"Öcalan ve PKK’nin son açıklamalarında kendisini gösteren “sosyalizm” vurgusundaki yükselişin siyaset alemindeki dolaysız etki ve imalarına göz atmak yeter: “Silah bırakma ve fesih” sonrasında milliyetçilik, liberalizm, bilinemezcilik, tanrı arayışı, metafizik, komplo teorileri, spiritüalizm vb., vb. tarafından istila edileceği umulan zihinlerin, “sosyalizm” ışığıyla aydınlanıvermesine bakarak, hareketin örgütsel ve siyasal formu ne olursa olsun, her dönüm noktasında modern sosyalizmle temasa geldiği ilk momentten güç alma ve 1968 devrimciliği ve 1971 isyancılığından geriye düşme ihtimalini kategorik olarak dışlama refleksinin stratejik ortaklığımızın sigortası olduğuna güvenmeye devam edebiliriz."
PKK’nin 12. Kongresi’nde aldığı fesih kararı ve Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli çağrısı, yarım yüzyılı aşan bir halk hareketinin yeni bir toplumsal ve siyasal faza geçtiğini gösteriyor. Ertuğrul Kürkçü, bu tarihi kırılmayı “mücadele yordamlarının yeniden tanımlanması” olarak değerlendiriyor.
Cephe Savaşı Tek Yol Değil
Kürkçü’ye göre, PKK’nin silahlı mücadeleye dayalı “halk savaşı” stratejisini terk etmesi, mücadelenin yenilgisi değil; çağın toplumsal ve politik değişimleri doğrultusunda mücadele biçimlerinin yeniden şekillendirilmesidir. Silahlı mücadele, artık özgürlüğe giden tek yol olarak görülmüyor. Yeni yurttaşlık anlayışı, halkların haklarını ortaklaştıran bir siyasal iklimi mümkün kılabilir.
Tarihsel Haklılık Geri Alınmıyor
Bu karar, 52 yıl boyunca süren Kürt halk isyanının tarihsel haklılığının inkârı anlamına gelmiyor. Kürkçü’nün vurguladığı gibi, bu adım; hak arayışının, eşitsizliğe ve tahakküme karşı mücadelenin başka bağlamlarda sürdürülmesine imkân tanıyor. Öcalan ve PKK’nin yaptığı çağrılar, 20. yüzyıl sosyalizmlerinin çözülme sürecinden doğan kafa karışıklığını aşma iradesi olarak okunmalı.
Beka Söylemine Darbe
PKK’nin fesih kararı, Türkiye’de siyasal tartışmalarda “terör” kavramı üzerinden sürdürülen hukuk dışı baskıların da zeminini sarsıyor. Kürkçü, bu kararla birlikte “her sosyal medya mesajının, her eleştirinin terör propagandası sayılmasının önüne geçildiğini” belirtiyor. Böylece, “beka” gerekçesiyle hakların bastırılmasının meşruluğu ortadan kalkıyor.
Sıra Devlette: Kürt Halkının Hakları Ne Olacak?
Kürkçü’nün ifadesiyle, şimdi sıra devleti yönetenlerde. Devletin, Kürt halkının neden ana dilinde eğitim göremediğini, neden seçilmiş temsilcilerinin görevden alınıp yerine kayyım atandığını, neden Kürt illerinin en yoksul bölgeler olduğunu açıklaması gerekiyor. PKK’nin silahsızlanma kararı sonrası bu sorulara “terör” bahanesiyle yanıt vermek, artık eskisi kadar kolay olmayacak.
Küresel Bir Yeniden Doğuşun Eşiğinde
Kürkçü, PKK’nin fesih kararını yalnızca Türkiye ile sınırlı görmüyor. Kürt hareketinin dünya genelindeki etkisini vurgulayarak, Kolombiya’dan Japonya’ya, Güney Afrika’dan Azerbaycan’a kadar Kürt devrimcilerinin fikirlerinin küresel özgürlük dinamikleriyle buluştuğunu ifade ediyor. Bu karar, halkların mücadelesinin yeni bir küresel evreye geçişinin habercisi olarak da okunmalı.
Güvenlik Merceği Yetersiz Kalıyor
PKK’nin feshi, klasik “güvenlik” paradigmasıyla açıklanamayacak bir toplumsal dönüşüm sinyali veriyor. Kürkçü’ye göre, PKK’nin varoluş biçiminde meydana gelen her değişim, temas ettiği bütün kurumları dönüştürme potansiyeli taşıyor. Bu nedenle, bu kararın yalnızca bir örgütsel kapanış değil, geniş kapsamlı bir siyasal değişimin tetikleyicisi olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Sosyalizmle Yeniden Temas
Makalenin sonunda Kürkçü, PKK’nin son açıklamalarında yükselen “sosyalizm” vurgusuna dikkat çekiyor. Bu ideolojik yönelim, hareketin 1968 devrimciliği ve 1971 isyancılığı ile kurduğu stratejik bağın sürdüğünü gösteriyor. Kürkçü’ye göre, fesih kararı sonrası oluşacak boşluğu spiritüalizm, komplo teorileri ya da mistisizm değil; modern sosyalizmin ışığı dolduracak.
Sonuç olarak, Ertuğrul Kürkçü’nün kaleminden çıkan bu değerlendirme, PKK’nin fesih kararını sadece politik değil, aynı zamanda sosyolojik, tarihsel ve küresel bir bağlamda ele alıyor. Kürkçü’nün satırlarında, bu kararın Türkiye siyaseti için yaratacağı dalgaların ve toplumun düşünsel dönüşümüne yapacağı katkıların ipuçları açıkça görülüyor.