Gazeteci Fatih Altaylı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle tutuklanmasının ardından, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuya ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Tunç, Altaylı’nın ifadelerinin “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtti.
“Diktatör İfadesi Hakaret ve Tehdit İçeriyor”
Bakan Tunç, Fatih Altaylı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı yayında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik "ömür boyu başkanlık" göndermeli ifadelerle bir “karalama kampanyası” yürüttüğünü ileri sürdü. Altaylı’nın kullandığı “diktatör” ifadesinin hakaret ve tehdit içerdiğini, ayrıca bu sözlerin tarihi gerçeklikten uzak kara propaganda niteliği taşıdığını söyledi.
“Gazetecilik perdesi arkasına saklanarak tehdit ve hakaret meşrulaştırılamaz.”
“İfade Özgürlüğü, Saldırının Kılıfı Olamaz”
Bakan Tunç’un açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“İfade özgürlüğü; kişilik haklarını, kamu düzenini, milletimizin değerlerini ve anayasal kurumlarımızı hedef alan saldırıların bahanesi olamaz. Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak hiç kimse, Cumhurbaşkanımıza yönelik diktatörlük gibi çirkin ifadelerle hakaret ve tehdit içeren beyanlarda bulunma hakkına sahip değildir.”
“Yargı, Kişi ve Unvan Ayırmaz”
Tunç, soruşturmayı yürüten savcılığın Anayasa ve kanunlar çerçevesinde görev yaptığını hatırlatarak, yargıya hiçbir makam ya da kişinin müdahale edemeyeceğini vurguladı. Eleştiri hakkının sınırlarına dikkat çeken Bakan, şunları söyledi:
“Demokratik toplumlarda eleştiri ile suç arasındaki sınır nettir. Hukukun çizdiği bu sınır aşıldığında, gerekli adli mekanizmaların devreye girmesinden rahatsız olunmamalıdır.”
Fatih Altaylı Tutuklandı
Hatırlanacağı üzere Fatih Altaylı, bir sosyal medya yayını sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ifadeleri nedeniyle, Türk Ceza Kanunu’nun 106. ve 310. maddeleri kapsamında “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “tehdit” suçlamalarıyla gözaltına alınmıştı. Savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Olay, kamuoyunda ve medya çevrelerinde geniş yankı uyandırırken, ifade özgürlüğü ile hakaret suçu arasındaki sınırlar bir kez daha tartışma konusu oldu.