HEDEP GRUBU ADINA PERİHAN KOCA (Mersin) - Aydın'daki asansör kazasını, çeşitli illerde gerçekleşen öğrenci intiharlarını, gündemden düşmeyen öğrenci yoksulluğunu meclis genel kurul gündemine taşıdı

Perihan Koca açıklamasında şu ifadelere yer verdi.

Yükseköğretim Kurulunun en son yayınladığı istatistiklere göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 10'una tekabül eden bir nüfusla 8 milyona yaklaşan üniversite öğrencisi bugün eğitim öğretim görüyor. Ne var ki eğitim öğretimin geldiği aşamada üniversiteler öğrenciler için birer ölüm, sefalet, yıkım mekânlarına dönüşmüş durumda ve ne yazık ki bu ülke gençler için bir can pazarına dönüşmüş vaziyette değerli milletvekilleri. Zira üniversiteliler yaşam alanları olan kampüslerde ve yurtlarda güvende değiller.

Görüyoruz, her geçen gün intiharlar ve ihmaller sonucunda üniversiteli genç kardeşlerimiz göz göre göre yaşamdan koparılıyorlar. Ülkemizde, bugün geldiğimiz aşamada "genç yoksulluğu" diye bir olgu türemiş durumda değerli arkadaşlar. Gençler artan ekonomik eşitsizliklerden dolayı yoksullaşmış durumdalar ve milyonlarca genç, değil eğitimini devam ettirmek, yaşamını bile devam ettirmekte bugün geldiğimiz aşamada zorluk çekiyor. İktidarın çocukları eğitimlerini yurt dışında alırken, sefahat içinde yaşarken ve geleceklerine dair herhangi bir kaygı duymazken bu halkın evlatları gelecek kaygısıyla zor bela geldikleri üniversitelerde ne yazık ki bugün yaşam mücadelesi veriyorlar.

Önergemizde ifade ettik, Eskişehir'de, Çanakkale'de, Bartın'da, Ankara'da üniversiteli genç kardeşlerimizin ardı ardına intihar haberlerini aldık ne yazık ki. Buradan ifade edelim: Bu ölümler intihar değildir, adlı adınca cinayettir ve bugün geldiğimiz aşamada genç ölümleri ve öğrenci intiharları politiktir.

İşte, Aydın'da yaşanan asansör faciası gençlerin ölümle nasıl burun buruna bırakıldıklarının, söz konusu genç ölümlerinin göz göre göre gelen katliamlar olduğunun çok açık bir göstergesidir değerli milletvekilleri. Öğrenciler defalarca yurt yönetimine ve CİMER'e başvurmalarına rağmen asansörün tamir edilememesi Zeren Ertaş kardeşimizin ölümüyle sonuçlandı. Zeren kardeşimizin babası "Ben kızımı devlete emanet ettim ama bu devlet benim kızıma yirmi gün bile bakamadı." diyor. O kadar haklı, o kadar acı bir isyanla karşı karşıyayız ki değerli arkadaşlar, bakın, ülkenin farklı yerlerindeki KYK yurtlarında benzer sorunlar bugün söz konusu. Öğrenciler barınamıyorlar, beslenemiyorlar, geçinemiyorlar, bırakın en temel ihtiyaçlarına erişmeyi, yaşam hakları bile ellerinden alınıyor. Günlerdir üniversiteli gençler ülkenin dört bir yanında yaşamak için sokaktalar, eylemdeler, isyandalar ve "Verdiğiniz yorgan bize kefen oldu." diyorlar, "Biz ölmeye değil okumaya geldik." diyorlar; işte bu yüzden sokaktalar, işte bu yüzden eylemdeler, işte bu yüzden isyandalar değerli milletvekilleri. Buradan yaşamak için direnen üniversiteli genç kardeşlerimize selam olsun.


Geçtiğimiz günlerde Özgürlükçü Gençlik Derneği "Bu bir yaşam çağrısıdır, biz sesimizi ölerek duyurmak istemiyoruz." diyerek bir çağrıda bulundu ve üniversiteli gençler: "Asansörü bozuk, yangın merdiveni kilitli, şantiye alanına dönüştürülen, güvenli olmayan, yemekhanelerinden zehir akan tek bir yurt, tek bir üniversite, tek bir yemekhane kalmayana kadar biz rahat uyumayacağız ve rahat unutmayacağız." diyorlar; biz de bu haklı, meşru ve onurlu mücadelenin, bu çağrının yanındayız.


Son olarak, bu vesileyle, bütçe görüşmelerinin başladığı bu günlerde özellikle bir kez daha ifade etmek istiyorum: Zenginlere milyarlarca TL vergi affı getirmek yerine, saraya, savaşa, patronlara, mafyalara, çetelere, tarikatlara, cemaatlere para akıtmak yerine gelin, gençleri yaşatmak için bütçeyi insanca, onurlu bir yaşama ayırın; gelin, bütçeyi eğitime ayırın; gelin, bütçeyi gençlerin geleceklerine ve yarınlarımıza ayırın.

Editör: Haber Merkezi