2025 Eurovision Şarkı Yarışması, her zamanki gibi pırıltılı sahne şovları, iddialı kostümler ve çarpıcı performanslarla izleyicileri büyülerken, bu yıl özellikle politik tartışmalar ve sansür kararlarıyla hafızalara kazındı. İsrail’in katılımı çevresindeki tartışmalar, protesto eylemleri ve “fazla müstehcen” olduğu gerekçesiyle sansüre uğrayan şarkılar, yarışmanın sadece müzikal değil, aynı zamanda siyasi bir platform olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

İSRAİL KATILIMI: BİR YARIŞMADAN DAHA FAZLASI

7 Ekim sonrası Gazze’de yaşanan insan hakları ihlalleri nedeniyle İsrail’in yarışmadan çıkarılması yönündeki talepler bu yıl da gündemi meşgul etti. 70 eski yarışmacı ile 4.000’i aşkın İskandinav müzik emekçisinin imzaladığı açık mektuplar, İsrail’in katılımını protesto etti. Yarışmanın düzenlendiği İsviçre’nin Basel kentinde ise yüzlerce kişi Filistin bayraklarıyla sokaklara döküldü. Final öncesi prova sırasında arenaya sızan göstericiler, güvenlik güçleriyle çatıştı; bazı seyirciler dışarı çıkarıldı, personel boya saldırılarına uğradı.

Avrupa Yayın Birliği (EBU), İsrail’e dair bu protestoları yayın akışına yansıtmamayı tercih etti. Ancak jüri ve halk oylamasında Avusturya’nın son anda İsrail’i geride bırakıp birinciliği alması, kamuoyunda "rahatlama" olarak yorumlandı.

EUROVISION’DA SANSÜR KRİTERLERİ: KİME VAR, KİME YOK?

Malta adına yarışan Miriana Conte’nin şarkısı, orijinal adıyla Serving Kant, kelime oyunlarıyla sansüre takıldı. Malta dilinde “şarkı söylemek” anlamına gelen “kant” kelimesi, İngilizce’de müstehcen çağrışımlara yol açtığı gerekçesiyle Avrupa Yayın Birliği tarafından kabul edilmedi ve şarkının adı sadece Serving olarak değiştirildi. Ancak bu müdahale, Malta'nın yarışmada 17. sırada kalmasını engelleyemedi.

SAHNEDE DİRENİŞİN, CİNSELLİĞİN VE GÖRSEL ŞÖLENİN BULUŞMASI

  • Finlandiya'dan Erika Vikman, dev bir alevli mikrofon üzerinde gerçekleştirdiği performansla göz kamaştırırken, Ich Komme adlı şarkısının doruk anında izleyicilere adeta “patlama” yaşattı.

    Hamburg Merkez İstasyonu’nda Bıçaklı Saldırı: 12 Kişi Yaralandı Hamburg Merkez İstasyonu’nda Bıçaklı Saldırı: 12 Kişi Yaralandı
  • Letonya’nın kadın halk müziği grubu Tautumeitas ise doğadan ilham alan kostümleri ve sakin, duygu yüklü yorumlarıyla dikkat çekti.

  • LGBTQIA+ temalarının hâkim olduğu gecede, geçen yılın kazananı İsviçreli non-binary sanatçı Nemo'nun geri dönüş performansı büyük övgü topladı.

ZİRVEDEKİLER: OPERA VE POP BİRLEŞİYOR

Yarışmayı kazanan Avusturyalı JJ’in Wasted Love adlı şarkısı, siyah-beyaz sade sahne tasarımı ve klasik operatik vokal tekniğiyle gecenin en dikkat çekici performanslarından biri oldu. JJ’in yalın performansı, jürilerden ve halktan büyük destek aldı.

Estonya’dan Tommy Cash’in kahveye yazdığı aşk şarkısı ve İsveç’in sauna temalı Bara Bada Bastu şarkısı da ilk sıralarda yer aldı.

MÜZİK SADECE MÜZİK MİDİR?

Bu yılki Eurovision, kültürel etkinliklerin politik etkilerini bir kez daha göz önüne serdi. İsrail’in katılımının engellenmemesi, birçok kişide adaletsizlik hissi yaratırken, bir yandan da bu durum, müziğin politik farkındalığı artırmak için nasıl bir araç olabileceğine dair derin tartışmaları beraberinde getirdi.

Sonuç olarak, Eurovision 2025 sadece bir müzik yarışması değil; sansür, protesto, temsil ve insan hakları gibi konuların kesiştiği bir toplumsal laboratuvar işlevi gördü.

Editör: Süleyman Devrim Boğa