İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Milli Eğitim Bakanlığının Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin yanı sıra Nur Cemaatinin kolu olan Yazıcılar grubuna yakınlığıyla bilinen Hayrat Vakfı’yla “eğitimde iş birliği protokolü” imzalamasını meclis gündemine taşıdı.

Milli Eğitim Bakanlığı okullarda cemaat ve vakıflarla yaptığı protokolleri iptal etmelidir!

Ersoy, Milli Eğitim Bakanlığının dini vakıf ve cemaatlerle son 10 yılda okullarda değerler eğitimi ve dini amaçlı eğitimler vermesi amacı ile yapmış olduğu anlaşmaların hukuka uygun olmadığını söyledi ve verilecek olan eğitimin bilimsel ve laik eğitim esaslarına göre yapılmadığının altını çizdi. Bu ülkede okullarda, öğrencilere eğitim verecek olan dernek ve vakıflar arasında hele ki yurtlarında çocuklara tecavüz eden Ensar Vakfı gibi kuruluşların hiç olamayacağını söyledi

Okulları gerici cemaatlere bırakmayacağız!

1 Eylül’de imzalanan protokole göre, MEB ve Hayrat Vakfı iş birliğinde Osmanlıca kurs ve seminerleri ile yarışmaların yanı sıra Kuran kursları ve okullarda “başat değerler eğitimine” ilişkin kurs, seminerler ve yaz okulları düzenlenebileceğinin söyleyen Ersoy, protokole göre tanıtımların organizasyonu bakanlık tarafından üstlenilecek, kurslarda görev almak üzere vakfın önerdiği eğiticilere de öncelik verileceği ifade edilmektedir. Ayrıca kurslar, vakıf tarafından sağlanan yerlerde, yani Halk Eğitim Merkezleri dışında gerçekleştirilebilecektir ifadesini kullandı.

Laik ve Bilimsel Eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!

Son olarak Ersoy, Milli Eğitim Bakanlığını yargı kararlarını uygulamaya çağırarak, okullardan dini gerici dernek ve vakıfların çıkartılması ve yapılan tün anlaşmaların iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Eğitimin asıl sorumlusunun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söyleyen Ersoy, adı geçen vakıf ve cemaatlerin okulların önünden dahi geçemeyeceğini söyledi.

Ersoy tarafından konuyla ilgili verilen önerge şu şekilde;

Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin yanı sıra Nur Cemaatinin kolu olan Yazıcılar grubuna yakınlığıyla bilinen Hayrat Vakfı’yla “eğitimde iş birliği protokolü” imzaladığı haberi basına yansımıştır.

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Diyarbakır’da, protokole dayanılarak öğrencilerin matematik dersinden çıkarılarak konferans salonuna götürüldüğü ve vaaz verildiğini açıklamıştır. 1 Eylül’de imzalanan protokole göre, MEB ve Hayrat Vakfı iş birliğinde Osmanlıca kurs ve seminerleri ile yarışmaların yanı sıra Kuran kursları ve okullarda “başat değerler eğitimine” ilişkin kurs, seminerler ve yaz okulları düzenlenebilecek. Protokole göre tanıtımların organizasyonu bakanlık tarafından üstlenilecek, kurslarda görev almak üzere vakfın önerdiği eğiticilere de öncelik verileceği ifade edilmektedir.

Ayrıca kurslar, vakıf tarafından sağlanan yerlerde, yani Halk Eğitim Merkezleri dışında gerçekleştirilebilecek.

Basına yansıyan diğer bir konu da Ensar Vakfı tarafından yapılan açıklama da 2022’de, İlim Yayma Cemiyeti’yle imzaladığı protokollerde değişikliğe gittiği, artık Ensar ve İlim Yayma Cemiyetinin önereceği eğitimcilere öncelik verileceğini, ücretlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanacağı yönündedir.

Milli Eğitim Bakanlığının dinci gerici vakıf ve dernekler ile yapmış olduğu bu protokoller yargı tarafından iptal edilse de bakanlık buna uymayarak bu vakıfların okullarda eğitim vermesini sağlamakta ve devam ettirmek için de yargı kararlarını tanımamaktadır.

Bu bağlamda;

1.     Millî Eğitim Bakanlığı, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün Nur Cemaatinin kolu olan ve Yazıcılar grubuna yakınlığıyla bilinen Hayrat Vakfı’yla imzaladığı “eğitimde iş birliği protokolü” nün iptali için herhangi bir talimat verdi mi?

2.     Milli Eğitim Bakanlığı, Diyarbakır’da, protokole dayanılarak öğrencilerin matematik dersinden çıkarılarak konferans salonuna götürülüp vaaz verilmesine ilişkin herhangi bir soruşturma başlatmış mıdır? Sorumlu yönetici/idareciler görevlerinden alınmış mıdır?

3.     Bakanlığın, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyetinin önereceği eğitimcilere öncelik vereceği ve ücretlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanacağı doğru mudur?

4.     Millî Eğitim Bakanlığı, gerici vakıf ve cemaatlerle protokoller imzalamaktadır. Bakanlık, Anayasada da yer bulan hukuk devleti ilkesi ve bu ilkenin temel bir gereği olan idarenin yargı kararlarına uyma yükümlülüğüne karşı aykırı hareket etmiyor mu?

5.     Bakanlığınız, son 10 yılda vakıf ve dernek adı altında birçok gerici cemaat ve tarikatla protokole imza atmıştır. Hem yurttaşlardan gelen tepkiler hem de yargı kararları dikkate alındığında bu protokoller neden iptal edilmeyerek yeni protokoller yapılmaktadır?

6.     Millî Eğitim Bakanlığı neden hep aynı vakıflarla protokol imzalamaktadır? Bakanlığınız laik bilimsel eğitimi esas almış dernekler ile eğitim alanında protokol imzalamış mıdır?

7.     Laik ve bilimsel eğitim karşıtı olan dinci gerici vakıf ve cemaatlerin okullarda ki faaliyetleri yargı tarafından iptal ediliyor olmasına rağmen ısrarla neden hala protokol imzalanmaktadır? 

8.     Değerler eğitimi üzerinden protokol imzalayan başka il milli eğitim müdürlükleri var mıdır? Varsa hangileridir?

9.     Milli Eğitim Bakanlığı neden tüm protokollerini Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Ensar Vakfı, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’yla (TÜRGEV), Nur Cemaati’ne yakın Hizmet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı(İHH), Türkiye Diyanet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye Maarif Vakfı, Koru-Der, Hayrat Vakfı, İnsan Eğitimi Kültür Yardımlaşma Vakfı, İyilik Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İYİLİKDER), Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı gibi dinci gerici vakıf ve cemaatler ile yapmıştır?

10.  Milli Eğitim Bakanlığı okullarda öğrencilerin akademik başarılarının yanında “bilim”, “sanat”, “kültür”, “spor” ve “toplum hizmeti” gibi faaliyetleri kendisi üstlenmeyip bu faaliyetleri neden dinci vakıf ve cemaatlerden yapmasını istemektedir?

Editör: Haber Merkezi