Terimin eski felsefi kullanımına baktığımızda kabaca hayat enerjisi” diyebileceğimiz bir anlamı vardır. Fakat zamanla bu anlam değişerek, erotizm cinsel enerjiyle özdeşleştirilen kavramsal bir kapan içerisine yerleşir. Sigmund Freud’un psikanaliz kuramı bu kavramsal kapanın oluşmasında hakim rol oynar ve erotizmi libidonun alanı olarak tanımlar. Freud’a göre erotizm ancak cinsellikle ilişkisi içerisinde anlaşılabilir çünkü cinsel arzu, içgüdü, enerji, dürtü veya libido insan ilişkilerinin ve eylemlerinin temelini anlamamız için elzemdir. Bugün de erotizm veya erotik denince ilk akla gelen anlamlar arasında cinsel arzu ve uyarılma hali vardır denilebilir.

112wd

Audre Lorde 1978 yılında erotik üzerine yaptığı meşhur konuşmasıyla erotiğin bu yaygın anlamlarına devrimci bir müdahalede bulunur. Lorde, Siyah lezbiyen feminist deneyiminin belirlediği bir konumdan konuşarak, erotizmi cinselliğin mutlak gölgesinden kurtarır ve erotizmin çoklu ve karmaşık anlamlarına dair feminist ve kuir bir pusula çizer. Erotik olan içsel bir güç kaynağı veya enerjidir. Neşe, haz, keyif ve doyum arayışıyla sıkı bağları vardır. Cinsel olanı asıl harekete geçiren ise işte bu enerjidir. Erotizm cinselliği kapsayabildiği gibi onu aynı zamanda aşar. Erotik olan neşe, keyif, haz ve arzunun bütünsel duygu ve duyu alemlerine işaret eder. Bunların hepsini aynı anda kapsayabilir.

Erotik olanın bu bütünsel vurgusu kuir feminist araştırmalar dışında, başka eleştirel çalışmalarda da kendine yer bulur. Örneğin, Amerika kıtasındaki yerleşkeci sömürgeciliğe karşı yerli düşünürlerin ürettiği araştırmalar erotik olanı sömürgeci ilişki ve zihniyetin dönüşümü için radikal bir araç ve kavram olarak görürler. Mesela “egemen erotik” (sovereign erotics) Çerokili Qwo-Li Driskill’in kuramsallaştırdığı ve yerleşkeci sömürgecilerin Amerika kıtasına getirdiği cinsellik rejimine uymayan ve onu aşan yakınlık biçimlerini ve ilişkilerini anlamaya yönelik bir kavramdır. Bu kavram üzerinden yerli yakınlıkları tanımlamak ve onlara sahip çıkmak aynı zamanda yerleşkeci sömürgeciliğin yarattığı travmalarla baş etme ve bu travmaları iyileştirme yöntemi olarak da anlam bulur. Örnek vermek gerekirse, hayatı insan merkezli kurmayan, insan denilen varlığın kendi beden sınırlarını aşan maddi ve manevi varlıklarla anlam kazandığını vurgulayan yerli ontolojilerini düşünebiliriz. Cansızlık atfettiğimiz taşlara, kayalara, dağlara hayat veren, onları hareketlendiren ve onlarla ilişkisinden enerji ve güç alan bir erotizmden bahsedebiliriz. Nesilden nesle yolculuk eden hikayeler, şiirler, şarkılar ve danslar insan ve insan ötesi beden ve hafızanın erotik imkanlarına dair çok şey anlatır. Yani erotizm üzerinden yerli egemenlik biçimlerini yeniden hatırlamak ve kurmak, yakınlık ilişkileri ve bedenin sömürgeci tanım ve olasılıklardan özgürleşme imkanı içerir. Bu anlayışa göre erotik olan kendini sürekli gölgesi altında bulduğu sömürgeci cinsellik alanından (özetle hakim Beyaz hetero-üretken cinsellik anlayışı) sıyrılır ve yerli halkların gelenekleri, tarihleri ve ilişkileri içerisinde başka anlamlar kazanarak yeniden tanımlanır.

12345553fddd

Tüm bu çalışmalardan feyz alarak genel bir tanımlama yapmak gerekirse, erotik güç, duygusal ve duyusal bir uyanış ve uyarılma hali olarak özetlenebilir. Hissi olarak görece uyuşuk ya da uykulu bir halden çıkıp canlılığa ve diriliğe geçişi mümkün kılan enerjidir. Hayata renk, can ve neşe katan gücün kendisidir erotik olan. Hazzın, heyecanın ve doyumun – ki bunlar cinsel olabilir veya olmayabilir – ilişkiler, durumlar ve mekanlar üzerinden gerçekleşmesidir.

Bir kişiyi erotik deneyime açan durumlara dair sayısız örnek verebiliriz. Bu deneyim hem tekil hem de çoğul halde yaşanabilir. Lorde’un dediği gibi, bazen müzik dinlerken aldığımız haz, müziğe bedenimizin verdiği cevap ve müzikle bedenin kurduğu dans ilişkisi olabilir. Kitaplığımızı düzenlerken, bir fikir içerisinde dakikalarca kalıp onu didik didik ederken veya şiir yazıp okurken aldığımız keyif ve duyduğumuz coşku Lorde’un verdiği başka örneklerdir. Yakınlarımızla geçirilen zaman, arkadaşlarımızla girdiğimiz derin muhabbetler, kedi, köpek veya başka hayvan dostlarımızla divanda uzanarak geçirdiğimiz bir zaman dilimi, bitkilerimize dokunurken ağzımızdan dökülen sevgi sözcükleri, kahkaha ve neşe kadar gözyaşı ve kederin de paylaşıldığı anlar, siyasi bir kampanya için beraber örgütlenme çalışmaları ve hatta birlikte mücadelenin doğurduğu güç ve umutla polisle girilen kavgaların hepsi erotizmle örgütlenen alanlardır. Erotizm hayatın her alanında, her ilişkide, her bedende bulabildiğimiz bir güce tekabül eder. Kendisini hem bedenlere, hem yakınlıklara, hem de kolektif oluşumlara kazıyan bir haz, keyif ve neşe halini bize anlatır. Dolayısıyla erotik olanın gündelik hayatla ve sıradan olanla ilişkisi oldukça yoğundur. Gündelik yaşamımızda oluşturduğumuz yakınlıklar ve aktiviteler ve bunlardan aldığımız doyum, coşku ve sevinç erotizm sayesinde mümkün olur.

Erotik olan aynı zamanda direnişin, kendini yenileyişin ve iyileşmenin alanıdır. Cinsel, cinsiyetçi, ırkçı ve sınıfsal ayrımcılıkla perçinlenmiş hayattan kaçabildiğimiz anların ve mekanların inşasında itici gücü oluşturur. Türkiye’deki kadın ve lubunya düşmanlığını ve bu gruplara karşı her gün yeniden örgütlenen şiddeti düşündüğümüzde, bu şiddet ve ayrımcılık sarmalına karşı insanların nefes almak için kurdukları alanlar erotik güç sayesinde örgütlenir. Hakim hetero-patriyarkal düzen kadınların ve lubunyaların erotik dünyaları ve güçleri üzerinde sürekli baskı kurarak onları kapatıp kısıtlamaya çalışır ve kapattığı alanlarda şiddetin türlü çeşit biçimine maruz bırakır. Dolayısıyla erotizmin alanı feminist, kuir ve trans mücadelelerin vazgeçilmez bir unsuru olmak zorundadır.

Erotik güç hem birey hem de toplumsal gruplar için firari dünyalar kurar. Dünyanın ağrısından, sızısından, yorgunluğundan ve şiddetinden bir süreliğine bile olsa kaçma ve sıyrılma imkanı tanır. Bu firar anları mücadele ve dayanışmayı örgütlemek için yeniden güç toplama olanağı yaratır. Bu yüzden de erotik olan hem gündelik firar deneyimleriyle hem de siyasi alanla yakından ilişkilidir. Başka bir hayat ve toplumsallık kurma ihtimali erotik enerji sayesinde heyecan yaratır. Hareket etmeye sevk eden bu duyusal ve duygusal halin mücadele coşkusuyla ve dayanışma ağları oluşturmakla yakın ilişkisi vardır. Şiddetle yoğrulmuş hayat koşulları içinde yaşarken, aynı zamanda bu koşullara müdahale edip, onları yeniden düzenleme, örgütleme ve baştan kurma hamlelerini mümkün kılar, bunun mücadelesine dair güç kaynağı sağlar. Tüm şiddete, kırılganlığa ve ayrımcılığa rağmen, erotizm hayatı yeniden ve başka türlü kurmakta ısrar ve direnç sağlamaya dair kudret yaratır. Birlikte mücadele etmek ve yalnız yürümemek müthiş bir erotik güce sahiptir. Siyasi bir mücadele için örgütlenen birliktelik sadece direniş değil, aynı zamanda haz, coşku, keyif ve enerji doğurur. Erotizmin ilişkiler inşa eden, mekanı yeniden düzenleyen ve koalisyonlar kuran dönüştürücü bir kudreti vardır.

1234555

Erotik olanın bedene, bedenin hislerine ve bedenin hareketlerine dair farklı bir yöntem ve bilgi alanı açtığını söyleyebiliriz. Bütün bu sebeplerden ötürü erotizmi sadece kuramsal bir çerçeve olarak değil, aynı zamanda kuir/trans feminist bir yöntem ve siyasi bir imkan olarak görmek önemli. Mesela, şu sorular üzerine düşünmek mühim: Erotik olanın kamusal formları nelerdir? Kendi öz örgütlenmelerimizde ve kolektiflerimizde erotik olanı nasıl harekete geçirebilir ve bundan nasıl siyasi fayda yaratabiliriz? Erotizme daha çok vurgu yapıp onu mobilize ederek zamanın, mekanın ve toplumsallığın hakim biçimlerini nasıl sarsabilir ve bozabiliriz?

Kuir/trans feminist yöntem olarak erotizme odaklanmak bizi bedenselliğin alanına, yani bedenin haz, neşe, heyecan ve keyif üzerinden konuşma ve harekete geçme biçimlerine yakından bakmamızı sağlar. Yakınlık ilişkilerimizin şekillendirdiği dans partileri, kahvaltılar, meyhane geceleri ve başka bir sürü bir araya gelip toplanma ortamlarını düşünelim. Ya da beraber politika ürettiğimiz kişilerle düzenlediğimiz yürüyüşleri, siyasi kampanyaları ve protestoları aklımıza getirelim. Bu ortamların hepsi erotizmin örgütlediği kadar, açığa çıktığı ve çoğaldığı alanlara tekabül eder. Bu birliktelikler sayesinde erotizmi kolektifleştirerek dışa vururuz ve böylece aidiyetlikler üretir, dönüşür ve tahayyüllerimize dair eyleme geçeriz. Dolayısıyla erotizmin hem başka dünya hayallerine hem de kolektif olana dair pencereler açarak hayatımızı nasıl havalandırdığı üzerine düşünmemiz önemli. O yüzden, üzerine düşünmemiz gereken bir başka soru şudur: Erotik olan, aşkın, duyguların ve yakınlığın egemenleşmiş ve kurumsallaşmış tanımlarını nasıl alaşağı eder?

Erotik gücün feminist, kuir ve trans yaşamlara olan içkinliğini daha somut bir örnekle açıklamak için Türkiyeli lubunyalar arasındaki gullümü ele alalım. Gullüm yapmak lubunyalar için vazgeçilemez bir güç, enerji ve direnç kaynağıdır. Gullümün örnekleri saymakla bitmez: Dost meclisleri, şarkılı türkülü geceler, dedikodusu ve kahkahası bol sohbetler, şakalar yoluyla yapılan atışmalar ve içki, dans ve gırgır eşliğinde geçirilen zamanlar… Yani gullüm yapmak hayatın tüm madiliğine rağmen kocaman bir kahkaha atabilmek, neşeyi harekete geçirebilmek, eğlence ve keyfe alan açabilmektir. Hayatın şiddetle harmanlanmış köşe bucağına delikler açıp, buralara kahkahayı, sevinci, zevki ve safayı sokmaktır. Gullüm lubunyalara hem bireysel hem de toplu olarak sağalma, yenilenme, kendine gelme, güç toplama ve doyuma ulaşma imkanı sunar. Gündelik yaşamın şiddetinden firar etme anlarıdır. Dünyanın yükünü askıya alan geçici bir alem, onarmak ve yenilenmek için bir mecra, ayakta kalıp yaşama tutunabilmek için bir dayanak sunar. Gullüm sayesinde iktidarın can acıtan, zarar veren ve yaralayan binbir haliyle ölesiye dalga geçilir. İktidarın denklemleri kısa bir süreliğine dahi olsa bozulup darma duman edilir. Gullüm firar olduğu kadar bir sığınaktır aynı zamanda. Lubunyanın hayatla girdiği mücadelede ortaya çıkardığı nefasettir.

Özetle, erotik olan feminist, kuir ve trans yaşamların gücüne dair kolektif bir hikaye anlatır. Erotik güç hayatı başka türlü yaşamaya dair hayallerin ortaya döküldüğü, tecrübe edildiği ve denendiği mikro dünyalar kurar.

Kaynak

https://feministbellek.org/

Kaynakça

Lorde, A. (1996). Sister Outsider (içinde Uses of the Erotic: The Erotic as Power, 1984). Berkeley, USA: Crossing Press.

Driskill, Q-L. (2004). Stolen from our bodies: First Nations two-spirits/queers and the journey to a sovereign erotic. Studies in American Indian Literatures, 16(2), 50-64.

Editör: Haber Merkezi