Türkiye Genelinde 1.778 Katılımcıyla Gerçekleştirilen Saha Araştırmasından Çarpıcı Bulgular
Türkiye Sakatlar Derneği'nin, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) desteğiyle yürüttüğü ve 1.778 engelli bireyin katılımıyla Türkiye genelinde gerçekleştirdiği kapsamlı saha araştırması, afet ve acil durum süreçlerinin engelliler açısından eşitsiz ve dışlayıcı biçimde işlediğini gözler önüne serdi.
Türkiye Sakatlar Derneği Adana Şube Başkanı Seda Aşkın, araştırmanın bulgularını kamuoyuyla paylaşarak, “Engelliler afetlere hazır değil; çünkü mevcut sistem onları hazırlamıyor” dedi.
Afetlere Hazırlık Alarm Veriyor
Araştırmaya göre, katılımcıların yalnızca %1,6’sı kendini afetlere karşı “tam hazır” hissederken, %45,2’si hiçbir hazırlık yapmadığını belirtti.
Evinde afet çantası bulunanların oranı yalnızca %24,4’te kalırken, %80,8’i ailelerinde herhangi bir afet planı olmadığını ifade etti.
Öte yandan, engelli bireylerin %63,3’ü bugüne dek hiçbir afet tatbikatına katılmamış.
Erken Uyarı Sistemleri Erişilebilir Değil
Hayati öneme sahip erken uyarı sistemlerinin engelli bireyler açısından erişilebilir olduğunu söyleyenlerin oranı yalnızca %8,9.
İşitsel, görsel ya da zihinsel engellilere uygun acil uyarı mekanizmalarının yaygın olmayışı, afete maruz kalan engelli bireylerin hayatta kalma şansını doğrudan etkiliyor.
Toplanma ve Barınma Alanları Fiziksel Engellerle Dolu
Katılımcıların %91,9’u afet sırasında yönlendirilecekleri toplanma ve geçici barınma alanlarının kendileri için erişilebilir olmadığını belirtti.
Bu alanların büyük ölçüde fiziksel engeller içerdiği, temel destek hizmetlerinden yoksun olduğu tespit edildi.
Engelli Görüşleri Afet Planlarında Yok Sayılıyor
Katılımcıların %84,3’ü yaşadıkları yerlerdeki yerel yönetimlerin afet planlarında kendi görüşlerine başvurulmadığını ifade etti.
Ulusal düzeydeki afet planlarının engellilerin ihtiyaçlarını karşıladığını düşünenlerin oranı ise yalnızca %8,3.
Güvensizlik ve Yalnızlık Hissi Derinleşiyor
Katılımcıların yalnızca %21,5’i afet sonrası yeterli desteğe ulaşabileceğine inanıyor.
%71,2’si afet anında yalnızca aile ya da yakın çevresine güvenebileceğini belirtirken, bu durum kamusal destek sistemlerine olan güvenin son derece zayıf olduğunu gösteriyor.
Katılım İstekli, Sistem İlgisiz
Araştırmaya katılanların %85,7’si kendilerine yönelik bir afet eğitimi verilmesi hâlinde bu eğitime katılmak istediklerini, %55’i ise afet anında başkalarına yardımcı olmak için gönüllü olabileceğini ifade etti.
Ancak mevcut afet yönetim sistemi bu istekliliği görmezden geliyor.
Yasal Düzenlemeler Kâğıt Üzerinde Kalıyor
Araştırma, BM Engelli Hakları Sözleşmesi, Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi ve Türkiye’nin 5378 Sayılı Engelliler Kanunu gibi yasal düzenlemelere rağmen, afet süreçlerinin hâlâ engelli bireyleri dışlayan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koydu.
Hak Temelli ve Kapsayıcı Bir Afet Yönetimi Şart
Türkiye Sakatlar Derneği'nin araştırması, çözüm önerilerini de içeriyor:
-
Yerel yönetimlerin engellileri afet planlama süreçlerine dahil etmesi
-
Erişilebilir erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi
-
Afet barınma alanlarının evrensel tasarım ilkelerine uygun hale getirilmesi
-
Engellilere yönelik yaygın ve kapsayıcı afet eğitimi programlarının oluşturulması
Seda Aşkın, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Afet yönetimi sisteminin, engellileri pasif alıcılar değil; aktif katılımcılar olarak görmesi gerekiyor. Aksi takdirde yaşanacak her afette eşitsizlikler daha da derinleşecek.”