DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır’da baro ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. Çözüm sürecine ilişkin konuşan Bakırhan, ‘Tüm provokasyonlara rağmen bir yıldır bu sürecin devam etmesi çok kıymetlidir. Bu sürecin bozulması için cenaze marşı çalmak isteyenler var ama çok heveslenmesinler. Başta Amed halkı, Sayın Öcalan ve partimiz kimseyi bu konuda heveslendirmeyecektir’ dedi.
“Barışın İnşası Amed’den Başlamalı”
Toplantının açılışında konuşan Bakırhan, Diyarbakır’ın (Amed) barış süreci açısından özel bir anlam taşıdığını belirtti:
“Barışın inşası konuşulacaksa öncelikli şehir Amed’tir. Burada barolar, kurumlar, STK temsilcileriyle bir arada olmak çok kıymetlidir. Yol üzerindeki engelleri birlikte kaldıracağız. Barış dediğimiz şey toplumun tamamını ilgilendiriyor ve bütün dinamiklerin sürece katılması gerekiyor.”
“Çatışmaların Olmaması Çok Değerliydi”
Bakırhan, geçtiğimiz bir yılın önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Yaklaşık bir yıl önce el sıkışmayla başlayan bu süreç bugün hala devam ediyor. Çatışmaların neredeyse olmaması çok önemliydi. Diyalog zemininde ilerlemek, güvenlik yaklaşımının yerine müzakereyi koymak başlı başına kıymetlidir. Mecliste ilk kez Kürt meselesinin tartışıldığı bir komisyonun kurulması da bu açıdan değerlidir.”
“Provokasyonlara Rağmen Süreç Devam Ediyor”
Bakırhan, çözüm sürecini sabote etmeye dönük girişimlere işaret ederek şunları vurguladı:
“Bir yıldır sürecin devam etmesi tarihi bir önem taşıyor. Bu sürecin bozulması için neredeyse cenaze marşı çalmak isteyenler var. Ama çok heveslenmesinler. Başta Amed halkı, Sayın Öcalan ve partimiz bu konuda kimseyi heveslendirmeyecektir. Biz bu sürecin devam etmesi ve demokratik bir toplumla buluşması için 7/24 çalışmaya kararlıyız.”
“Meclis Artık Barış Yasalarını Gündemine Almalı”
Mecliste kurulan komisyonun çalışmalarına değinen Bakırhan, artık somut adımlar atılması gerektiğini belirtti:
“Toplumun bütün dinamikleri dinlendi, kayıt altına alındı. Şimdi meclis barış yasalarını gündemine almalı. Terörle Mücadele Kanunu, TCK, CMK, yerel yönetimler ve infaz yasalarında değişiklik yapılmalı. Demokratik entegrasyon bir asimilasyon değil, birlikte yaşamanın formülüdür.”
“Öcalan’ın Koşulları Düzeltilmeli”
Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın süreçteki rolüne dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sayın Öcalan, 12 metrekarelik bir hücrede çok önemli bir barış diplomasisi yürütüyor. Özgür çalışma ve iletişim koşulları artık sağlanmalıdır. Eğer bu koşullar düzeltilirse daha kapsayıcı ve çözüm odaklı bir tutum ortaya koyacağına inanıyorum. Bu konuda kulakları tıkamanın artık bir anlamı yoktur.”
“Demokrasi ve Barış Birlikte Olmalı”
Barış ve demokrasi arasındaki bağa vurgu yapan Bakırhan, “Barışsız demokrasi bir yanılsama, demokrasisiz barış ise geçici bir serap olur. İkisi bir arada olmalı” dedi.
“Tutuklu Siyasetçiler ve Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılmalı”
Bakırhan, siyasi tutuklulara ilişkin de çağrıda bulundu:
“İmamoğlu tutuksuz yargılanmalı, Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere tüm tutuklu siyasetçiler özgürlüğüne kavuşmalı. Seçilmiş insanların cezaevinde bulunması demokrasiyle bağdaşmaz. Hasta tutsaklar derhal serbest bırakılmalı, cezaevleri boşaltılmalıdır.”
“Bu Treni Kaçırmayacağız”
Bakırhan konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“22 Ekim’de bir trenin sireni çaldı, 27 Şubat’ta tren hareket etti. Bu tren hiçbir durağı atlamadan, hiçbir farklılığı dışarıda bırakmadan yoluna devam etmeli. Eğer bu tren yürürse 86 milyona demokratik ve eşit bir yaşam getirebilir. Bu sefer treni kaçırmayacağız.”