Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Adana İl Meclisi, "Faşizme ve sömürüye karşı demokratik meclislerde birleşelim, örgütlü ve özgür toplumla yeni yaşamı kuralım" şiarıyla 12'nci Dönem İl Genel Kurulu'nu gerçekleştirdi.

Kurul, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana İl Örgütü binasında gerçekleşti. HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek ile HDP Adana İl Eşbaşkanları Helin Kaya ile Mehmet Karakış, ve HDP PM üyeleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Çukurova Eş Sözcüsü Enver Güler, Özgür Kadın Hareketi’ne (Tevgera Jinên Azad-TJA), Adana Barış Anneleri Meclisi, Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AATUHAY-DER), Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAYDER), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Yeşil Sol Parti, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve çok sayıda kişi katıldı. Divan seçiminin ardından saygı duruşu yapıldı.

HDK Adana İl Meclisi adına Selda Kaya şu konuşmayı gerçekleştirdi;

photo1672062191 (2)Sevgili arkadaşlar, Kıymetli konuklar,

Halkların Demokratik Kongresinin Adana İl Olağan Kongresine hoş geldiniz.

Sözlerime, Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezine yönelik yapılan çirkin saldırıda biri kadın olmak üzere üç kişi yaşamını yitirdi. Onların anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

Biliyorsunuz, bundan 10 yıl önce, 9 Ocak 2013 tarihinde Sakine Cansız ve iki kadın arkadaşımız hunharca katledildiler.  Aynı şekilde birkaç gün önce de Kürtlerin Demokratik bir kurumuna bir saldırı yapıldı. Saldırının Kürtleri hedeflediği çok açıktır. Bunun sıradan bir eylem olmayıp çok açık bir mesaj taşıdığıdır.

Türkiye’de politik saldırılar artarak devam ediyor. İktidarın, kendisinden olmayan herkese yönelik saldırısı kesintisizce devam etmektedir.

HDP’nin kapatılması davası Anayasa Mahkemesinde devam ediyor. DBP’ye yönelik operasyonlarda aynı şekilde devam ediyor.  Hak mücadelesi veren herkes hedef tahtasına alındı. İktidar, seçilmiş belediye Başkanlarına yönelik tam bir saldırı politikası uyguluyor.

Birkaç yıl önce başta Diyarbakır, Van, Mardin olmak üzere HDP’nin kazandığı birçok belediye başkanı görevden alındı, yerlerine kayyum atandı ve Gülten Kışanak gibi bir çok belediye başkanı ve milletvekili tutuklandı. Geçen hafta da İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı İmamoğlu’na ‘ahmak’ kelimesi kullandığı için 2 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası verilerek, siyaset yasağı getirilmek isteniyor. Dava istinaf mahkemesine taşındı. 

İktidar toplumsal gücünü kaybetmeye başlayınca, iktidarı elde tutmak için bütün olanakları kullanıyor. Polisi, hakim ve savcıları devreye soktu. Toplumsal tepkiyi göstermek isteyen herkes polisin hedefi haline geliyor. Bu da yeterli olmayınca mahkemeleri devreye sokuyor. Böylelikle muhalefeti susturmak için iktidar gücünün bütün olanaklarını sınırsızca kullanıyor. Yani iktidarlığı vermek istemiyor.

Türkiye’de İnsan Hakları Sorunu bütün çıplaklığıyla devam etmekte. Cezaevlerindeki hak ihlalleri süreklileşmiş hale geldi. İnsan Hakları Derneğinin hazırlamış olduğu raporlarda cezaevlerinde intiharların, ölümlerin arttığına dikkat çekiyor. Kürtlerin, Alevilerin ve toplumun diğer kesimlerinin sorunlarının hiçbiri çözülmüş değil.

Türkiye’de ekonomik kriz tanımlanmayacak bir düzeye gelmiş. Yoksulluk toplumun bütün kesimlerini etkisi altına almış.

Kadına yönelik şiddet ve kadınların öldürülmesi artık olağan hale gelmiş bulunuyor.

İktidarın karşısındaki muhalefet çoğunluğu sağlamasına rağmen ortak irade gücü gösteremiyor.

Halkların demokratik Kongresi, bütün bu toplumsal ve politik sorunların bulunduğu bir süreçte, önemli bir misyon üstlenecek, kurum olarak ön plana çıkıyor. Kuruluş felsefesi, halkların birlikte, demokratik değerler içerisinde bir arada yaşamasıdır. Bu bakış açısıyla hareket eden HDK’nın rolü ve işlevi oldukça önemlidir. Taşıdığı sorumluluk tarihsel öneme sahiptir.

Bizler, Adana HDK Adana il eş sözcüsü ve il meclisi olarak koşullarımız içerisinde toplumsal mücadelenin içerisinde olmaya çalıştık. Bir çok eksikliklerimiz olsa da elimizden geldiğince sorunlara müdahil olmaya, demokrasi mücadelesi içerisinde sorumluluk almaya çalıştık.

Bu süreci göğüsleyecek ve sorumluluk alabilecek çok sayıda arkadaşımızın olduğuna inanıyorum.  Yeni çalışma döneminde görev alacak, bu onurlu mücadeleyi daha da ileriye taşıyacak arkadaşlarımızın varlığına yürekten inanıyorum. Şimdiden yeni seçilecek ve görev alacak arkadaşlara başarılar diliyorum. Birlikten güç doğar.

 Başarmak için hem kurumsal olarak hem de bireyler olarak birlikte hareket edelim. Daha güçlü bir örgütlülük yaratalım. HDK’yi birlikte büyütelim,

Kongremize katılan bütün arkadaşlarımıza ve dostlarımıza tekrardan teşekkürler.

serkeftin serkeftin serkeftin

HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, DBP'ye dönük operasyon, Paris'te Ahmet Kaya Kültür Merkezi'ne yapılan saldırı ile HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu'ye bir polis tarafından atılan tokadı ve HDP'li Semra Güzel'in vekilliğinin düşürülmesini kınayarak sözlerine başladı.

photo1672062191 (3)'HALKLAR NEFES ALAMIYOR'

Maraş, 19 Aralık, Roboski ve Paris Katliamlarında yaşamını yitirenleri anan HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, DBP'ye dönük operasyon, Paris'te Ahmet Kaya Kültür Merkezi'ne yapılan saldırı ile HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu'ye bir polis tarafından atılan tokadı ve HDP'li Semra Güzel'in vekilliğinin düşürülmesini kınayarak sözlerine başladı. Siyasal ve kültürel soykırımcı ulus devlet gerçeği ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Çiçek, sadece ülkede değil Ortadoğu ve dünyanın her tarafında insanlık ve halkların tarihsel bir sınavla karşı karşıya olup, bu sınavın sadece bu topraklara ait olmayıp dünyadaki halkların,  küresel kapitalist sistem karşısında nefes alamadığına dikkat çekerek, "Bugün itibariyle önümüzdeki tabloyu şöyle özetleyebiliriz; halklar, ezilen kimlikler, ötekilerle iktidar ve sermaye sahipleri arasında kavga büyüyor. Kriz derinleşiyor. Çelişki büyüyor, arkadaşlar. Aslında 2022 yılının özeti nedir, diye soracak olursak? Bizce en temel özeti budur. Yani Türkiye Cumhuriyet Devleti içinde odur, Ortadoğu’daki diktatörlükler için de gerçek budur. Amerikası, İngilteresi, Rusyası, Çin'i için de gerçek odur. Kapitalizm varoluş krizi içindedir. Bir kriz sistemidir. Ve bunun karşısında halklar, ezilen bütün kimlikler, emekçiler, ekolojistler, inançlar gün ve gün bu sistem karşısında özgürlük ve demokrasi mücadelesini daha fazla büyütmek, toplumsallaştırmak zorundadır. Zorundadır kelimesini bilinçli kullanıyoruz, çünkü biz biliyoruz ki; varoluşsal kriz yaşayan bu sistem aslında bizim için emek kavgası, demokrasi kavgası, özgürlük kavgası bizim için bir tercih değildir. Zorunlu olarak yüzleşmemiz gereken bir mücadele zeminidir" dedi.

'BİR GASP İKTİDARIDIR'

"Ya kayıtsız şartsız teslim olacağız ya da gerçekten bu zorunluluğun bilinciyle özgürlük gelinceye kadar bedeli ne olursa olsun sonu ne olursa olsun direneceğiz. Dayatılan teslimiyet karşısında zorunlu olan özgürlük mücadelesi, demokrasi mücadelesi, emek mücadelesini daha fazla büyütmektir" diyen Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2022 yılı karnesine değinerek, "İkinci yüzyılına girerken bu devlet, yüzyılda tamamlayamadığı, tasfiye edemediği, yok edemediği, ötekileştiremediği bütün kimliklere yüzyıllık birikiminin, yüzyıllık saldırganlık bilincinin desteğiyle saldırmaktadır. Yani içinde bulunduğumuz süreç sadece belli siyasal organizasyonların Halkların Demokratik Kongresi'nin bileşenlerinin, Halkların Demokratik Partisi'nin sadece Belirli toplumsal grupların değil, bir bütün olarak ulus devletçi, tekçilikle, bu tekçiliğin hedefinde olan bütün halkların, bütün farklı kimliklerin tarihsel bir yüz yüze gelmesiyle, tarihsel karşı karşıya gelmesiyle sonuçlanacak bir final yılı bizim için. Bütün bu saldırganlıkların zirveleşmesi, derinleştirilmesinin temelinde bu tablo yatmaktadır. Devletin bu gerçeğiyle hepimiz yüzleşmek zorundayız. Bugün itibariyle özelllikle Kürt sorunu bağlamında ortaya çıkan bütün gelişmeleri, Türk ulus devletinin inkarcı, tekçi, homojen ulus yaratma inşasında çomak sokan bir Kürt halk gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Tekçilik üzerinden inşa edilmek istenen sistemi yürüttüğü mücadele ile büyüttüğü mücadele ile parçalamış, ulus devletçi toplumsalllığı şiddet toplumunu, milliyetçi toplumu inşa etmeyi engelleyen Kürt Özgürlük hareketine dönük tarihsel bir intikam saldırısı aynı zamanda. Tüm tarihsel gelişmelerden bağımsız olarak Kürt örgütlü mücadelesine saldırı değil, Kürt örgütlü mücadelesi şahsında yüzyıllık başarısızlığının intikamcılığıyla ikinci yüzyıla girerek, aynı 20. yüzyılında başlarında 1920'lerde 1930'larda olduğu gibi ikinci yüzyıla giderken bu tekçi cumhuriyeti geri dönülmez bir şekilde inşa etmenin hedefiyle kararlılığıyla hareket etmektedir. AKP-MHP faşist iktidarı bu topraklarda hüküm sürmüş, inkarcı iktidarların zirve yapmış halidir. Kötücü, halk düşmanı, halka yabancı, topluma yabancı, toplum düşmanı iktidar gerçekliği süreci içerisinde en zirve yapmış hem sınıfsal hem ideolojik hem de talancı siyaset bağlamında en tehlikeli iktidardır. Halkların başında en fazla bela olmuş, sermayeye en fazla dost, iktidar odaklarına en fazla dost, yine küresel kapitalist şirketlere, onun devletlerine en fazla hizmete koşturulmuş, bir gasp iktidarıdır" diye konuştu.

photo1672062191 (1)

'BU BATAKLILIĞI KURUTMAK GEREK'

Çiçek, AKP-MHP iktidarının bugün ömrünü uzatan yüzyıllık sistem gerçekliğini göz ardı edip, tüm "yaşanmışları ve kötüleri" AKP'ye sınırlarsak, o zaman AKP'yi yıktığımızda yerine benzerlerinin gelmesinin engellenemeyeceğini vurgulayarak, "Bu iktidarla mücadele faşizmle mücadele kadar kararlı görmekle birlikte bu iktidarın yıkılışından sonra bu topraklarda demokrasinin ve özgürlüklerin toplumsal demokrasinin, eşitliğin, adaletin gelişmesi için kalıcı bir sistemin inşası içinde mücadele yürütüyoruz. 23 Haziran seçimin olduğunu düşünelim, 24 Haziran her şey güllük gülistanlık olmayacak. 31 Mart sonrası olmadığı gibi, oldu mu arkadaşlar? O yüzden bu tespiti hep birlikte yapalım; AKP-MHP faşist iktidarı 100 yıllık tekçi cumhuriyetin başaramadığı, beceremediği, halk düşmanı politikaları yine bu devletin tarihsel aklından izin alarak, destek görerek, çek alarak, kendi ömrünü uzatmaya çalışmaktadır. Bu tekçi faşist düzenin, antidemokratik düzenin toplum düşmanı düzenin devam etmesi için bir taraftan tarihsel devletin hedeflerini hayata geçirmeye çalışırken, bunun karşılığında hem uluslararası güçlere hem tarihsel devlet aklında kendisi bir kredi almıştır. Yani şunu demektedir. Çok açık bir şekilde söyleyeyim, 'Siz başaramadınız, Kürtlerin özgürlük mücadelesini, statü taleplerini ben tasfiye edeceğim. Siz başaramadınız sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da Kürdün özgürlük mücadelesini, emekçinin emek mücadelesini, inançların eşit yurttaşlık mücadelesini, doğanın sermaye karşısındaki mücadelesini, kadının erkek egemen sistem karşısındaki özgürlük çığlıklarını, hepsini ben tasfiye edecem. Ve bu tasfiye sermaye güçlerine, uluslararası güçlere yarayacak. Ben sizin en büyük hizmetçinizim. Bu hizmet karşılığında benim ömrümü ayakta tutun' diyor. Bakmayın öyle milli ve yereli geçindiklerine tam tersi bu toprakların kültürüne, geleneğine en fazla yabancılaşmış, en fazla düşmanlaşmış, bir iktidar gerçekliğidir. İşte o bataklıktan besleniyor. Bizim işimiz önce o batağını kurutmaktır. İktidar devrildikten sonra karşısına yeni resterasyoncu güçleri getirmek değil, benzerini getirmek değildir" diye belirtti.

KÜRT HALKININ YÜRÜTTÜĞÜ MÜCADELE EVRENSEL BİR KİMLİK HALİNE GELDİ

İktidara karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı yapan Çiçek, ağırlaştırılmış tecride dikkat çekerek tecridin tüm ülkeye ve topluma yayıldığını sözlerine ekledi. Tecridin politik güç haline gelip toplumsallaştığını dile getiren Çiçek, Kürt halkının yürüttüğü mücadelenin evrensel bir kimlik haline geldiği için bu kadar ciddi saldırılara maruz kaldığına değindi.

Kürt mücadelesi tasfiye olursa, son direniş olan Kürt direnişi işgal edilirse; Kürt kaybederse; sadece Kürtler değil, Kürtlerin ayakta tuttuğu bütün özgürlük değerleri, bütün direniş değerleri, bütün ortak mücadele zeminleri hepsi birlikte kaybedecektir. O yüzden o tarihsel sözü hatırlattı arkadaşlar, 'Ermeni'yi dövdürtmeyecektik’ şimdi Kürdü dövdürtmemeliyiz arkadaşlar" dedi.

Çiçek'in konuşması ardından HDK Adana İl Meclisi'nin yönetimi belirlendi.

Haber: Hamdullah Yağız Kesen

Editör: Güven BOĞA