CHP Nevşehir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Av. Faruk SARIASLAN, TBMM Genel Kurulunda Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin geneli üzerine konuşma gerçekletirdi.

Sarıaslan'ın konuşması şu şekilde;

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri sizleri saygıyla selamlıyorum.

İktidar getirdiği bu yasa teklifi ile kendi aleyhine olan her haberi ve bilgiyi dezenformasyon olarak mahkum etmek, gerçekleri halktan saklamak ve kendi yarattığı alternatif gerçekliği ise hakikattir diye kabul ettirmek istemektedir.

Türkiye yeni bir seçim sürecine girerken hükümet her türlü haber ve bilginin yayılımını kendi kontrolü altına alabilmek için bu teklifi hazırlamıştır. Bu yasanın adı gerçekleri saklamaya çalışılsanız da susturma, korkutma ve sindirme yasasıdır. Korktuğunuz için korkutmak istiyorsunuz.

Açlığın, yoksulluğun, yolsuzluğun, işsizliğin, enflasyonun, hukuksuzluğun nedenlerinin kötü beceriksiz yönetiminizden kaynaklandığının belgelerle ortaya konulmasından korkuyorsunuz. Seçim kazanmak için el ele, kol kola gezdiğiniz mafya babalarının açıklamalarından korkuyorsunuz. Beraber boy boy fotoğraflar çektirerek adeta bu benim yakınımdır kimse dokunmasın dediğiniz uyuşturucu baronlarının açıklamalarından korkuyorsunuz. Bilerek ve isteyerek ve de devlet kararıdır deyip yurt dışına gönderdiğiniz suç örgütü liderinin yurt dışındaki mahkemelerde ifadelerinin Türkiye de yayınlanmasından korkuyorsunuz.

Üniversitelerden, bilim adamlarından korkuyorsunuz. Gençlerin topluca bir araya gelip eğlenmesinden korkuyor, konserleri iptal ediyorsunuz. En kötüsü de gençlerin kurdukları daha iyi daha kaliteli yaşam hayalinden korkuyorsunuz. Onun içindir ki korkutarak döverek sonuç alacağınızı zannediyorsunuz yanılıyorsunuz. Biz nerede hata yapıyoruz da bu gençlerin % 70 i olanağım olsa ilk fırsatta yurt dışına gidiyorum diye düşünmüyorsunuz.

Toplumu korkutarak sindirmeye çalışarak bir yere varacağınızı zannederseniz yanılırsınız.

Değerli Gençler sizin üzerinizde baskı kurmak isteyenlerden sürekli kaçın, şiire kaçın, resime kaçın, sanata ve edebiyata, Bilimsel düşünceye kaçın. Bunların gelemeyecekleri tek yer orasıdır, dinlenince çıkarsınız.

Sayın Milletvekilleri bu yasanın hukuki değerlendirmesine gelince;

Bu yasa Hukuk Devleti ilke ve kurumunun önemli belirleyicilerinden biri olan hukuk güvenliği ilkesine hem de ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olan kanunsuz suç olmaz prensibine aykırıdır.

Yapılacak düzenlemenin ifade özgürlüğüne ilişkin Uluslararası insan hakları hukukunun temel ilkelerine uyması zorunludur. Çünkü biz Anayasa’nın 90.maddesi gereği AİHS ve AİHM kararlarının iç hukuk da kanun üstünde olduğunu kabul etmişiz.

Avrupa insan hakları mahkemesi kararları ifade özgürlüğünü sadece hoşa giden  herkesçe kabul edilen görüşleri değil toplumun bir kesimi ya da kamu otoriteleri için hoşa gitmeyen ya da şok edici düşünce ve bilgilerin ifade edilmesini de güvence altına alır.

Basın Özgürlüğü meselesi demokratik bir toplumun en önemli kurumudur. AİHM daha sonraki birçok kararına emsal teşkil eden ve içtihat oluşturan Hand Sayd (İngiltere 1976) kararında basın özgürlüğünü demokratik toplumun güvencesi olarak görmüştür.  Aynı kararda haber ya da değerlendirmelerin hoşa gitmese de şok edici ve rahatsız edici olsa da ifade özgürlüğü kapsamında kalacağı belirtilmiştir.    

Getirdiğiniz bu yasa teklifinin örneğin 29.maddesi ile TCK na eklenen 217/A maddesi ile ihdas edilen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun içeriği belirsiz ve muğlaktır. İnsanları öğrendiği bir bilgiyi başkaları ile paylaşmadan önce ne ölçüde gerçeği yansıtıp yansıtmadığını bir savcı gibi araştırmak zorunda bırakıyorsunuz. Yalan haberin cezalandırılması için hakikati  tanımlama yetkisini iktidarın eline veriyorsunuz. Böyle bir yetki iktidara kendi aleyhine olduğunu düşündüğü, istemediği ya da hoşuna gitmeyen her bilgiyi gerçeğe aykırı olarak değerlendirip muhalefeti cezalandırılma imkanı verir.  Getirdiğiniz hukuka aykırı yasalarla seçim kazanamayacağınızı halkın önüne sandık konulduğunda anlayacaksınız.

Editör: Haber Merkezi