Piyasaların yakından takip ettiği faiz kararı açıklandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yeni Başkan Fatih Karahan yönetiminde ikinci faiz kararını açıkladı.

Buna göre TCMB, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 500 baz puan artırarak yüzde 50'ye çıkardı. TCMB, şubat ayında da faizi yüzde 45'te sabit tutmuştu. TCMB'nin bir sonraki toplantısı 25 Nisan tarihinde gerçekleştirilecek. Finans Uzmanı Murat Özsoy, TCMB’nin faiz kararını cesur bir adım değil, zorunluluk olarak nitelendirdi.

FAİZ ARTIŞI KARARI BAĞIMSIZ VE CESUR BİR ADIM DEĞİL

Özsoy, “Merkez Bankası’nın 500bps puan artırımını cesur bir adım olarak değil, bu şartlarda gerekli olan bir adım olarak yorumluyorum. Eğer Merkez Bankası politika faizini artırmadan pas geçecek olsaydı aslında o adım çok daha fazla risk içeriyor olurdu. Çünkü Türk Lirası’nın reel değerindeki düşüş daha da hızlanır ve döviz kuru yükselişi daha hızlanırdı. Yerel seçimlere de büyük olasılıkla 33TL üzerinde bir dolar/TL kuruyla girilirdi. Bu açıdan Merkez Bankası’nın aslında piyasada karar sonrasında yorumlandığı şekliyle bağımsız ve cesur adım attı söylemlerine katılmıyorum. Hatta tam aksini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

‘ARTIK PİYASA GİBİ GERÇEKÇİ OLUNMALI’

Türk-İş, Mart ayında yoksulluk sınırı 54.700 TL Türk-İş, Mart ayında yoksulluk sınırı 54.700 TL

500 baz puan faiz artışını seçimlere çok az bir zaman kalmışken TL varlıkları özendirici, TL mevduat faizinin artmasını tetikleyici ve dolar/TL kurundaki ateşi düşürücü bir adım olarak yorumlayan Özsoy, “Kaldı ki enflasyon görünümünde evet bozulma var ancak Merkez Bankası’nın basın duyuru metninde belirttiği gibi 500 baz puanlık artış gerektirecek kadar da bozulma yok. Enflasyon görünümü konusunda zaten Merkez Bankası çok iyimserdi. İyimser bakış açısından piyasa gerçeklerine bir dönüş yaptı diye yorumlayabilirim. Ancak Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleri konusunda iyimser bakış açısını bir kenara bırakıp piyasa gibi daha gerçekçi olmaya başlaması ve yüzde 36 olan yıl sonu tahminine ulaşmak konusunda kararlıyım mesajını vermek istemesi sonucunda bedeli en çok ödeyecek kesim de bu sefer daha da yüksek finansal maliyetlere katlanacak zorunda kalan iç piyasaya hitap eden reel sektör firmaları olacak” şeklinde konuştu.

KALICI BİR DÜŞÜŞ OLMAYACAK: DOLAR 10 GÜNE KADAR 32.50 SEVİYESİNE GELEBİLİR

Dolar kurundaki yükseliş tahminini açıklayan Özsoy, “Zamanında yapılmayan faiz artışları şu anda gecikmeli olarak yapıldığında ilk zamanlarda yaratması gereken etkiyi de yaratmayacaktır. Sadece geçici olarak döviz kurundaki hızlı artışın kısa süreli olarak önüne geçmeye yarayacaktır. Dolar/TL kurunun karar sonrası 32TL altına kadar gerilemiş olmasına rağmen yeniden en fazla on gün içerisinde 32.50TL seviyelerine geleceğini düşünüyorum. Kalıcı bir düşüş olmayacaktır. 500bps artış yönündeki bu karar sonrasında ticari kredi faiz oranları yanısıra ihtiyaç kredisi faiz oranları da artacak” dedi.

Editör: Haber Merkezi