişikliği Başkanlığı Var Ama Eylem Yok”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde yer alan İklim Değişikliği Başkanlığı’nın görevleri arasında iklim değişikliği ve ozon tabakasının incelmesine karşı önlemler almak, plan ve stratejiler geliştirmek olduğunu hatırlatan Koca, bugüne kadar somut hiçbir eylem planının hayata geçirilmediğini söyledi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerini de paylaşan Koca, 1 Ekim 2024 – 31 Ağustos 2025 döneminde Türkiye genelinde metrekareye düşen yağış miktarının 401,1 kilogram olduğunu, bunun su yılı normallerinin yüzde 27 altında kaldığını ve geçen yıla göre yüzde 29 azaldığını belirtti. Doğu Karadeniz dışında hiçbir havzada mevsim normallerine yaklaşılmadığını ifade eden Koca, ülkenin büyük bölümünde şiddetli kuraklık yaşandığını söyledi.

“Türkiye’nin Yüzde 88’i Çölleşme Tehdidi Altında”

Bu verilerin Türkiye’nin yüzde 88’inin çölleşme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini belirten Koca, yüz binlerce yılda oluşan su rezervlerinin yarın yokmuşçasına tüketildiğini dile getirdi. Tarımda verilen “akıl dışı teşvikler” nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı’nı da eleştiren Koca, Konya Ovası’nda mısır ekiminin sürdürülebilir olmadığını ve büyük bir çevresel yıkıma yol açtığını söyledi.

Konuşmasının sonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na seslenen Koca, bugüne kadar yapılan toplantı ve çalıştaylara rağmen hangi somut eylem planlarının hayata geçirildiğini sordu. Düzensiz yağış rejiminin su kaynakları üzerindeki baskısına rağmen, kaynakların korunması için neden etkili adımlar atılmadığını soran Koca, sözlerini Genel Kurul’u saygıyla selamlayarak tamamladı.