"Birincisi, beton dökülmesi aşamasında veya sonrasında yaşanacak artçı ya da depremin, betonun güvenliğini tehlikeye sokacağı, ikincisi de durdurulan inşaatlarda çalışan işçilerin çalışmaları yasaklanarak adeta evlerinde açlığa terk edilmesidir."

Adana İnşaat İşçileri; "İnşaat İşçileri Açlığa Mahkûm Edilemez!" Başlıklı Basın Açıklamasını Heykelli Parkta Gerçekleştirdi.

İşçiler adına açıklamayı Recai Gerçe okdu.

Gerçe konuşmasına şu şekilde devam etti;

6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler birçok ilimizde etkili olmuş, büyük bir yıkıma yol açmıştır. Ve bu büyük yıkımda on binlerce insanımızı kaybettiğimiz gibi, yüzbinlerce insanımız da yaralanmıştır. Acımız çok büyüktür, yeniden bu acıların yaşanmaması için gereken önlemler ciddiyetle yerine getirilmelidir.

Bu arada İçişleri Bakanlığı tarafından, deprem bölgelerindeki tamamlanmamış inşaatlarla ilgili bir genelge yayınlanmıştır. Genelgeye göre en geç bir ay içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kurum ve kuruluşlardan teknik rapor alınması zorunluluğu getirilmiştir. Bu genelge, binaların depreme dayanıklı olup olmaması açısından teknik bir analizin yapılmasını gerekli kılar.

Ancak biz inşaat işçileri açısından baktığımızda iki önemli noktanın eksikliğine dikkat çekmek istiyoruz. Birincisi, beton dökülmesi aşamasında veya sonrasında yaşanacak artçı ya da depremin, betonun güvenliğini tehlikeye sokacağı, ikincisi de durdurulan inşaatlarda çalışan işçilerin çalışmaları yasaklanarak adeta evlerinde açlığa terk edilmesidir.

Bu konuda ‘kısa çalışma ödeneği’ adı altında işverenin başvurması halinde işçinin 12 aylık aldığı ücret göz önünde bulundurularak bir ödemenin işçilerin hesabına yatırılabileceği, bunun da dört beş bini geçmeyeceğini düşünürsek yatırılan tutarın ülkemizin mevcut ekonomik koşulları düşünüldüğünde kimseye bir faydası olmayacağı aşikârdır.

Bir an önce bu durumun düzeltilmesi ve çalışamayan on binlerce inşaat emekçisinin hesabına en az 8500 lira asgari ücret tutarında bir ücretin yatırılması gerekmektedir. Bu durum, inşaat işçilerinin çalışmadığı her ay için geçerli olmalıdır. Dile getirilen talep, on binlerce inşaat işçisinin talebidir.

Unutmayınız ki, içinde oturduğunuz sarayı da, meclisinizi de, evlerinizi de yapan biz inşaat işçileriyiz. Fakat bunların yıkımına neden olan biz değiliz. Burada esas sorgulanması gereken işverenlerin kâr hırsı ve taşeron düzenidir. Dolayısıyla inşaat işçilerinin talebinin karşılanması ve bir an önce eksik olan bu durumun ortadan kaldırılmasını istiyoruz.

Editör: Haber Merkezi