SGK BATMIYOR, HORTUMLANIYOR!

GERÇEK KARA DELİK ORTAYA ÇIKTI: ÖZELLEŞTİRME!

İslam Özkan: "Filistin Direnişi Sadece Hamas ile Sınırlı Değil" İslam Özkan: "Filistin Direnişi Sadece Hamas ile Sınırlı Değil"
  • “Yenidoğan çetesi” sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesinin yarattığı çürümenin sonucudur.
  • Sosyal güvenlik sisteminde asıl sorun kamu yararının göz ardı edilmesiyle yaygınlaşan özelleştirmedir.

Sağlıkta özelleştirmenin ağır sonuçlarıyla ilgili olarak DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması:

Tarihin en büyük bölüşüm krizinin yaşandığı bir dönemde yaşadığımız sosyal ve ekonomik sıkıntıların nedeni ülkeyi yönetenler tarafından bir süredir bilinçli olarak çarpıtılıyor.

Şirketler ve bankalar kâr rekorları açıklarken enflasyonun nedeni olarak asgari ücreti hedefe koyan zihniyet, kadın cinayetlerinin artmasının sebebi olarak artan bağımlılıklara işaret etmekte, sosyal güvenlik sistemindeki sorunlara neden olarak da EYT’liler başta olmak üzere emeklileri göstermekteydi.

Dünya ile karşılaştırmalı verilerle, sosyal güvenlik sistemine dair raporlarla bu iddiaların doğru olmadığını defalarca kez ortaya koyduk. Avrupa’da emeklilere en az kaynak aktaran ülkelerden biri olduğumuzu, 2007’den beri bütçeden SGK’ye ayrılan kamu payının düştüğünü resmi verilerle gösterdik. Ancak emeklileri “kara delik” ve “yük” olarak gören zihniyet aynı yalanları tekrar etmekte ısrar etti.

Bugün gelinen noktada “emekliler yüzünden, EYT yüzünden, aktif pasif dengesizliği yüzünden SGK batıyor, bütçe açık veriyor” yalanının da sonuna geldik.

Artık tüm Türkiye tanık, tüm Türkiye biliyor. SGK batmıyor ama SGK hortumlanıyor. Üstelik yeni doğan bebeklerin, ağır hastalıklarına çare arayanların, bir umut derman arayanların yaşamı pahasına hortumlanıyor.

SGK emekliler yüzünden açık vermiyor. Sağlıkta özelleştirme ile soyuluyor. SGK, kendine yıllarca prim ödeyenlere nitelikli, kamusal hizmet sağlayarak değil; sağlık tüccarlarına emanet edilen sağlık sistemi ile hortumlanıyor.

SGK’yi soyanlar, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, çocukların SGK’deki haklarına göz diktiği için aynı yalanlar sistematik olarak piyasaya sürülüyor.

“Sağlıkta dönüşüm” adı verilen özelleştirme programına karşı mücadele eden emek ve meslek örgütleri olarak bugünleri dünden haber vermiş ve uyarılarda bulunmuştuk. Sağlıkta özelleştirmenin, sağlık hizmetinin bir piyasa malı olarak görülmesinin, kamunun sağlık hizmetlerinin dahi piyasa mantığıyla yürütülmesinin ve taşeronlaştırmanın bu topluma çok ağır maliyetleri olacağını ifade etmiştik. “Yenidoğan çetesi” bu ağır maliyetlerinin ne ilki ne de sonuncusu.

Uyarılarımıza kulak asmayanların kurdukları piyasa düzeninin sonucu olarak özel sağlık kuruluşları yıllardır insanlarımızı ve kaynaklarımızı sömürüyor. Bu korkunç sömürü düzeni bugün gelinen noktada yeni doğan bebeklerin yaşamını tehdit edecek kadar pervasızlaştı. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerini bile özel hastanelerde taşerona vermenin, ikinci kez özelleştirmenin sonuçları ağır oldu. Tüm insani ve toplumsal değerleri ayaklar altına alan zihniyet sahipleri, bebek ölümleri pahasına alınan komisyonlar ve SGK’den haksız ödemelerle serpildi, zenginleşti.

Yaşananların gerçek sorumluları özelleştirme, piyasalaştırma ve taşeronlaştırmanın mimarları ve uygulayıcılarıdır. Kendi kurdukları sınırsız, sorumsuz piyasa düzenin çürümüşlüğü karşısında en ufak bir pişmanlık duymayanlar, belli ki biz durdurmadıkça durmayacaklar.

Onların zihniyetinde herkese eşit, parasız, nitelikli, kamusal sağlık hizmeti yok.

Onların zihniyetinde emeklilerimize insanca yaşam yok.

Onların zihniyetinde sadece daha fazla kâr var.

SGK’ye aktarılan kamu kaynakları yıllarca çarpıtılarak ve insafsızca “kara delik” olarak ilan edildi. Bugün ülkemizin ve halkımızın tüm kaynaklarını iç eden “kara delik”, sınırsız ve sorumsuz sermaye düzenidir.

AKP hükümetleri, sağlığı piyasanın, hastaları da özel hastanelerin insafına terk etmiş durumda. Özel hastaneler de her yolu kullanarak bazen işlerini kitabına uydurarak bazen de açıkça suç işleyerek hem devleti ve SGK’yi soyuyor hem de hastaların ve hasta yakınlarının cebine göz dikiyorlar. Sadece cebine göz dikmekle de kalmayıp “yenidoğan çetesi” örneğinde görüldüğü gibi insani ve toplumsal dramlara da yol açıyorlar.

Çetelerin sayısını hızla arttığı bir ülkenin, “tahliye çetesi”, “tutuklatma çetesi”, “ihale çetesi”, “işe alım çetesi”, “mülakat çetesi”, “sınav çetesi”, “futbol çetesi”, “medya çetesi”, “istatistik çetesi”, “maden çetesi”, “turizm alanlarını talan etme çetesi”, “SGK çetesi” ve daha nicelerine son olarak eklenen “yenidoğan çetesi”nin sorumlusu 22 yıldır bu ülkeyi yönetenlerdir.

Bu çete düzeni hukuksuzluğun, cezasızlığın ve sosyal hukuk devletinin adım adım yok edilmesinin sonucudur.

Mesele üç beş kriminal kişi değil, sistemdir. AKP hükümetleri bu piyasacı sağlık politikalarından ve özeleştirmeden vazgeçmedikçe, SGK özel hastanelerden hizmet satın almayı sürdürdükçe ne yolsuzluklar ne de çeteler biter. Önce bataklığı kurutmak lazım.

Bu düzeni tümden değiştirmek ve bu düzeni kuranlardan hesap sormak hepimizin en acil ve yaşamsal görevidir.

Editör: Haber Merkezi