"Bu bir savaş değil. Bir halkın kimliğinin, geleceğinin ve varoluşunun hedef alındığı; vicdanların kör, kulakların sağır ve dillerin lal olduğu bir sessizliğin gölgesinde işlenen organize bir katliamdır."
ANKARA – Eğitim Sen Genel Meclisi’nde söz alan Eğitim Sen Hatay Şube Eğitim Sekreteri Sunay Kadayıfçı, Gazze’de yaşanan insani krizi gündeme taşıdı. Konuşmasını hem Türkçe hem de Arapça yapan Kadayıfçı, “Gazze’de yaşananların bir savaş değil, topyekûn bir yok etme projesi” olduğunu vurguladı.
Kadayıfçı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Kelimelerin anlamının yitirdiği, insanlığın iflas ettiği bir soykırım ve topyekûn bir yok etme projesidir.
Gözlerini dünyaya yeni açmış bebeklerin cansız bedenleri, enkaz altından yükselen çocuk çığlıkları ve sistematik bir şekilde açlığa, susuzluğa ve ölüme mahkûm edilen on binlerce masum çaresizlik; modern çağın en karanlık vahşet tablosunu oluşturmaktadır.Bu bir savaş değil. Bir halkın kimliğinin, geleceğinin ve varoluşunun hedef alındığı; vicdanların kör, kulakların sağır ve dillerin lal olduğu bir sessizliğin gölgesinde işlenen organize bir katliamdır.
Atılan her bomba, dökülen her damla kan, açlıktan nefesi kesilen her bir can; bu zulme sessiz kalarak ortak olan herkesin alnına ve insanlık tarihine sürülmüş silinmez, kapkara bir lekedir.”
Sunay Kadayıfçı, konuşmasını teşekkür ederek sonlandırdı.
KESK: “Gazze’de Yaşananlar Soykırımdır”
Eğitim Sen Genel Meclisi’nde yapılan bu çıkışın hemen ardından, KESK de dün İsrail Büyükelçiliği önünde yaptığı basın açıklamasıyla Gazze’deki insani felakete dikkat çekti.
KESK’in açıklamasında, Gazze’de yaşananların modern çağın bütün savaş hukukunu ve insani değerlerini yok sayan bir barbarlık tablosu olduğu vurgulandı. Açıklamada şu noktalar öne çıktı:
-
Hastanelerin, ambulansların, yardım merkezlerinin hedef alınması; kadınların, çocukların ve yaşlıların topluca katledilmesi, ekmek fırınlarının, su şebekelerinin ve tüm altyapının yok edilmesi, Netanyahu hükümetinin Filistin halkını yeryüzünden silmeye dönük soykırım politikası olarak tanımlandı.
-
Son bir yılda 70 bini aşkın Filistinlinin yaşamını yitirdiği, bunların yarısından fazlasının kadın ve çocuk olduğu; 100 binden fazla insanın ağır yaralandığı ve Gazze nüfusunun neredeyse tamamının evsiz bırakıldığı belirtildi.
-
BM raporlarına göre Gazze’de yaşayanların yüzde 90’ının açlıkla karşı karşıya olduğu, İsrail’in yardımları engelleyerek açlığı savaş silahı olarak kullandığı ifade edildi.
-
İsrail hükümetinin barbarlığının tek sorumlusunun Netanyahu değil, aynı zamanda onu destekleyen ABD, Batılı devletler ve şirketler olduğu, Avrupa Birliği’nin ise seyirci kalarak katliama ortak olduğu vurgulandı.
-
AKP iktidarının ise yüksek perdeden söylemlerine rağmen İsrail’le ticaretini sürdürdüğü, Akdeniz’de enerji anlaşmalarına devam ettiği ve Filistin halkına gerçek bir dayanışma göstermediği dile getirildi.
KESK Yürütme Kurulu adına Eş Genel Başkan Ayfer Koçak'ın açıklamasında ayrıca şu çağrılar yer aldı:
-
“Netanyahu hükümetini ve tüm emperyalist destekçilerini lanetliyoruz. Açlığı savaş silahı olarak kullanmak suçtur! İsrail hükümeti yaptıklarının hesabını vermelidir!”
-
Tüm dünya halkları, İsrail’in soykırım politikalarına karşı harekete geçmeye; uluslararası sendikal hareket ise İsrail’e silah, enerji ve ticari destek veren şirketlere karşı emekçi boykotları örgütlemeye davet edildi.
-
Barışın ancak halkların kardeşliği ve eşitliği temelinde mümkün olduğu ifade edilerek, bölge halkları ortak bir barış cephesi kurmaya çağrıldı.
