Ramallah, işgal altındaki Batı Şeria – Filistinli bir mahkûm, bir yılı aşkın bir süre önce kendisine geç kanser teşhisi konmasının ardından İsrail'in kendisini serbest bırakması yönündeki uzun süredir devam eden çağrılara ve İsrail'in tıbbi ihmal iddialarına rağmen gözaltında öldü. Filistinli yetkililer, 50 yaşındaki Nasser Abu Hmaid'in Salı sabahı Tel Aviv yakınlarındaki Assaf Harofeh İsrail hastanesinde öldüğünü söyledi. Sağlığı ciddi şekilde kötüleşince Pazartesi öğleden sonra aniden Ramla cezaevi kliniğinden hastaneye sevk edildi ve komaya girdi. Filistinli yetkililer tarafından Ramallah ve el-Bireh vilayetlerinde duyurulan genel grev, Ebu Hmaid'in ölümünün yasını tutmak için mağazalar, okullar ve işyerlerinin kapatılmasıyla Salı sabahı başladı. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas yaptığı açıklamada, Ebu Hmaid'in "kasıtlı tıbbi ihmal politikası sonucu şehit edildiğini" söyledi ve bundan İsrail işgalini sorumlu tuttu. Filistinli mahkum hakları gruplarına göre, İsrailli yetkililerin tıbbi muayene ve tedavi sağlamayı ertelemesinin ardından Ağustos 2021'de Abu Hmaid'e ileri evre akciğer kanseri teşhisi kondu. Ailesi, tutuklu grupları ve yetkililer o zamandan beri İsrail'i onu serbest bırakmaya çağıran bir kampanya başlatmış ve tıbbi ihmal nedeniyle "yavaş ölüme" maruz kaldığı konusunda uyarmıştı. Aile defalarca oğullarının yanlarında ölmesini istediklerini söylediler. Assaf Harofeh hastanesi, aylarca süren kemoterapinin ardından Eylül ayında bir tıbbi raporda hayatını kurtarmak için yapabileceği başka bir şey olmadığını söyledi. Hastane, Abu Hmaid'in derhal serbest bırakılmasını tavsiye etti ve "son günlerinde" olduğunu söyledi. Ancak, Ramla hapishane kliniğine geri gönderildi ve hapiste kaldı. Filistin Tutsaklar Derneği (PPS) Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İsrail makamlarının "zor sağlık durumu nedeniyle tutuklunun serbest bırakılması yönündeki taleplerimizi dikkate almadığını" söyledi. Filistin Yönetimi ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi Pazartesi akşamı annesi ve erkek kardeşi için hastaneye acil bir ziyaret düzenledi, ancak komadaydı. Ebu Hmaid, El Fetih siyasi partisinin silahlı kanadı El Aksa Şehitleri Tugayı'nın eski lideriydi. İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'taki el-Amari kampında yaşayan bir mülteci ailesinden geliyordu. 2002'den beri tutukluydu ve ikinci Filistin İntifadası veya ayaklanması sırasında gerçekleştirilen saldırılardaki rolü nedeniyle ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Filistinli yetkililer, dosyasını en üst düzeyde takip ettiklerini, bu nedenle cenaze töreni düzenlenebileceğini söylediler. Kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde, Filistinli siyasi partiler Salı günü Ebu Hmaid'in ölümü ve İsrail'in tıbbi ihmaline karşı bir protesto düzenleyecekler. 'Kasıtlı' ihmal Filistinli yetkililer ve insan hakları grupları uzun süredir “İsrail'in kasıtlı tıbbi ihmal politikasını” belgeledi ve kınadı. İsrail hapishane yetkilileri, tutsak gruplarına göre Filistinli mahkûmların kontrollerini ve acil ameliyatlarını düzenli olarak yıllarca erteliyor ve bunları ancak, açlık grevine gidenler de dahil olmak üzere, mahpusların kendileri ve ailelerinin baskısından sonra gerçekleştiriyor. İnsan hakları örgütleri Birleşmiş Milletler'e sundukları ortak bir raporda, diş hekimleri dışında uzman doktorlara düzenli olarak ulaşılamadığını ve "reçetesiz satılan ağrı kesicilerin neredeyse tüm sağlık sorunlarına çare olarak uygulandığını" söyledi. 2020'de İsrail gözaltında dört Filistinli mahkum öldü. Kasım 2021'de 39 yaşındaki Filistinli tutuklu Sami Umur, yaşadığı ciddi kalp sorunları nedeniyle acilen yapılması gereken bir ameliyatın aylarca ertelenmesinin ardından öldü . PPS'ye göre, İsrail'in 1967'de Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni işgalinden bu yana İsrail hapishanelerinde tıbbi ihmal nedeniyle 70'ten fazla Filistinli mahkum öldü . Filistinlilerin çoğu, İsrail hapishanelerindeki tutukluları, İsrail askeri işgali veya buna karşı direnişleri nedeniyle tutuklu bulunan siyasi tutuklular olarak görüyor. Şu anda İsrail hapishanelerinde yaklaşık 4.760 Filistinli tutuklu bulunuyor. Bu, farklı hastalıklara yakalanmış en az 500 kişinin yanı sıra kanserden muzdarip 20'den fazla kişiyi içerir. Bu arada yaklaşık 820 mahkûm, İsrail'in tutukluları suçlama veya yargılama olmaksızın tutmasına izin veren tartışmalı bir politika olan “idari gözaltı” altında tutuluyor.