"Sarı rengi, kırmızı rengi, yeşil rengi tehlike olarak görürsen Kürt sorunu biter mi bu ülkede?"

Gergerlioğlu; "Yine bir Newroz’da beraberiz. Tüm engellemelere rağmen devam ediyoruz! Niye bu engellemeler? Önce bunu sormak istiyorum! Geçen sene de rastladık. Alana girmek isteyen Kırmızı montlular alınmak istenmedi, yeşil kazaklılar alınmak istenmedi, sarı pantolonlular alınmak istenmedi. Ya arkadaşlar 21. Y.Y.’dayız dedik, bu sene yine aynısını yaptılar! Sarı başörtüsünü içeri almak istemediler!" dedi.

Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Gebze’de Düzenlenen Newroz Kutlamasında Konuşmasına Şu Şekilde Devam Etti;

Arkadaşlar diyorlar ki: “Neden Kürt sorunu var?” arkadaş sen sarı rengi, kırmızı rengi, yeşil rengi tehlike olarak görürsen Kürt sorunu biter mi bu ülkede? Sen sorunsun sen!

Kürtçe kelimeyi tehlikeli gören anlayışlardan dolayı bu ülkede Kürt meselesi çıktı

Arkadaşlar sarı şemsiyenin ne zararı olabilir? Sarı şemsiye bu alana alınmadı! Sarı, kırmızı, yeşil bere içeri alınmak istenmedi! Demokratik Alevi Dernekleri’nin afişleri içeri alınmak istenmedi! Arkadaşlar neden alınmak istenmiyor? Polis memuru : “Vekilim burada Kürtçe kelimeler yazıyor. Almamız sakıncalı.” Bu ülkede Kürt sorunu neden var? İşte bunun için var! Kürtçe kelimeyi tehlikeli gören anlayışlardan dolayı bu ülkede Kürt meselesi çıktı ve şu anda da aynen bu dayatmayı yapıyorlar yazıklar olsun!

Newroz ateşi ile tecridi bitireceğiz.” Afişini içeri almadılar! Ne var bunda? Tecrit diye lanet bir olay yok mu?

Afiş içeri almak istiyor arkadaşlarımız alınmıyor! “Newroz ateşi ile tecridi bitireceğiz.” Afişini içeri almadılar! Ne var bunda? Biz bunun benzerini binlerce defa Meclis’te anıyoruz! Tecrit diye bir gerçek yok mu bu ülkede? Tecrit diye lanet bir olay yok mu? Her tarafta, cezaevlerini, yaşamımızı, her tarafı bu lanet tecride sokmadı mı bu iktidar? Yaşamı çekilmez hale getirmedi mi? Getirdi! Peki Newroz ateşi ile tecridi bitireceğiz lafından nasıl rahatsız olursun? Tabii ki biz bu tecridi bitireceğiz!

Afiş asan arkadaşlarımız gözaltına alınıyorlar!

Burada afiş asıyor arkadaşlarımız gözaltına alınıyorlar, özgürlük talep eden, hesap soracağız diyen afişlerden rahatsız oluyorlar! Değerli arkadaşlar işte biz şunu söylüyoruz; bu yasaklamalar olduğu müddetçe biz varız ve bitirene kadar varız! Herkes bunu iyi bilsin!

Vatandaş deprem bölgesinde “3 gün devlet yoktu.” dedi

Bu sene acımız büyük. Biliyorsunuz matem içinde maalesef ki Newroz’u kutluyoruz çünkü en az 50 bin insanımız depremde hayatını kaybetti. Çok büyük acılar yaşadık, iktidarın büyük sorumsuzlukları, hazırlıksızlığı ve oluşturduğu enkaz yüzünden en az 50 bin kişi hayatını kaybetti. 2 Trilyon TL’ye yakın kaybettiren bir iktidar var çünkü biz nereye gidersek gidelim deprem bölgelerine tüm vekil arkadaşlarımız gitti, tüm vekillerimize halkımız şunu söylüyordu; “3 gün devlet yoktu.” dediler.

50 bin insan bağıra bağıra can verdi bunun müsebbibi iktidardır.

Bir depremde 3 konu önemlidir. Deprem anında, afet anında 3 konu önemlidir. Yapısal hazırlık olması lazım, ani müdahale olması lazım, kriz yönetimi olması lazım. 3’ünden de sınıfta kaldılar ve insanlar çok acıdır ki enkazların altında bağıra bağıra öldüler arkadaşlar! Ciğerimiz yandı, ben bu vesile ile 50 bin canımızı anıyor ve sizden onların aziz ruhlarına birer Fatiha göndermenizi istiyorum. Hukuktan ekonomiye, sağlıktan eğitime bu ülkede bir enkaz oluşturdular. 20 yıldır bu ülkede bir enkaz oluşturdular, bunu belki çok kişi görmüyordur fakat bu manevi enkaz sonunda maddi bir enkaz olarak ülkenin başına yıkıldı çünkü büyük bir hazırsızlık, müteahhidin yolsuzlukları belediyedeki devam eden usulsüzlükler, bakanlıklardaki usulsüzlükler hepsi A’dan Z’ye suçlu. 3-5 müteahhit tutuklayarak kimse bir yere varamaz bunun hesabını hep birlikte soracağız. 50 bin insan bağıra bağıra can verdi bunun müsebbibi iktidardır.

Kızılay çadır sattı! İnsanlar büyük bir samimiyet ile maddi manevi tüm yardımlarını gönderdi onlar çadır satmış olacak iş mi!

Biz Kocaeli depremini yaşadık değil mi? Ben her sene Meclis’te deprem önlemleri konusunda açıklamalar yaptım, deprem toplanma alanlarının ranta çevirmesini sizin adınıza eleştirdim. Deprem vergilerinin gereken yerlere kullanılmamasını eleştirdim, gereken hazırlıkların yapılmamasını, AFAD’ın gerekenleri yapmamasını eleştirdik fakat gereken önlemler alınmadı, gereken önlemler alınmadığı gibi bir de utanç verici işler yaptılar. Kızılay çadır sattı! İnsanlar büyük bir samimiyet ile maddi manevi tüm yardımlarını gönderdi onlar çadır satmış olacak iş mi!

Kızılay Başkanı yerinde duruyor çadır satan adam! Hatay’da bu skandallara imza atan Vali milletvekili olma peşinde.

Bu yetkililerden tek biri bile istifa etmiyor! A’dan Z’ye suçlular ve tek bir istifa bile yok fakat bir istifa var! Hatay Valisi istifa etmiş arkadaşlar AK Parti’den aday adayı olmak için! Bunlar hep mi böyle? Allah aşkına 50 bin insan ölmüş, ülke çökmüş madden manen büyük bir acı yaşıyoruz tek bir istifa eden yok! Kalkmış utanmadan, sıkılmadan Kızılay Başkanı yerinde duruyor çadır satan adam! Hatay’da bu skandallara imza atan Vali milletvekili olma peşinde. Utanç verici işlere imza atan bir iktidar ile karşı karşıyayız.

İnsanlarımız enkaz altında ölüyor!

Dış güçler deyip duruyorlar ülkedeki tüm sorunları biliyorsunuz dış güçlere bağlıyorlar. Kürt meselesi var diyorsun “Dış Güçler” demokratikleşme meselesi var “Dış Güçler” senin o dış güçler dediğin güçler var ya depremde senden önce geldiler dış ülkelerden yardım ekipleri en doğru en iyi işleri onlar yaptılar ama o yabancı ekipler Türkiye’de güvenlik önlemleri alınmadığı için “Güvenlik burada yok.” diyerek kısa sürede ayrılmak zorunda kaldılar. Sen kendin doğru düzgün bir iş yapamıyorsun, dışarıdan yardım ekipleri geliyor, onların güvenliğini sağlayamıyorsun gitmek zorunda kalıyorlar ve insanlarımız enkaz altında ölüyor!

Birinci gün Kürde kötülük yapılır, susarsınız! İkinci gün Alevi’ye kötülük yapılır susarsınız. Üçüncü gün KHK’lıya kötülük yapılır susarsınız.

İşte bunun için 14 Mayıs’ta bu iktidarı göndermeye söz veriyor muyuz? Bu iktidarın gitmesi lazım çünkü sadece size değil tüm Türkiye’ye söylüyorum; bir gün Kürde kötülük yapılır, susarsınız! İkinci gün Alevi’ye kötülük yapılır susarsınız. Üçüncü gün KHK’lıya kötülük yapılır susarsınız. Bu kötü adamları başta tutarsınız onların yaptığı kötülükler, yolsuzluklar hırsızlıklar yüzünden işte başımıza maalesef ki bu felaketler yağar! Bir toplumsal özeleştiri yapmak zorundayız. Deprem bir doğal afet ama bu yolsuzluğa, yolsuzluğa batmış iktidarı yollamadığınız müddetçe ülkemizin başından felaketler eksilmeyecektir!

Türkiye toplumu 14 Mayıs’ta gerekeni yapacaktır!

Değerli arkadaşlar siz gerekeni biliyorsunuz! Türkiye toplumu 14 Mayıs’ta gerekeni yapacaktır! Bu zorbalığa, bu faşistliğe dur diyecektir. Kırmızıyı, sarıyı, yeşili tehlike olarak gören bu tehlikeli anlayıştan ülkeyi kurtaracaktır inşallah. Siz gerekeni biliyorsunuz!

Çanakkale’deki bu Türkü ile Kürdü ile beraber kazanılan zaferden sonra Kürdü ikinci sınıf insan, üçüncü sınıf vatandaş ilan ettiler! Dilini, Kültürünü, Örfünü, Adetini yasakladılar!

18 Mart Çanakkale zaferinin yıl dönümüydü. Çanakkale’ye Kürdü ile Türkü ile dedelerimiz 18 Mart günü düşmana karşı büyük bir zafer kazandı. Yağmur, çamur, kar, rüzgâr, yoksulluk, fakirlik, düşmanın büyük gücü karşısında aslanlar gibi çarpışıyorlardı ama sadece bir ırk bir etnisite değil Türkü ile Kürdü ile, Alevisi ile Sünnisi ile bu halkın hepsi çarpışıyordu ve sonunda kanları ile büyük bir zafer kazandılar. Biz hem Çanakkale’deki bu zaferi hem Newruz’u birlikte kutlayanlardanız. Biz Halkların Demokratik Partisiyiz biz halkların kardeşliğine inanıyoruz ama onlar Çanakkale’deki bu Türkü ile Kürdü ile beraber kazanılan zaferden sonra Kürdü ikinci sınıf insan, üçüncü sınıf vatandaş ilan ettiler! Dilini, Kültürünü, Örfünü, Adetini yasakladılar!

Kürde Alevi’ye din ve vicdan özgürlüğüne aykırı her türlü fiili işleyenlersiniz. Bizim mücadelemiz bu anlayışa karşıdır arkadaşlar!

Bu toplum birlik beraberlik için çarpışırken asıl bölücülüğü onlar çıkardılar! Bu kafayla devam ediyorlar. İşte siz Çanakkale’de o bu toplumun her kesiminin kazandığı bu zaferden sonra bu toplumu bölenlersiniz, bu ülkede ayrımcılık çıkaransınız, Kürde Alevi’ye din ve vicdan özgürlüğüne aykırı her türlü fiili işleyenlersiniz. Bizim mücadelemiz bu anlayışa karşıdır arkadaşlar!

Bu Cumhur Zulüm İttifakı devrilmezse bu ülkenin başından felaketler eksilmeyecek!

Sizden tekrar söz almak istiyorum. Ya olacağız ya öleceğiz arkadaşlar! Ya ülke huzur barış ve demokrasi içinde gidecek ya da 14 Mayıs’tan sonra maalesef ki eğer ki bu Cumhur Zulüm İttifakı devrilmezse bu ülkenin başından felaketler eksilmeyecek her alanda maalesef ki mutsuzluklar yaşayacağız. O halde 14 Mayıs’ta bu iktidarı göndermeye söz veriyor muyuz? Sözünüzde duracağınızı biliyorum!

Editör: Haber Merkezi