Şırnak’ın Cizre ilçesinde 4 Eylül – 12 Eylül 2015 tarihleri arasında Şırnak Valiliği tarafından sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, “güvenlik güçleri” ilçe merkezinde operasyonlar düzenlemiş, insan haklarının hiçe sayıldığı sekiz günlük yasakta yedisi çocuk yaşta olmak üzere toplam 22 Kürt yurttaş yaşamını yitirmiştir.

Konuya ilişkin Şırnak Milletvekilleri Nevroz Uysal Aslan, Ayşegül Doğan ve Mehmet Zeki İrmez olarak Meclis Başkalığına Araştırma Komisyonu kurulmasını talep ettiler.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 4 Eylül – 12 Eylül 2015 tarihleri arasında Şırnak Valiliği tarafından sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, polis ve askerlerden oluşan “güvenlik güçleri” ilçe merkezinde operasyonlar düzenlemiş, insan haklarının hiçe sayıldığı sekiz günlük yasakta yedisi çocuk yaşta olmak üzere toplam 22 Kürt yurttaş yaşamını yitirmiştir. Giriş ve çıkışların engellendiği Cizre’de halkın elektrik, su ve internet gibi temel ihtiyaçları erişime kapatılmıştır. Polis noktalarından açılan ateş sonucu yaralanan yurttaşlara sağlık personelinin müdahale etmesi bizzat “güvenlik güçleri tarafından engellenmiştir. İnsan haklarının yönelik hassasiyetin artığı günümüzde Cizre’de yaşanan bu katliam girişimi hem Kürtlerin hem de insanlık onurundan nasibini almış tüm vicdanlı yurttaşların belleğinde kalıcı bir yer etmiştir. Sekiz yıl önceki sokağa çıkma yasağında meydana gelen tüm hak ihlallerinin tespiti, ölümlere sebebiyet veren faillerin açığa çıkarılması, Kürt meselesinin çözümünde kilit rol oynayacak yüzleşme davalarının teşvik edilmesi için Anayasa’nın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılması ve bir Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

GEREKÇE

Şırnak'ın Cizre ilçesinde ilan edilen ve dört sokağa çıkma yasağından ilki olan 4 - 12 Eylül 2015 tarihleri arasındaki yasak kararı, sekiz gün sürmüş ve bu sekiz gün içerisinde türlü hukuksuzluklar, insan hakkı ihlalleri ve yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Sokağa çıkma yasağında ve düzenlenen operasyonlarda, yaşanan hak ihlallerini tespit etmek ve raporlamak için ilçeye hareket eden sivil toplum örgütleri ve hak temelli çalışma yürüten kurumlar Cizre’ye alınmamış, girişleri engellenmiştir.

Yasak sonrasındaki incelemeler ve ortaya çıkan raporlarda sıklıkla değinilen hususlar ise güvenlik güçlerinin hedef gözeterek sivil yurttaşlara ateş açtığı, vurulan yurttaşlara müdahale için gelen sağlık ekiplerinin engellendiği, yaralı yurttaşların sağlık kuruluşlarına ulaşımının engellendiği, birçok yaralının tedavi olamamaktan dolayı yaşamını yitirdiği, hayatını kaybedenlerin defin işlemlerinin engellendiği yönündedir. Operasyonların özellikle yoğunlaştığı Cudi, Nur ve Yafes Mahalleleri’nde elektirik ve suyun günlerce kesik olduğu, internet ve telefon kullanımının engellendiği ve bu mahallerdeki yurttaşların  112 Acil Servisine yönelik yardım taleplerinin cevapsız bırakıldı da kaydedilmiştir. 
 

Üzerinden sekiz yıl geçen ve sekiz gün süren sokağa çıkma yasağında yedisi çocuk yaşta olmak üzere toplam 22 Kürt yurttaş katledilmiştir. Yaşamını yitiren yurttaşların isimleri şu şekildedir: Muhammed Tahir Yaramış (35 Günlük), Cemile Çağırga (10), Selman Ağar (10), Bünyamin İrci (14), Mehmet Sait Nayici (16), Özgür Taşkın (18), Osman Çağlı (18), Zeynep Taşkın (19),  Sait Çağdavul (21), Mehmet Emin Levent (29), Maşallah Edin (35), Mülkiye Geçgel (48), Bahattin Sevinik (50), Suphi Sarak (50), Meryem Süne (53), Eşref Edin (56), Mehmet Dökmen (71),  Şahin Açık (74), Mehmet Erdoğan (75), Hacı Ata Borçin (75), Gadban Bülbül (78), İbrahim Çiçek (79).

Polis ve asker işbirliğindeki koordineli operasyonlarda, siyasi iktidarın desteğini sırtında hisseden “güvenlik güçleri” açık kanıtlar ve tanık ifadelerine rağmen herhangi ciddi bir soruşturmadan geçirilmemiş adeta yaşanan ölümlerin üstü örtülmüştür.

Cizre’nin Cudi Mahallesi’nde evinin önünde kolluğun ateş açması sonucu yaşamını yitiren on yaşındaki Cemile Çağırga’nın defnedilmesine izin verilmemiş Cemile’nin ölü bedeni kokmasın diye iki gün boyunca buzdolabında saklanmıştır. Cemile’nin ölümüne ilişkin açılan soruşturmada, faillerin tespit edilemediği ileri sürülerek “Daimi Arama Kararı” verilmiştir. Yaşanan ölümlere ilişkin başlatılan soruşturma dosyalarından bugüne dek 9’u hakkında “takipsizlik” kararı verilmiş, 6’sı ise zamanaşımına bırakılmıştır.

Onlarca soruşturmanın sonuçsuz kaldığı ve çoğunun takipsizlikle sonuçlandığı davalarda yaşananların sadece hukuksuzluk değil aynı zamanda bir insanlık suçu olduğu unutulmamalıdır. Cizre’de yaşananlar açığa çıkarılmadığı ve ölümlere sebebiyet veren kolluk görevlileri yargılanmadığı sürece mağdurların acıları asla dinmeyecek demokratik geleceğe ve toplumsal barışa yönelik umutlar giderek azalacaktır.

Dünya genelinde, insan haklarının yönelik hassasiyetin bu denli artığı günümüzde Cizre’de yaşanan ve sıralık hukuksuzluklar silsilesinin ilki mahiyetinde olan bu katliam girişimi hem Kürtlerin hem de insanlık onurundan nasibini almış tüm vicdanlı yurttaşların belleğinde kalıcı bir yer etmiştir. Sekiz yıl önce sokağa çıkma yasağında meydana gelen tüm hak ihlallerinin tespiti, ölümlere sebebiyet veren faillerin açığa çıkarılması, Kürt meselesinin çözümünde kilit rol oynayacak yüzleşme davalarının teşvik edilmesi için Meclis Araştırma Komisyonu’nun kurulması ve Meclisin bu konuda sorumluluk üstlenmesi önemini korumaktadır.

Editör: Haber Merkezi