Adana İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Av. Yakup Ataş; "Gözaltında kayıp insanlığa karşı bir suçtur" dedi.

WhatsApp Görsel 2023-05-24 saat 13.01.05

Adana İnönü Parkında bir araya gelen İHD Üyeleri "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" Geçmiş İle Yüzleşilsin, Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Açıklamaya Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Yeşil Sol Parti ve HDP İl Eş Başkanları, CHP, Halkevleri ve kurum temsilcileri katılarak destek verdi.

İHD Adına açıklamyı Şube Başkanı Av. Yakup Ataş okudu. Ataş'ın ardından Hatimoğulları da bir söz alarak konuyla ilgili konuşma yaptı.

Ataş tarafından okunan basın açıklaması şu şekilde;

Devlet güçlerinin zor kullanarak yok ettiği, annelerinin, babalarının, eşlerinin, kardeşlerinin çocuklarının kayboldukları günden beri göremedikleri, seslerini duyamadıkları, hala belki gelir diye bekledikleri, umutlarını kaybetmedikleri, ama hep gizliden bildikleri ve kendilerine bile söylemedikleri kayıplar.

Ve onlar… Bir daha geri dönemeyenler, hala nerede oldukları bilinmeyenler, kim bilir hangi özlemle, hangi yürekle yok olanlar… Bu gerçeklikle yüzleşilmesi gerek.

Bilindiği gibi İnsan Hakları Derneği, 1995 tarihinden itibaren her yıl 17-31 Mayıs tarihleri arasındaki dönemi “Kayıplar Haftası” olarak anmaktadır.

Gözaltında kayıp insanlığa karşı bir suçtur. Kayıp yakınlarına “hiçlik” duygusu yaşatan bu suç esasen sürekli olarak işlenen bir suçtur. Cumartesi Annelerinin ve kayıp yakınlarının gözaltında kaybedilen yakınları ile ilgili umut dolu bekleyişleri umutsuzluğa dönüşmekte ve onlara her gün ayrı bir işkence yaşatmaktadır. Hiçbir siyasal iktidar böylesi bir uygulamayı sürdüremez ve sürdürmemelidir.

Zorla kaybettirilmeler, Birleşmiş Milletler ‘’Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşmesi’nin’’ 5. Maddesine göre, yaygın ve sistematik işlenmesinden dolayı insanlığa karşı işlenen bir suç olarak sayılmaktadır. Bu mahiyetteki bir fiil yürürlükteki uluslararası hukukun yaptırımlarına tabidir. Uluslararası mevzuat ve Türk Ceza Kanunu’nda da insanlığa karşı işlenen suçlara zamanaşımının uygulanmayacağı açık bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, sözleşmeyi imzalayan devletler, kendi egemenliği altında bulunan topraklarda zorla kaybettirme fiilinin engellenmesi için gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü altındadır.  Ancak Türkiye ısrarla, yaşanan acılarla yüzleşmekten ve söz konusu sözleşmeyi imzalamaktan kaçınmaktadır.

Türkiye’de de gözaltında kaybetme suçu topluma korku salma ve muhalifleri susturma yöntemi olarak yaygın bir biçimde uygulandı. Yüzlerce insan evlerinden, işyerlerinden, kafelerden, otobüs duraklarından, otobüslerden, otomobillerinden gözaltına alındılar ve bir daha geri dönemediler. Akibetleri ailelerinden dahi gizlendi, hakikat karartıldı.

WhatsApp Görsel 2023-05-24 saat 13.01.01

Yüzlerce insan gözaltında kaybedilmesine rağmen bu suç yok sayıldı ve iddialar derin bir suskunlukla karşılandı. Gözaltında kaybetme suçu adalet sistemi eliyle cezasız bırakıldı. Diğer ağır hak ihlallerinde olduğu gibi gözaltında kaybetmelerde de hakikatin açığa çıkartılması ve adaletin sağlanmasına yönelik politikalar hayata geçirilmedi. Aksine AİHM’in de işaret ettiği gibi Türkiye’de cezasızlık, bilinçli ve sistemli bir devlet politikası olarak uygulandı.

Hiç şüphe yok ki gözaltında kaybetmeler bu topraklarda örgütlü bir biçimde gerçekleşti ve yalnız yargının değil, ilgili tüm devlet kurumlarının iş birliği ile örtbas edildi. Bu yüzden bu suç yaygın ve sistematik biçimde işlenebildi ve sonuçsuz/ cezasız bırakılarak işlenmeye devam etti. Nitekim 1915 yılından bu yana, bu topraklarda yaşanan gözaltında kaybetme pratiğine dair hiçbir iktidar yüzleşme ve hesaplaşma iradesi göstermedi. İnkar ve cezasızlık politikaları iktidarlar değişse de devam ettirildi.

WhatsApp Görsel 2023-05-24 saat 13.01.04

Derneğimize yapılan başvurular; 2016 OHAL ilanı sonrasında kaçırılma, alıkonulma ve gözaltında kayıp iddialarının dikkat çekici bir şekilde arttığını gösterdi. Sadece OHAL süresince en az 32 kişi gözaltında kaybedilme girişimine maruz kaldı. Sonrasında 26’sı bulunurken, Yusuf Bilge Tunç’tan halen bir haber alınamadı.

Gözaltında kaybedildiği TBMM Raporu ile itiraf edilen Cemil Kırbayır dosyası; delillere, belgelere, tanıklara rağmen zamanaşımıyla kapatıldı.

Hatırlanacağı üzere; 699 hafta boyunca gerçekleştirilen Cumartesi buluşmaları 700. Haftasında 25 Ağustos 2018 ve devamında  Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Anayasa Mahkemesi’nin Maside Ocak Kışlakçı, Aydın Aydoğan ve Gülseren Yoleri başvuruları üzerine verdiği kararları ile Kaymakamlık yasaklarının hukuka aykırı olduğu tespit edildiği halde yasak uygulaması sürdürüldü ve cumartesi insanları halen her hafta gözaltına alınıyorlar.

WhatsApp Görsel 2023-05-24 saat 13.00.22

Bu ağır baskı ve hukuka aykırı müdahale koşullarında, kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak 28 yıldır; “Görüyoruz, biliyoruz, tanıklık ediyoruz” diyerek, gözaltında kaybetmeler gerçeğini yüksek sesle duyurmaya, kamuoyunun gündemine taşımaya çalışıyoruz. Cezasızlığı ve adaletsizliği aşmak, hakikate ulaşmak için mücadele etmenin bir yurttaşlık görevi olduğuna dikkat çekiyoruz.

Gözaltında kayıp vakalarının yeniden gündeme gelmesi ve adalet arayışımızın bastırılmaya çalışılması karşısında, mücadelenin daha etkin sürdürülmesinin bir zorunluluk olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız ve  bu kez de Gözaltında Kayıplar Haftası vesilesi ile;   insanım diyen herkesi mücadeleye omuz vermeye çağırıyor, bir kez daha devleti yönetenlere sesleniyoruz: 

  • Hakikat ve adalet talebimizin gereğini yerine getirin. Kayıplarımızın akıbetini açıklayın, cezasızlık politikasına son verin, kayıp dosyalarında etkin soruşturma yürütün, failleri cezalandırın.
  • Devletlere, Zorla kaybetmeyi suç olarak düzenleme, yargılama ve cezalandırma, gözaltında kaybetmelerin önlenmesi ve geçmişte yaşanan kaybetmelere dair hakikat ve adalete erişimin sağlanması sorumluluğu getiren, BM Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi derhal imzalayın ve uygulayın.
  • Beş yıla yakın bir süredir hiçbir hukuki dayanağı olmadan kapattığınız Galatasaray’daki yasağı derhal sonlandırın, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın. 
  • Kayıp yakınları ve hak savunucularına yönelik polis şiddetine ve yargı tacizine son verin.

İnsanlık onurunu hedef alan gözaltında kaybetmelere karşı hakikat ve adalet mücadelesi yürütmekten asla vazgeçmeyeceğiz!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ

Editör: Haber Merkezi