Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın haksız ve hukuksuz biçimde tutuklanmasına karşı kamu vicdanında büyüyen tepki sürerken, eşi Nuray Karalar’ın kaleme aldığı mektup, yalnızca bir eşin değil; milyonların duygularına tercüman oldu.
Nuray Karalar’ın satırları, bir ömür mücadeleyle geçmiş bir yaşamı, halka adanmış bir ömrü ve demokrasiye olan inancı anlatıyor. Bu mektup, sadece cezaevindeki eşine değil, haksızlığa boyun eğmeyen herkese yazılmış bir moral ve umut çağrısı olarak yankılandı.
“Sırtımızı Yasladığımız Koca Çınar”
Nuray Karalar mektubuna şu sözlerle başlıyor:
“Canım kocam, sırtımızı yasladığımız koca çınar.
Hayatın çalışmakla, zorluklarla geçti. Mücadeleci ruhun hiçbir zaman bitmedi.
Çocuklarının boğazından tek bir haram lokma geçirmedin.”
Bu cümleler, Zeydan Karalar’ın nasıl bir hayat sürdüğünü, hangi değerler uğruna yıllardır emek verdiğini açıkça ortaya koyuyor.
“Adana Sevdan Her Şeyden Büyüktü”
Mektubun devamında Nuray Karalar, eşinin Adana’ya duyduğu derin bağlılığa ve halkıyla kurduğu gönül bağına değiniyor:
“Kimin başı dertteyse yanı başında oldun.
Adana sevdan her şeyden büyüktü. Gün geldi ailen seni günlerce göremedi.
Ama her zaman gurur kaynağımızdın.”
Zeydan Karalar’ın bir siyasetçiden öte, halkının iyi gününde kötü gününde yanında duran bir dayanışma insanı olduğunu hatırlatan bu sözler, aslında bir şehrin ona duyduğu güvenin de ifadesi.
“Sen Bir An Evvel Gel…”
Mektubun en çarpıcı bölümü, beklemenin sabırla birleştiği ve umudun eksilmediği anlara tanıklık ediyor:
“Ömrüm her akşam geleceğin saati beklemekle geçti.
Sen bir an evvel gel, biz seni çocuklarımızla beklemeye razıyız.
Yeter ki sen iyi ol.
Bu ülkenin, Adana’mızın ve bizim sana ihtiyacımız var.
Eşin Nuray.”
Bu satırlar, sadece bir eşin feryadı değil; demokrasiye inanan, halk iradesine sahip çıkan milyonların yüreğindeki duyguların ifadesi.
“Zeydan Karalar Halktır, Umuttur, Mücadeledir”
Zeydan Karalar’ın tutukluluğu sadece bir kişinin değil, halkın tercihine, demokrasiye ve adalete yönelmiş ağır bir darbedir. Nuray Karalar’ın mektubu ise bu adaletsizliğe karşı sevgiyle, inatla ve umutla yazılmış bir başkaldırıdır.
Adana’nın, ailesinin ve Türkiye’nin Zeydan Karalar’a ihtiyacı var.
Çünkü o sadece bir başkan değil, halkın iradesinin ta kendisidir.
Ve biz inanıyoruz:
Zeydan Karalar dönecek, Adana yeniden gülümseyecek.
