"Güvenceli ve kadrolu çalışmak istiyoruz.  Belediye şirket işçiliği kadro değildir. Taşeronluktur, köleliktir. Köle olmayı kabullenmeyeceğiz."

Türkiye İşçi Partisi Tarafından Düzenlenen ve TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil'in Katıldığı "Adana Halk Buluşması" Toplantısında Söz Verilen Belediye İşçisi Ozan Kaya İşkollarında Yaşadıkları Sorunları Kürsüden Dile Getirdi.

Kaya; “Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Aynı kurumda aynı işi yaptığımız arkadaşlarımız ile aynı haklara sahip değiliz” dedi.

Ozan Kaya sözlerine şu şekilde devam etti;

Öncelikle biz belediye şirket işçilerine yaşadığımız sorunları anlatma fırsatı sunan, sesimize se, mücadelemize destek olan, umudumuzu yeşerten, emeğin ve emekçinin hakkını savunan Türkiye İşçi Partisi’ni ve burada bulunan tüm yoldaşları işçi sınıfı adına selamlıyor, teşekkür ediyorum.

Bizler Türkiye’nin tüm yerel yönetimlerinde hizmet üreten 573 bin belediye şirket işçisiyiz.

FnpsgfNXgAAYZyF

Belediye binalarında evrak işleri yaparken, sokakları süpürüp çöpleri toplarken, yazın kavurucu sıcağında asfalt dökerken, park ve kaldırımları yaparken belediyelerin tüm sosyal ve kültürel faaliyetlerinde asıl işi yaparken, yangın-sel-deprem gibi kötü olaylarda yaralarınızı sarmak ve hayatlarınızı korumak için mücadele ederken bizleri görürsünüz.

Bizler yaptığımız tüm bu işlerle gurur duyuyoruz.

Fakat emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Aynı kurumda aynı işi yaptığımız arkadaşlarımız ile aynı haklara sahip değiliz.

Ayrımcılıklara maruz kalıyoruz.

Belediyenin ikinci sınıf işçileriyiz.

2018 yılında çıkan KHK ile çıkan taşeron şirketlerden kadro aldatmacası ile belediye şirketlerine geçirildik.

Verilen sözler tutulmadı.

Asgari ücretin katları ile çalışan işçilerdik. Bir gecede asgari ücret farklarımız silindi. Beş yıl sonra hepimiz açlık sınırında ücretlerle geçinmek zorunda bırakıldık. Yoksulluğun dibine sürüklendik.

Bu kötü gidişe bireysel çıkar odaklı sözde sendikalar sessiz kaldı. Siyasi partiler sustu yanımızda yer almadı, dertlerimizi dert olarak görmediler.

Bir şeylerin değişmesi için öylece oturup beklemeyi ve ummayı bıraktık artık. Türkiye’nin her yerinde örgütlenmeye ve yaşanan bu zulme itiraz etmeye başladık.

Hangi sendikadan, hangi partiden, hangi topluluktan olursak olalım ekmeğimiz için bir araya geldik ve haklarımız için örgütlendik.

Peki bizler ne istiyoruz?

Taleplerimiz net. Ayrımsız, kayıtsız, şartsız her işçinin insanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olmasını istiyoruz.

Gerçek kadrolu istihdam, norm kadro, güvenceli iş, 52 günlük ilave tediye, haftalık 40 saatlik çalışma, altı ayda bir güncellenecek gerçek enflasyon oranında zam, zorunlu emekliliğin kaldırılması ve tayin hakkı istiyoruz.

Bir kere daha söyleyelim;

Güvenceli ve kadrolu çalışmak istiyoruz.  Şirket işçiliği kadro değildir. Taşeronluktur, köleliktir. Köle olmayı kabullenmeyeceğiz.

Buradan hükümet ve muhalefete sesleniyoruz;

Bizi duymazdan, görmezden gelmeyin. Verdiğiniz sözleri tutun, derhal 573 bin belediye şirket işçisini kadroya alın.

Hangi belediyede çalışırsak çalışalım sorunlarımız ve taleplerimiz ortak. Birbirimize sırt çevirmeden bütün belediye işçileri olarak birleşelim ve haklarımızı kazanalım.

Birleşen işçiler yenlimez.

Editör: Haber Merkezi