Hatay'da Kadın Örgütleri Ortak Eylem Yaptılar

Yapılan açıklamada şunlar ifade edildi;

8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınlar daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadele sırasında katledilmiştir.Bu tarihin anısına 8 Mart dünyada kadınların yüzyıllardır süren dayanışmasının ,direnişinin ,isyanının adı olmuştur.

8 Mart kadınların 1857’de, öncesinde ve o zamandan bu yana patriarkal kapitalizme, eşitsizliğe, yoksulluğa, kadın emeğinin ve bedeninin değersizleştirilmesine karşı ancak örgütlü direnişle kazanım elde edebileceğinin açık bir göstergesidir.

Sevgili Kadınlar,

6 Şubat depreminin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ne acımız, yasımız dindi, ne öfkemiz bitti. Depremin yaşandığı kentlerde yaşam hala çadırlarda, konteynırlarda oldukça zor koşullarda sürüyor. Aradan bir yıldan fazla zaman geçti ama AKP-MHP iktidarı hayatı sürdürmek için gereken asgari koşulların oluşturulması için herhangi bir ihtiyacı karşılamaya yönelik kayda değer bir girişimde bulunmadı. Kışla, yağmurla, selle daha da zorlaşan koşullarda kadınların omzuna yüklenen sorumluluklar, bakım emeğinin kadınların görevi sayılması nedeniyle arttıkça artıyor. Depremin enkazından çıkıp da ayakta nasıl kaldığına şaşırdığımız iktidarın en yetkili şahsı ise depremin yıldönümü için gittiği Hatay’da “Benden olmayana, benim gibi düşünmeyene ve benim gibi yaşamayana hizmet yok” anlamına gelen sözler söylüyor.

Sevgili Kadınlar,

Ülkede ve dünyada yaşanan tüm krizlerin bedelinin bize, kadınlara ödetilmeye çalışılmasına tahammülümüz kalmadı.

Türkiye’de de uzunca bir zamandır etkisi açıkça hissedilen neoliberal politikalardan en fazla kadınlar etkileniyor. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, iktidarın ekonomik, siyasal ve sosyal politikaları kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkiliyor. Esnek, kısmi ve evden çalışma yaygınlaştırılıyor. Bu koşullar altında her beş kadından yalnızca biri kayıtlı, tam zamanlı istihdama erişebiliyor.Güvencesiz işlerde çalışan kadınlar güvenli bir geleceğe sahip olamıyor. Örgütlenme ve hak arama olanaklarımız kısıtlanıyor. İşyerlerimizde özellikle kadına yönelik mobbing, şiddet ve taciz yaygınlaşıyor.

Engelli kadın kamu emekçileri işyerlerinde sağlamcı ve cinsiyetçi söylemler ile katmerli bir ayrımcılık ve emeklerinin görünmemesi durumuyla karşı karşıya kalıyor.

Sevgili Kadınlar,

Kamusal hizmet kapsamında devletlerin sorumluluğunda olması gereken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olmasıyla kadına yükleniyor. Kadınlar "ucuz emek gücü" olarak görülüyor ve eşit değerde işe eşit ücretten yoksun bırakılıyor.

AKP/MHP iktidarı ve yanına aldığı ittifaklar İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktı, 6284 Sayılı Kanun’u etkin bir şekilde uygulamıyor.Bu gerici-milliyetçi ittifak ve medyası kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını, nefret söylemini yaygınlaştırıyor.Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor.

Hergün en az 3 kadın katlediliyor.Faillerse cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle etrafta gezmeyi sürdürüyor. Ama AKP-MHP iktidarı ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde, fiili kürtaj yasakları ve nüfus politikalarıyla kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığını denetlemeyi sürdürüyor.

Doç. Dr. Gülçin Taşkıran:  “Kadınların yüzde 30,8’i kayıt dışı istihdam ediliyor” Doç. Dr. Gülçin Taşkıran:  “Kadınların yüzde 30,8’i kayıt dışı istihdam ediliyor”

İktidar,dinin siyasallaştırılması ve siyasetin de dinselleştirilmesiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini doğallaştırmaya, bizleri evlerimize kapatmaya çalışıyor. Bu politikalar cinsiyetçilik ve halihazırdaki eşitsizlikle birleştiğinde de içinde bulunduğumuz koşullar daha da ağırlaşıyor. 

Whatsapp Image 2024 03 08 At 18.40.37 (1)

Sevgili Kadınlar,

İsrail’in Filistin’i işgali en başta bölgedeki bütün etnik, dinsel/mezhepsel çelişkilerin daha da şiddetlenmesinin ve başka soykırımların da gündeme gelmesinin yolunu açtı. Uzun süredir Ortadoğu’da; Suriye’de, Irak’ta, Yemen, Sudan’da ve Ukrayna’da devam eden çatışma ve savaş hali ekonomik krizleri derinleştirirken, emekçiler, halklar ve kadınların içinde bulunduğu şartlar daha da ağırlaşıyor.

Ülkemizde de AKP’nin 2015’ten itibaren hız verdiği savaş politikaları kaynağını Kürt sorununda “çözümsüzlük ve inkâr” stratejisinden alıyor.Savaş politikaları ile kışkırtılan milliyetçilik, asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kaldığı gerçeğinin, açlık ve yoksulluk nedeniyle gerçekleşen intiharların üstünü örtmenin aracı haline getiriliyor.

Anayasa’yı, temel hak ve özgürlükleri askıya alan iktidar,en küçük hak arama taleplerimizi bile baskı, gözaltı ve tutuklamalarla engellemeye çalışıyor.

Mor Dayanışma Merkez Koordinasyon üyesi Didar Gül, İzmir'de 30 ocakta evine baskın yapılarak  gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi ise siyasi tutsaklarla görüşmek ve para yatırmak. 31 ocakta Didar Gül çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bizler biliyoruz ki bu tutuklama hukuksuz ve uydurma gerekçelerledir, bu durumu kabul etmiyoruz. Siyasi tutsaklara mektup yazmak ve dayanışmak suç olarak gösterilemez

Whatsapp Image 2024 03 08 At 18.40.37

Sevgili Kadınlar,

Ülke bu koşullar altında 14/28 Mayıs seçimi sonrası bir yerel seçime hazırlanıyor. Merkezi seçimlerde olduğu gibi bu seçim de kadın temsiliyetinin sınırlı kaldığı erkeklerden oluşan adayların büyük oranda yönetimlere geleceği bir seçim olacak. Eşbaşkanlığı gerekçe göstererek kayyım atayan, halkın iradesini gasp eden AKP/MHP iktidarının kadın adayı yok denecek kadar az. Kadınların taleplerini pembe otobüsler ile karşılayacağını düşünen iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak mekanizmalar hayata geçirilene kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizi bilmesini istiyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları seçimle değil, mücadeleyle, direnişle elde ettik. Bundan sonra da mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz.

Sevgili Kadınlar,

Bizler kazanılmış haklarımıza dönük saldırılar karşısında “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat etmiyoruz!” Kadın mücadelesine dönük tüm bu baskı ve şiddet politikalarının dönemsel değil stratejik ve ideolojik olduğunu farkındayız. 5 bin yıllık erkek egemen zihniyeti ve pratiklerini; görünmeyen kadınlardan ön görülemeyen kadınlara, erkek egemen sistemin saldırılarına maruz kalan kadınlardan özsavunma pratiğini yaşamsallaştıran kadınlara ve elbette örgütlenerek bir öz güce ulaşan kadınlara, birbirimizden öğrenerek,dayanışarak aşacağımızı biliyoruz.

Bu 8 Mart’ta da yaşadığımız her yerde mücadele etmeye, eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için yıllardır verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.

Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri

Her fırsatta dile getirdiğimiz taleplerimizi bir kez daha sizlerle paylaşıyoruz.

•          İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması için ALANLARDAYIZ!

•          Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesinin onaylaması için ALANLARDAYIZ!

•          Güvenceli iş, güvenli gelecek demek için, insanca yaşamaya yetecek ücret için ALANLARDAYIZ!

•          Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanması için ALANLARDAYIZ!

•          Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için ALANLARDAYIZ!

•          Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşlerinin açılması için ALANLARDAYIZ!

•          8 Mart’ın kadınlar için ücretli izin günü sayılması için ALANLARDAYIZ!

•          Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için, Kadın Bakanlığı kurulması, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yapılması ve hayata geçirilmesi için ALANLARDAYIZ!

•          Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için ALANLARDAYIZ!

•          Hayatlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!

•          Savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek için; barış içinde bir arada yaşamak için ALANLARDAYIZ!

•          Demokratik ve laik bir yönetim için ALANLARDAYIZ!

•          Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için ALANLARDAYIZ!

•          Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!

Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.

YAŞASIN KADINLARIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ

Editör: Haber Merkezi