ANKARA – Türkiye’nin 184 yıllık köklü kamu kurumu olan Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT), son yıllarda hızla artan mali zararları, kurumsal çöküşü ve belirsiz gelecek planları nedeniyle çalışanları arasında büyük bir kaygı ve güvensizlik ortamına sürüklendi.
KESK’e bağlı Haber-Sen, kurumdaki mali skandalları, personel üzerindeki baskıları ve küçülmeye dönük iddiaları sert sözlerle eleştirdi:
“Bu kurumun zarar etmesinin nedeni emekçiler değil, liyakatsiz yöneticilerdir!”
Varlık Fonu ve Sayıştay Raporları Yolsuzlukları Gözler Önüne Serdi
PTT, 2017’de Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesinden bu yana hızla zarar açıklayan bir yapıya dönüştü. Sayıştay raporlarında ve TBMM KİT Komisyonu tutanaklarında kurum içi usulsüzlük ve yolsuzluklara dair dikkat çekici tespitler yer aldı. Haber-Sen’in açıklamasında, PTT’nin 2018 yılından bu yana hiç personel alımı yapmamasına rağmen, mevcut çalışanların maaşlarının dahi ödenmesinde güçlük yaşandığına dikkat çekildi.
“PTT yönetimine göre personel giderleri 'yük'. Ancak esas yük milyonluk yolsuzluk projeleridir.”
Emekçiye SLA Cezası, Yöneticilere Keyfi Harcama Serbestisi
Sendika açıklamasında, emekçilerin SLA cezası adı altında maaş kesintilerine maruz kaldığı, kırılan el terminallerinin parasının çalışandan tahsil edildiği ve hatta içilen suyun bile hesabının sorulduğu belirtildi.
Öte yandan milyonlarca liralık kamu zararına neden olan uygulamalara ise dokunulmadığı vurgulandı. Örnek olarak şunlar sıralandı:
-
Hiç kullanılmadan toplatılan VERA marka POS cihazları,
-
Kalitesizliği nedeniyle atıl kalan PTT Koku cihazları,
-
Akıbeti belirsiz dijital arşiv bütçesi ve PTT altın alımı,
-
Yetersiz ücretle taşınan yandaş firmaların kargoları,
-
Kullanılmayan mobil araç filosu,
-
Fahiş fiyatlarla kiralanan işyerleri.
Dedikodular Kurumu Sarstı: Gelecek Belirsiz, Emekçi Tedirgin
PTT’nin yeniden yapılandırılacağına dair söylentiler çalışanlar arasında endişeye neden olurken, yetkili sendikanın 399 KHK’lı personelin başka kurumlara geçirileceği yönündeki iddiaları bu kaygıyı artırdı.
PTT yönetimi ise bu konuda resmî bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Haber-Sen, bu sessizliğin çalışanlar arasında “dedikodu ve dezenformasyon zinciri” oluşturduğunu belirterek, şu soruları yöneltti:
-
Kurum neden açık ve şeffaf bir açıklama yapmıyor?
-
Başmüdürlüklerin kapatılacağı, bazı emekçilerin başka kurumlara gönderileceği iddiaları doğru mu?
-
Aile bütünlüğü ve ikamet hakları nasıl korunacak?
İHS ve Taşeron Emekçiler İçin de Tehlike Kapıda
Açıklamada, İdari Hizmet Sözleşmeli (İHS) personelin Yönetmeliğin 108. maddesi nedeniyle güvencesizlik içinde olduğunu, taşeron işçilerin ise Şanlıurfa’da başlatılan “parça başı dağıtım modeli” ile esnek ve güvencesiz çalışmaya zorlanmasından endişe duydukları belirtildi.
Sendika, bu gelişmeleri “sessiz bir özelleştirme hazırlığı” olarak yorumladı.
Haber-Sen: “Her Emekçiyi Savunacağız”
Haber-Sen açıklamasında şu mesajla seslendi:
“PTT’nin zararı, çalışanlardan değil, kurumu çiftlik gibi yöneten liyakatsiz yöneticilerden kaynaklanıyor. Emekçinin yük sayıldığı ama milyonluk vurgunlara göz yumulduğu bu yapıya karşı mücadelemiz sürecektir. Sendikamız, üyesi olsun olmasın tüm PTT emekçilerinin yanında olacaktır.”
“Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!”
Açıklamanın sonunda “Yaşasın örgütlü mücadelemiz, yaşasın KESK, yaşasın Haber-Sen!” sözleriyle emekçilere dayanışma çağrısı yapıldı.