"Bu katliama yol açan kararları veren, bütün yargı ve bakanlık mensupları, yerel-merkezi bütün yöneticiler yargılanacak mı?"

Whatsapp Image 2024 02 15 At 17.58.34 (1)

Adana Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri İnönü Parkında Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’e ait Çöpler Altın Maden’inde yaşanan durumla ilgili kitlesel basın açıklaması yaptı.

Whatsapp Image 2024 02 15 At 17.58.32

Konuyla ilgili platform adına KESK dönem sözcüsü ve SES Adana Şube Eş Başkanı Belgin IŞIK ve TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan ÖKTEN konuşma yaptı.

Işık sözlerine şu şekilde devam etti;

Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’e ait Çöpler Altın Maden’inde siyanürlü atık toprağın istiflendiği bölgede göçük meydana geldi. 9 işçi, toprak altında ve kayıp. Kayan toprakla birlikte siyanürün Fırat nehrine ulaştığına ilişkin endişeler var. Yaşanacak can kaybının yanı sıra büyük bir doğa katliamı söz konusu.

Bu felaket, tüm uyarılara, meslek odalarının itirazlarına, İliç yöre halkının mücadelesine rağmen yerli ve yabancı tekeller eliyle gerçekleştirilen bir katliamdır. Bütün yaşam alanları, doğal zenginliklerimiz; barajlar, santraller, madenler ile nefessiz bırakılıyor. Doğu Anadolu’nun ve bölge halkının sağlığı için olumsuz sonuçları olacak bir ekolojik kıyımla karşı karşıyayız.

Göz göre göre gelen bu katliam karşısında sorumluluğu olanların ilk işi "devletin seferber olduğu", İkinci uygulamaları ise maden sahasına geçişleri yasaklamak. Konuyla ilgili açıklama, inceleme yapanları engellemek. Erzincan'a gitmek isteyen kurum temsilcilerini gözaltına almak.

Devlet hep felaketler katliama ve yıkıma dönüşünce mi seferber olacak. Bu felaketlerin bir katliama ve yıkıma dönüşmemesi için neden devlet seferber olmuyor.

Whatsapp Image 2024 02 15 At 17.58.33

Nasıl Bir Demokrasi Nasıl Bir Cumhuriyet Paneli… Nasıl Bir Demokrasi Nasıl Bir Cumhuriyet Paneli…

İmarından kentleşmesine, zemininden inşaatına önlem almayan devlet ve siyasi iktidar çıkardığı imar afları sonrası yaşanan depremde on binlerce insan enkazlar altında ölünce enkaz kaldırmak ve ölü toplamak için mi seferber olacak.

Sürekli verilen kapasite artırma onayı ve ÇED olumlu kararları, esnek ve kuralsız düşük ücrete çalışma koşulları, siyanür sızıntısı, vb. pek çok ekolojik tahribat sonrası verilen göstermelik cezalarla mı seferber olacak.

Bunca yıkım olurken engel olmayan siyasi iktidar şimdi 10 milyon ton toprağın altından ölen işçilerin bedenlerini çıkarınca mı seferberlik görevini yerine getirmiş olacak. İşçiler öldükten sonra, toprağa suya zehir karıştıktan sonra gelen devlet ne işe yaramış olacak. Soma'da 301 madencinin, Ermenek'te 18 madencinin ölümünde de olan budur. Bu ekolojik yıkıma ve çevresel tahribata yol açan vahşi madencilik uygulamaları durdurulacak mı?

Yaratılan yıkım ve kirletilen su ve toprağın hesabını sormak üzere göstermelik değil gerçek bir ceza kesilecek mi?

Üç beş çalışanı mühendisi değil kasalarına dolduracakları paranın hesabını yaparak denetimden uzak yetersiz işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri ile çalışmayı dayatan şirket müdürleri ve daha da önemlisi patronlarını yargılanmasının önünü açılacak mı?

Bu ve benzeri maden sahalarına olumlu ÇED raporu veren ve sorumluluğu olan eski bakan Murat Kurum'da dahil kamu görevlileri ve buradan beslenen şirket patronlarının gerçek anlamda yargılanması ve ceza verilmesi için açık şeffaf ve kayırmadan uzak bir yargılanmanın önünü açılacak mı?

İnsan hayatını ve doğamızı tehdit eden bu madenler kapatılacak mı?

Bu katliama yol açan kararları veren, bütün yargı ve bakanlık mensupları, yerel-merkezi bütün yöneticiler yargılanacak mı?

Siyanürle altın madenciliği yapan Anagold ve yerli-yabancı maden tekellerinin ruhsatları iptal tamamen iptal edilecek mi?

Murat Kurum ve AKP iktidarı şu 4 soruya yanıt vermelidir;

İliç Anagold Altın Madeni’nin kapasite artışına siz onay verdiniz mi?

TBMM’de verilen soru önergesine "siyanür tespit edilmemiştir" yanıtını siz mi verdiniz? Fay hattı olmasına rağmen maden bölgesi ÇED raporuna onayı siz mi verdiniz?

Anagold Altın Madeni'ni işleten Alacer-Çalık ortaklığının 7,6 milyon dolar vergi borcu silindi mi, silinmedi mi?

Türkiye’nin bütün yeraltı ve yerüstü kaynakları küresel tekellerin ve yerli işbirlikçilerinin yağmasına açılıyor. Bakanlıklar, yargı, yerel yönetimler vb. bütün iktidar kurumları bu yağmanın ortakları oluyor. Emeği, bedeni, canı ve doğası tüketilen emekçi sınıflara ise maden faciaları, dizginsiz sömürü uğruna ölümüne çalışma, yaşam alanlarının zehirlenmesi, talan edilmesi düşüyor. Bu gidişe dur diyelim. Bir avuç yağmacıya, bu talan ve sömürü iktidarına ülkemizi teslim etmeyelim. Nefes alanlarımızı ve hayatlarımızı iktidar ve yerli-yabancı tekellerce yazılan bu “kader planı”ndan, bu sömürü-cinayet cenderesinden çıkaralım.

Editör: Haber Merkezi