Adana'da 17 Kasım'da Demhat Sağlam ve Hamza Şişman'ın ruhsatsız silah taşıdıkları iddiasıyla polislerce gözaltına alınıp, işkence edilmesine tepki gösteren insan hakları savunucuları, işkencecilerin cezalandırılmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, 17 Kasım'da Demhat Sağlam ve Hamza Şişman ruhsatsız silah taşıdıkları iddiasıyla polislerce gözaltına alınıp tutuklanan ve gözaltı sırasında polisin işkencesine maruz kaldıkları iddiasıyla binalarında açıklama yapıldı. Açıklamaya kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile gençlerin yakınları katıldı. Açıklamada ortak basın metnini okuyan İHD Adana Şube Başkanı Avukat Yakup Ataş, Birleşmiş Milletler'in işkenceye dair sözleşmesine değindi.

WhatsApp Görsel 2023-11-27 saat 17.37.29_d6d2dfad

Türkiye İnsan Hakları Vakfı – İnsan Hakları Derneği, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir! Türkiye İnsan Hakları Vakfı – İnsan Hakları Derneği, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir!

'İŞKENCE UYGULAMAK HUKUK DEVLETİ İLKESİ İLE BAĞDAŞMAZ'

Adana'da son zamanlarda işkence ve kötü muamele olaylarıyla kamuoyu gündeminde olduğuna işaret eden Ataş, kentte ateşli silah ile yoğun suç işlenmesi gerekçe gösterilerek, bizzat İçişleri Bakanlığı'nın talimatı ile 6136 sayılı yasaya göre ruhsatsız silah bulunduran kişilerin tutuklanmasına karar verildiğini, bu durumun sadece Adana'ya özgü uygulandığını dile getirdi. Ataş, "Bir suçun işlenmesinin engellenmesi de hukuk kuralları çerçevesinde yapılmalıdır. Bu husus hukuk devleti olmanın gerektirdiği bir zorunluluktur. Bu kapsamda atılı suçu işleyen insanları ibret olsun diye tutuklamak ve gözaltına alınan insanlara işkence ve kötü muamele uygulamak hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Tarafımıza son zamanlarda yapılan başvurularda özellikle 6136 sayılı kapsamında ruhsatsız silah bulundurmaktan gözaltına alınanların gözaltı esnasında yoğun bir işkenceye maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Yapılan bir başvuruda iki kişinin gözaltı esnasında polisler tarafından ıssız bir yere götürüldükleri, götürüldükleri esnada başlarına çuval geçirildiği ve kafalarına silah dayatıldığı iddia edilmektedir. Bu vahim durum karşısında derneğimiz üyesi avukatlar tarafından Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur" diye konuştu.

'İNSANLIK SUÇUDUR DERHAL CEZALANDIRILSIN'

İşkencenin kabul edilemez olduğunu aktaran Ataş, konuşmasını şöyle noktaladı: "Her kime ve her ne şart altında olursa olsun işkence uygulanması insanlık suçudur ve derhal cezalandırılmalıdır.Devlet, gözetimi altında bulunan herkesin maddi manevi bütünlüğünü korumak, işkenceyi önlemek işkence iddialarını etkin şekilde araştırarak suçluları cezalandırma yükümlülüğü altındadır. Diğer yandan, yaşanan işkence ve diğer kötü muamelelerin tespit ve belgelenmesi, onarım ve hukuki süreçlerinde etkin görevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyor, işkence ve kötü muameleye maruz kalanların derneğimize başvurabileceklerini de hatırlatmak isteriz. Bu anlamda İçişleri Bakanlığını ve Adana Cumhuriyet Başsavcılığını belirtmiş olduğumuz İşkence ve kötü muamele iddialarının derhal etkin bir şekilde soruşturulması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması için göreve davet ediyor, İnsan hakları Derneği Adana Şubesi olarak süreci yakından takip edeceğimizi de ayrıca belirtmek istiyoruz."

'ÇIPLAK ŞEKİLDE İŞKENCE EDİLDİ'

Oğlunun işkence edilip tutuklanmasına tepki gösteren Şişman'ın annesi Fadime Şişman, oğlunun suçsuz olduğunu savunarak, kendilerine bilgi verilmeden oğlunun arkadaşıyla birlikte gözaltına alınıp, tutuklandığını anlattı.Şişman, "Ben bu kabul etmiyorum. Hangi hakla çocuğuma işkence ediyorlar?" diye sorup, sorumluların cezalandırılmasını istedi. Şişman, gece yarısı çocukların çıplak edilip üzerlerine su dökmek kaydı ile işkence edildiğini dile getirdi.

'ÖLÜM İLE TEHDİT EDİLDİLER'

Şişman'ın babası Abdullah Şişman, oğlunun arkadaşıyla motorsiklet ile 21.30 sıralarında dışarıya çıktıklarını, polis çevirmesinde durdurularak, polisler tarafından çocuklara zorla silah verilmeye çalışıldığını iddia etti. Polislerin çocuklara, "Oturduğunuz yerde silah bulunduk" dediğini ileri süren Şişman, silahın polisler tarafından atıldığı iddiasında bulundu. Çocukların gece yarısı ıssız bir yere götürülerek orada kendilerine orada işkence edilip, yere ateş edilerek öldürmekle tehdit ederek, "silahın kendilerine ait olduğu" itirafı yapılmak istenildiğini anlatan Şişman, çocukların ağır işkencelere maruz kaldığını daha sonra ise sevk edildikleri mahkemece "ruhsatsız silah ticareti yapma” suçundan tutuklandıklarını ifade etti.

'CEZASIZLIKLA SONUÇLANDIRILMASIN'

Açıklama sonra olarak konuşan çocukların avukatı Tugay Bek, bu işkence vakasının tüm toplumu ilgilendiren bir olay olup, polisin gözaltına aldıkları 2 kişinin başlarına çuval geçirilip, ıssız bir yere götürerek, orada çırılçıplak soyup işkence ettiğini anlattı. İşkence olayına dair Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Bek, 2 kişinin yaşadıkları işkence olayını ifadelerinde anlattıklarını ve savcılığın bu olayı açığa çıkarıp, polislerin cezalandırılmasını istedi. Bek,"Yeter ki savcılık bu olayı açığa çıkartmak istesin. Bu olayın faillerini yakalamak istesin. Biz burada polislerin işlemiş oldukları bu suçtan kaynaklı olarak bir kez daha cezasızlıkla sonuçlanmamasını umuyoruz. Çünkü bu şekilde sadece bir silah yakalandığı iddiasıyla bugün gözaltına alınıp işkenceye maruz kalan çocuklara bu işkenceyi yapanlar eğer cezasız kalırsa sokakta bulunan hiçbir insan için hayat güvende değildir. Herkesin başına, herkesin yakınlarının başına benzer muamelelerin gelme ihtimali, riski her zaman mevcuttur. Bu insan hakkı ihlallerinin devamının önüne geçebilmek için öncelikle bu ihlali bulunan kamu görevlilerin ortaya çıkartılıp mutlaka cezalandırılması gerekir diye düşünüyoruz" dedi.

WhatsApp Görsel 2023-11-27 saat 17.37.26_f318faaa

'BURADA SİSTEMATİK BİR HUKUK İHLALİ VAR'

İçişleri Bakanlığı'nın kısa zamanda önce Adana'da yaptığı toplantı sırasında "Çetelerle ve suçla mücadele edeceğiz" diyerek emniyet ve adliye arasında yapılan sözlü protokol ile "ruhsatsız silah" suç tipinde gözaltına alınanların herkesin tutuklanma garantisi verildiğini anlatan Bek, "Yani adliye kimi getirirse tutuklama garantisi veriyor. Ve bunu da uyguluyorlar. Bunu da aynı zamanda yani suçla mücadelenin bir parçası olarak yapıyorlar. Yani silah yakalatmak bizim hukuk sistemimizde şu an cezası para cezası. Bir gün daha hapis yakması gerekmeyen bir suç. Elbette bireysel silahlanmaya karşıyız. Bununla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Burada da bataklığın kurutulması gerekir. Sadece işte buradaki sineklerle uğraşmak, silah yakalatmak değil. Bu kente bu silahlar nereden geliyor? Bu çetelerin kaynağının ortaya çıkartılması gerekir. Ancak göstermelik birkaç genç yakalanıp bu şekilde tutuklanıp çetelerle mücadele ediliyormuş gibi bir hava yaratılmak istiyor. Bu da açık bir hukuk ihlali. Şöyle ki bugün emniyet ve adliye bir suç tipini hedef gösterir tutuklama garantisi yaparlarsa yarın başka bir suç tipinde de aynı uygulamaya geçebilirler. Örneğin diyebilirler ki tweet atan herkesi tutuklayalım. Örneğin toplantı gösteri yürüyüş kanununa muhalefet eden herkesi tutuklayalım gibi aralarında anlaşıp bunu da uygulayabilirler. Ve bunu da sanki devrilmiş gibi ortaya sürüyorlar. Burada sistematik bir hukuk ihlalin başından itibaren uygulandığını düşünüyoruz. İbret alem olsun diye dün tutuklayanlar eğer yeterince ibret alınmadığını düşünürse bir hafta sonra da görüyoruz ki işkence yapmaya başlıyorlar. Bunun hudutu, sınırı yok. Mutlaka faillerin bulunup yakalanması ve yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer bir ibret alem olacaksa bu olaydan sonra işkenceci polislerin ibrete alem olacaksa bu olaydan sonra işkenceci polislerin ibrete alem olsun diye yakalanıp cezalandırılması gerekir ki tekrarı olmasın" dedi.

Editör: Haber Merkezi