BTS Diyarbakır Şubesi Baskılara ve Sürgünlere Karşı Şube Binası Önünde Basın Açıklaması Gerçekleştirdi.

Basın açıklamasına Haber Sen Genel Mali Sekreteri Sabri GÜNDÜZ, Haber Sen 3 Nolu Şube Başkanı Mehmet Uluğ ve Mali Sekreter Serhat Oktay katılım sağladı.

Basın Açıklamasını BTS Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Bozkurt okudu.

Bozkurt açıklamasında; "Bugün burda toplanan biz Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Amed Şubesi üyeleri olarak; yaşam mücadelesinde ekmeğini yerin yedi kat altından alın teriyle çıkarmaya çalışan maden işçilerinin, gasp edilen haklarını almak için yıllardır mücadele veren Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı Tahir Çetin ve maden işçisi Ali Faik İnter’i trafik kazasında kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz" dedi.

BTS Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Bozkurt konuşmasına şu şekilde devam etti;

Somada Tazminat hakkı için haklarını aradılar, haklarını alamayınca Ankara’ya yürüdüler ve Ankara ya daha fazla gelip sonuç almak için Soma’ya dönerken trafik kazası geçirdi maden emekçileri kardeşlerimiz. Biz bunu bir kaza olarak görmüyoruz, işçilerin hakkını gasp eden kan emici sermayenin, buna izin veren iktidarın yol açtığı bir cinayet olarak görüyoruz.  Üzgünüz. Öfkeliyiz. Sınıf kardeşlerimiz maden emekçilerinin, başta Bağımsız Maden-İş Sendikası ve üyeleri olmak üzere, aileleri ve yakınlarının acısını paylaşıyor, tüm işçi sınıfına başsağlığı diliyoruz.

Yıllardır bir yandan sahte demokrasi paketleri hazırlanırken, öte yandan işkolu düzenlemeleri, yetki prosedürleri vb. yöntemlerle sendikal mücadele engellenirken, işveren artık sendikal örgütlenme ve sendikal faaliyetlere de tahammül edemiyor. En doğal hakkı olan örgütlenme hakkını kullanmak isteyen çalışanlar baskı altına alınıyor, disiplin cezalarına çarptırılıyor, lojmanlarından atılıyor, sürgün ediliyor kapalı kapılar ardında tehdit ediliyorlar, üyesi olduğu sendika nedeniyle görevde yükselme sınavlarında açık haksızlığa uğratılıyor. Bırakın sendikal faaliyette bulunmayı,  yasadan kaynaklı maddi haklarını dahi mahkeme yoluyla almaya çalışanlar bile geçici görevlendirme adı altında sürgün ediliyor. Bugün dışa bağımlı ekonomimizde yaşanan her türlü olumsuzluk emekçilere fatura edilmekte, yasalarda tanınan haklarını bile kullanmalarına izin verilmemektedir.

İnsanca yaşanacak bir ücret istedik.

Bizler bu ülkede 30 yılı aşkın süredir emek, demokrasi ve barış mücadelesi veriyoruz. İktidar bizi sevmedi. Sevmedi çünkü onlar örgütlenmemizi, hak aramamızı istemediler. Çünkü bizler onların kamuyu talan eden, kamu hizmetlerini paraya endeksleyen ve kamu kuruluşlarını hem içerden hem dışarıdan özelleştiren politikalarına hep karşı durduk. En çok da buna öfkelendiler. Onlar “Sermaye, kar” dedikçe bizler “toplum” dedik, “halk” dedik. Onlar “özelleştirme” derken biz ısrarla “kamulaştırma” istedik. Onlar dağa taşa yol, santral derken biz doğal yaşam dedik. Onlar tüm çalışanları kölelik koşullarında güvencesiz çalıştırmak istedi bizler ise kadrolu, güvenceli çalışma, insanca yaşanacak bir ücret istedik.

Değerli Dostlar; TCDD Yönetimi bizlere karşı tam bir düşman hukuku uygulamaktadır. Yargı süreci devam ederken üyelerimizin sürgünlerden geri dönme ihtimali varken ısrarla lojmanlardan çıkartmak için baskı yapmakta hatta kolluk kuvvetleri ile çıkartmak istemektedirler. İzmir Şubemiz yönetici ve üyelerine karşı lojmanların hemen boşaltılması istenmiştir. Ama aynı koşullarda bulunan İzmir Memur Sen üye ve yöneticilerine ise hiçbir şey dememektedirler. Bu tam anlamıyla ayrımcılıktır görevi kötüye kullanmaktır. Biz İşte bunun için TCDD yönetimine yandaş diyoruz. İşte bunun için geldikleri koltukları yandaş sendikaya borçlular onlara biat ediyorlar diyoruz. Bunun için yandaş sendikanın kan kaybetmesini engellemek için arkadaşlarımızı sürgüne gönderip üyelerimiz baskı altına almaya çalışıyorlar diyoruz.

Biz emekçiler kamulaştırma dedikçe onlar özelleştirme diyorlar. Sıra kamu kurumlarının çoğu Ege ve Akdeniz sahillerindeki yüzlerce dönüm arazi üzerinde kurulu olan eğitim ve sosyal tesislerine geldi. Cumhurbaşkanlığı Kararı ile tek imza ile TBMM’nin hiçbir milletvekilinin haberi olmadan bir gecede resmi gazetede öğrendiğimiz gibi kamuya ait 18 eğitim ve sosyal tesis satışa çıkarıldı. Bunlardan birisi de TCDD ye ait Balıkesir Akçay Eğitim ve Sosyal Tesisleridir. Bizler biliyoruz ki kurumların bu değerli arazileri de sermayeye ranta kurban gidecektir.

Büyükşehir Belediyelerinin kaybedilmesinin ardından TCDD önce bir siyasi partiye arpalık yapıldı şimdi de yeniden yapılandırılma, serbestleştirme gibi güzellemeler  ile  yandaş taşeron firmalara arpalık yapılacak. Tüm dünyada demiryolu özelleştirmeleri fiyaskoyla sonuçlanıp kamulaştırmaya dönülmüşken Türkiyenin en kıymetli kurumlarından birisinin yeniden yapılandırılma adı altında taşeron firmalara peşkeş çekilmesi kabul edilemez.

TCDD nin özelleştirme çalışmaları

Değerli dostlar değerli demiryolcular; TCDD nin özelleştirme çalışmaları çok gizli ve hızlı bir şekilde devam ediyor. TCDD çalışanları da tıpkı MKE de olduğu gibi bir oldu bittiyle karşı karşıya kalabilir. Özelleştirme kapsamında personelin durumunun belirlenmesi için daire başkan yardımcıları görevlendirildi. Bazı kritik ünvanlara seçme hakkı dahi tanınmayacak. Özelleştirme süreci öyle beklenildiği gibi çok uzak değil. İki ay sonra önümüze yeni sözleşmeler konursa şaşırmayalım. Bu anlamda tüm TCDD çalışanlarının, emekten yana, halktan yana olanların uyanık olması, özelleştirmeye karşı duran, burada DEMİRYOLU HALKINDIR SATILAMAZ diyen emekçilere destek vermesi sahip çıkması gerekmektedir. Çünkü şahip çıkacağınız şey bu ülkenin geleceğidir, çocuklarınızın geleceğidir, güvenli kamusal bir ulaşımdır, cebinizden daha fazla alınacak vergilerdir.

Bizler buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, baskılara sürgünlere liyakatsiz atamalara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İşimize aşımıza çalıştığımız kuruma sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, işyeri işyeri kol kola, omuz omuza demokratik mücadele hakkımızı kullanacağız.

BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ!     

Liyakatsiz atamalar gerek TCDD de gerekse TCDD Taşımacılık A.Ş de tüm hızıyla devam etmektedir. İBB atılan kadrolar TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş’ye  adeta çöktüler.  Mayıs ayında TCDD Taşımacılık A.Ş ye Tren Teşkil Görevlisi olarak İBB den gelen Musa TURHAN, daha aradan iki ay  bile geçmeden Daire Başkanı oldu. Hem de sırf unvan vermek için daha önce olmayan İdari ve Sosyal İşler Dairesi ihdas edilerek Daire Başkanı ünvanı verildi. Yani TCDD Taşımacılık A.Ş yeni bir çığır açtı, kişiye göre ünvanı geçtik kişiye göre daire oluşturuldu. Hayatın her alanına saldırılar ve kıyımlar oluyorken,  demokratik kazanımlarımıza, hak ve özgürlüklerimize, sendikal mücadelemize yönelik saldırılar da artarak devam ediyor.

TCDD Taşımacılık A.Ş de iki sene önce yapılan görevde yükselme sınavının mülakatları yapılmayarak personelin mağdur edildiğini daha önceki basın açıklamalarımızda ifade etmiştik. Yapılmama sebebi olarak da üyelerimizin yazılı sınavda yüksek puanlar almasını göstermiştik. Yine yanılmadık. İki sene sonra mülakat yapıldı. Kendi alanlarında yazılı sınavları tam 100 puan alarak birinci olarak bitiren arkadaşlarımız dahi mülakat sınavlarından elendiler. Benden değilsen görevde yükselemezsin. Bir şeflik sınavında dahi böylesine ayrımcılık böylesine adaletsizlik yapılırken daha yukarlarda neler oluyor anlatmaya gerek yok. Ötekileştirme, kutuplaştırma, ayrımcılık politikaları devletin kurumlarının en alt kademesine kadar bu iktidar döneminde inmiştir. Siyasi Saiklerle hareket eden kraldan çok kralcı olan kurum yöneticileri ne yaparlarsa yapsınlar, bu sendikanın onurlu üyeleri dik durmaya devam edecek, adaletten, emekten, demokrasiden, halktan, barıştan yana tavırlarından vazgeçmeyecektir.

BTS Amed Şubesi          

Editör: TE Bilisim