Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Suriye'de Alevilere yönelik artış gösteren katliamlarla ilgili açıklamalarda bulundular.

CHP: "Lazkiye ve çevresindeki Alevilere yönelen şiddetin sonucunda sivil kayıpların artması ve azınlıklara yönelik katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır."

DEM Parti: "Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta Alevilerin hedef alındığı saldırıların son iki günde tırmanışa geçtiğine, çoğunluğu sivil olmak üzere 100’den fazla kişinin hayatını kaybettiğine ve yüzlercesinin de HTŞ tarafından bilinmeyen merkezlerde alıkonulduğuna dair bilgiler basına yansımıştır."

TİP: "Yoğunlaşan çatışma ortamında öncelikle Arap Alevilerin içinde bulunduğu tehlikeye dikkat çekiyor ve uluslararası kamuoyunu ses vermeye çağırıyoruz: Suriye’de Alevi toplumu “Eski Rejim”e yönelik operasyon bahanesi ile dışlanamaz, cezalandırılamaz."

TÖP: "Siyonist Devleti Suriye'deki varlığını her geçen gün kalıcılaştırırken kılını kıpırdatmayanlar bölge halklarının talepleri karşısında katliamcı bir tavır alıyorlar. Söylüyoruz, iki yüzlüsünüz!"

CHP, DEM Parti, TİP ve TÖP tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamalar şu şekilde:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel:

“Suriye’de son günlerde meydana gelen olayları yakından ve üzüntüyle takip ediyoruz. İktidarın Suriye’de zafer söylemi etrafında oluşturduğu yalancı bahar havasının dağıldığı ve çatışmaların yeniden alevlendiği görülüyor.

Lazkiye ve çevresindeki Alevilere yönelen şiddetin sonucunda sivil kayıpların artması ve azınlıklara yönelik katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır.

Türkiye, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda Suriye’den sonra en fazla etkilenen ülke olmuştur. Çatışmaların derinleşmemesi için ülkemizin kardeş Suriye halkının tamamıyla dayanışma içinde bulunması gereğini hatırlatıyorum.

Suriye’ye yakın coğrafyadaki Alevi vatandaşlarımızın akrabalarının durumları ile ilgili duydukları endişeyi aynen paylaşıyor, bu konuda yetkililerle temaslarımızı sürdürüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini bu konuda daha etkin davranmaya, sivil kayıpların önlenmesi için Şam yönetimi nezdinde sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz.”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları:

HTŞ’li grupların, Suriye’de Alevilere dönük gerçekleştirdiği katliamları kınıyoruz! Bu katliamlar derhal son bulmalıdır!

Suriye'de yaşayan Alevilerin, Dürzîlerin, Süryanilerin, Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Sünnilerin ve  Hristiyanların çıkarına olan tek şey demokratik Suriye’nin inşasıdır.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu: Suriye'de sivillere yönelik gerçekleşen katliamları kınıyoruz; tek çözüm yolu çoğulcu ve demokratik bir geçiştir.

Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta Alevilerin hedef alındığı saldırıların son iki günde tırmanışa geçtiğine, çoğunluğu sivil olmak üzere 100’den fazla kişinin hayatını kaybettiğine ve yüzlercesinin de HTŞ tarafından bilinmeyen merkezlerde alıkonulduğuna dair bilgiler basına yansımıştır. Kendilerini “Suriye Ordusu” olarak tanımlayan HTŞ’li selefi grupların, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde gerçekleştirdiği bu katliamı kınıyoruz. Yapılan bu saldırılarda, sivillerin ve yaşam alanlarının doğrudan hedef alındığı medyaya yansıyan görüntülerle kanıtlanmıştır. Bu tür saldırılar ve katliam girişimleri, Suriye’deki çatışmasızlık ihtimalini ortadan kaldıracağı gibi, hiçbir tarafın altından kalkamayacağı sonuçlara da neden olacaktır.

8 Aralık 2024 tarihinden sonra yönetimi devralan Colani ve kontrolündeki HTŞ’nin Suriye’de kapsayıcı olacağına dair şüpheler, 25 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşen “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı” ile artmıştır. Dar bir grupla yapılan bu toplantının Suriye’nin bütününü temsil etmekten uzak olması, son günlerde yaşanan olayların ana sebeplerindendir. Bilinmelidir ki; Suriye’de kapsayıcı ve hızlı demokratik geçişi sağlayacak mekanizmaların kurulmaması, Suriye’yi uluslararası müdahaleye gün geçtikçe daha açık hale getirmektedir.

Kadınların, Alevilerin, Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Dürzilerin, Hıristiyanların ve daha birçok toplumsal kesimin dahil edileceği kapsayıcı bir yönetim, hem böylesi çatışma ve katliam girişimlerinin önünü alacaktır hem de Suriye’de istikrarsızlıktan ve çatışmadan faydalanmak isteyen çıkar gruplarına bir cevap olacaktır.

DEM Parti olarak, Esad rejimi sonrasında başta soykırım tehdidi olmak üzere, halkların hayati nitelikteki kaygılarını giderecek bütün barışçıl ve demokratik girişimleri desteklediğimizi yeniden beyan ediyor ve tüm tarafları bu doğrultuda harekete geçmeye çağırıyoruz. Uluslararası toplumu ve Türkiye’yi de demokratik bir geçiş süreci için kolaylaştırıcı olmaya ve sorumluluk almaya davet ediyoruz.

Türkiye İşçi Partisi: “Suriye’de Yeni Rejimin Alevi Katliamına Dur Diyoruz”

Colani liderliğindeki HTŞ yeni bir anayasa yazımını 3 yıl, seçimleri 4 yıl erteleyip dışlayıcı bir siyasi merkez inşa ederek diktatörlüğünü ilan etti. Suriye’de demokratik bir yeni dönem beklentisi içindeki tüm kesimler ardı ardına buna karşı seslerini yükseltiyor. Kürtler, Dürziler ve en son olarak doğrudan katliamla yüz yüze kalan Alevi bölgelerinden itirazlar, hatta isyan sesleri yükseliyor.

Kıbrıs Mağusa Gençlik Birliği Derneği’nden Eğitim Bakanlığı’na Çağrı Kıbrıs Mağusa Gençlik Birliği Derneği’nden Eğitim Bakanlığı’na Çağrı

HTŞ ve onu destekleyenler Alevi bölgelerindeki sivil ve şimdi kısmen askeri boyuta sıçramış olan itiraza yönelik askeri operasyonlarını “eski rejimin kalıntılarına dönük operasyon” olarak aktarıyor olsa da bölgeden gelen son derece açık ve net görüntüler, Alevi sivillerin HTŞ ve müttefiklerinin fetvalarında saklama gereği duymadıkları bir katliamın hedefi haline getirildiklerini gösteriyor.

Yoğunlaşan çatışma ortamında öncelikle Arap Alevilerin içinde bulunduğu tehlikeye dikkat çekiyor ve uluslararası kamuoyunu ses vermeye çağırıyoruz: Suriye’de Alevi toplumu “Eski Rejim”e yönelik operasyon bahanesi ile dışlanamaz, cezalandırılamaz.

Mezhepçi şiddet faillerinin teşhir edilmesi, Suriye’de demokratik haklarını savunmada ısrar eden topluluklar ve demokratik kamuoyu için önemli destek olacaktır. İnsan haklarına dayanan, yurttaşlık hukukunun egemen olduğu bir Suriye, Ortadoğu ve Türkiye için önemlidir.

Uluslararası toplumu yeni diktatörlüğün mezhepçi şiddetine karşı ses vermeye, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ise bütün bunlar hiç yaşanmıyor gibi davranmaya son vermeye, Şam’daki yeni diktatörlüğe destek vermekten uzak durmaya çağırıyoruz.

Emperyalizmin deney sahası haline getirdiği Suriye’de laik, demokratik ve çoğulcu bir yapının ortaya çıkabilmesi için yeni rejimin diktatörlüğüne ve mezhepçi şiddetine karşı başta Türkiye halkı olmak üzere uluslararası kamuoyunun vereceği ses her zamankinden önemlidir ve acildir.

Katliamcı çetelere karşı özgür, eşit ve laik bir Suriye için mücadele edenlerle dayanışmaya çağırıyoruz.

Toplumsal Özgürlük Partisi: Suriye'de Alevi katliamı var!

Lazkiye ve Tartus'taki Arap Alevi katliamını lanetliyoruz!

Suriye'de Alevi katliamı var!

Suriye'nin yeni döneminde Suriye'ye biçilen tekçi ve inkarcı kimlik dayatması Suriye halklarının üzerine kabus gibi çöküyor.

8 Aralık günü Baas rejiminin düşmesi ve El-Kaide, El-Nusra ve IŞİD artıkları olan HTŞ öncülüğündeki güçlerin yönetime geldiği günden bugüne Suriye'de Arap Aleviler, Kürtler, Dürziler ve Hıristiyanlar başta olmak üzere halklar tehdit altında. Katliamcı çetelerin gerçek yüzünü ne takım elbiseleri ne yeni imajları ne kravatları ne Batı medyasının güzellemeleri ne de emperyalist devletlerin güdümündeki diplomasi oyunları gizleyemiyor. Nasıl ki 2 Aralık günü başlayan Kürt halkının Tel Rıfat ve Şehba'dan Fırat'ın doğusuna tehciri Orta Doğu'nun tarihine bir kara leke olarak yazıldıysa, 6 Mart'tan bu yana sürmekte olan sahil bölgesindeki Arap Alevi halkına yönelik katliamlar ve Dürzi halkına yönelik baskılar da Orta Doğu'nun tarihine kara leke olarak yazılmaktadır! Soykırım boyutundaki katliamlar ve baskılar derhal son bulmalıdır.

Suriye'de güncel tablo bir yandan güneyde Dürzilerin özerklik ilanı, bir yandan kuzeyde Kürtlerin statü arayışları, diğer yandan Lazkiye, Humus ve Tartus'ta Arap Alevilerin bilfil direnişleri seyrinde akarken 25 Şubat günü gerçekleşen Ulusal Diyalog Konferansı'nın Suriye halklarının bütün bileşenlerini kapsamayan bir biçimde gerçekleşmesi Colani yönetiminin tek tipçi ve inkarcı bir politikayı dayattığının ilanıydı. Bugün Arap Alevi halkının yaşadığı katliam bu politikaların bir ürünüdür.

Bu katliamcı ve inkarcı politikalarda israr halklara yıkımdan başka bir şey getirmeyecektir.

Siyonist Devleti Suriye'deki varlığını her geçen gün kalıcılaştırırken kılını kıpırdatmayanlar bölge halklarının talepleri karşısında katliamcı bir tavır alıyorlar. Söylüyoruz, iki yüzlüsünüz!

Türkiye işçi sınıfına, haklara çağrımızdır. Suriye'deki mevcut durum ve Colani yönetimiyle birlikte Suriye halklarının başta canları olmakla beraber kimlikleri de tehlikededir. Bize düşen görev halkların direnişlerinin yanında olmak ve bölgedeki katliamları durduracak bir direniş pratiğini örmektir.

Lazkiye ve Tartus'taki Arap Alevi katliamlarını lanetliyoruz!

Yaşasın halkların mücadele birliği!

Whatsapp Image 2025 03 07 At 22.59.42

Gld Gv D3 Wc A E F Zy G

Editör: Haber Merkezi