İzmir’de Bornova Anadolu Lisesi ve Atatürk Lisesi gibi köklü eğitim kurumlarında, “Gazze'de Yaşananlara Karşı Farkındalık” başlığıyla düzenlenen seminerler, ciddi tepkilere neden oldu. Eğitim Sen, pedagojik formasyonu olmayan kişiler tarafından verilen bu seminerlerde, öğrencilerin duygusal olarak istismar edildiğini ve şiddet içeren içeriklerle karşı karşıya bırakıldığını açıkladı.
Sendikanın açıklamasına göre, Emniyet Müdürlüğü’nden görevlendirilen konuşmacılar, 14-15 yaşlarındaki hazırlık sınıfı öğrencilerine hitaben tehdit ve hakaret içeren bir üslupla konuşmuş; savaş, şiddet ve ölüm görüntülerini içeren travmatik materyaller izletmiştir. Eğitim Sen, bu durumun pedagojik ilkelere aykırı olduğu gibi, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere de aykırılık taşıdığını belirtti.
"Bu Seminerleri Kim Onayladı?"
Eğitim Sen, söz konusu etkinliklerin yapılmasına hangi makamın izin verdiğinin, konuşmacıların eğitim yeterliliklerinin ve veli onaylarının alınıp alınmadığının acilen açıklanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu tür uygulamaların, Milli Eğitim Temel Kanunu, Anayasa’nın laiklik ve eğitim hakkı ilkeleri ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi temel hukuki metinlere açıkça aykırı olduğu belirtildi.
“Okullar Şiddetin Değil, Barışın Mekânı Olmalıdır”
Sendika, eğitim kurumlarının şiddet ve militarizm propagandasına sahne olmaması gerektiğini, bu tür ortamların barışı, bilimi ve insan haklarını temel alması gerektiğini ifade etti. Devletin, çocukların üstün yararını gözetme sorumluluğu anayasal bir yükümlülüktür, denilen açıklamada, İzmir İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri başta olmak üzere tüm yetkililere çağrı yapıldı:
“Bu tür etkinliklerin bir daha tekrar etmemesi için gerekli idari ve hukuki süreçler derhal başlatılmalıdır. Okullarda düzenlenecek seminerler yalnızca pedagojik yeterliliğe sahip uzmanlar tarafından verilmelidir.”
"Eğitimin Laik ve Bilimsel Niteliğini Savunmaya Devam Edeceğiz"
Eğitim Sen, açıklamasının sonunda, hiçbir gerekçenin çocukları duygusal olarak istismar eden, pedagojik ilkelere aykırı ve şiddeti meşrulaştıran uygulamaları meşru kılamayacağını vurguladı.
“Çocuklarımızı karanlık ideolojik dayatmalardan korumak, eğitimin laik, bilimsel ve kamusal niteliğini savunmak ve öğrencilerimizin güvenli bir eğitim ortamına sahip olması için mücadele etmeye devam edeceğiz.”