DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki Kobani Davası, çözüm süreci, Meclis’te kurulması planlanan komisyon ve ifade özgürlüğü tartışmalarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

“Kobani davası, demokratik siyaseti cezalandırma davasıdır”

Toplantıya Kobani Davası ile başlayan Doğan, söz konusu davanın yalnızca DEM Parti’yi değil, Türkiye toplumunun tamamını ilgilendirdiğini vurguladı. 400 yılı aşkın cezaların sadece siyaset yapma faaliyetleri nedeniyle verildiğini belirten Doğan, “Bu cezalar, suç unsuru barındırmayan siyasi faaliyetler nedeniyle verildi. Bu bir siyasi intikam, bir rövanş davasıdır” dedi.

Doğan, 13 ay sonra açıklanan 32 bin sayfalık gerekçeli kararı da eleştirerek, “15 günde yazılabilecek bir metin bu kadar uzatıldı. İnsanların özgürlük hakkı bu süre boyunca ihlal edildi. Hukuki bir gerekçe bulunamadığı için bu kadar uzatıldı” ifadelerini kullandı.

“Tweet yüzünden kimse ceza almıyor” iddiasına tepki

Ayşegül Doğan, tek bir tweet nedeniyle dokuz yıldır cezaevinde tutulan insanların olduğunu hatırlatarak, “Tweet gerekçesiyle insanlar içeride tutuluyor. Türkiye’de böyle davalar açılmıyormuş gibi davranmak, yaşanan adaletsizliği perdelemeye çalışmaktır” dedi.

Gazetecilere yönelik baskıları da hatırlatan Doğan, “Gazeteciler kendi ayaklarıyla ifade vermeye gidiyor, tutuklanıyor. Bu ülkede gazetecilik baskı altında” şeklinde konuştu.

“Demokratik siyaset suç değildir”

Doğan, demokratik siyasetin kriminalize edilmesine tepki göstererek şunları söyledi:

DEM Parti: 11 Temmuz’da Eş Genel Başkanlarımızla birlikte DEM Parti heyeti olarak Süleymaniye’de olacağız
DEM Parti: 11 Temmuz’da Eş Genel Başkanlarımızla birlikte DEM Parti heyeti olarak Süleymaniye’de olacağız
İçeriği Görüntüle

“Yazmak, konuşmak, mitinge katılmak, gösteri yapmak suç değildir. Demokratik protesto hakkı ve kürsü dokunulmazlığı siyasetçilerin temel hakkıdır. Kobani ve Gezi davalarında cezalandırma yoluyla tüm topluma gözdağı verilmeye çalışılıyor. Bu tehdit zihniyetinden hep birlikte vazgeçmeliyiz.”

“Komisyon kurulmalı, mutabakat gereklidir”

DEM Parti’nin uzun süredir TBMM çatısı altında bir çözüm süreci komisyonu kurulmasını talep ettiğini hatırlatan Doğan, bu fikrin hem siyasi partiler hem de toplum nezdinde karşılık bulduğunu söyledi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başlattığı görüşmelerin önemli olduğunu vurguladı:

“Komisyon fikrine dair önemli bir mutabakat var. Komisyonun yasayla kurulması elbette bizim için önemli, ancak bu bir mutabakatı gerektirir. Usul ve esaslara ilişkin görüşmeler önümüzdeki süreçte devam edecek.”

Doğan, komisyonun yalnızca sembolik değil, karakteristik olarak barışı ve demokratikleşmeyi hedefleyen yapıda olması gerektiğini belirtti. Pazartesi günü DEM Parti’nin komisyon öneri taslağını Meclis Başkanlığı’na sunacağını da duyurdu.

“Silah DEM Parti’nin elinde değil”

Doğan, silahların bırakılmasının en çok DEM Parti’nin taleplerinden biri olduğunu söyledi ancak “Silah DEM Parti’nin elinde değil. Asıl muhatap, silahı elinde bulunduranlardır” diyerek çözüm süreci tartışmalarındaki yanlış algılara karşı çıktı. Barış için hem siyasi hem de hukuki güvence gerektiğini vurguladı:

“Silahların tümden devre dışı bırakılması için hukuki bir zemin ve demokratik bir ortamın birlikte inşa edilmesi gerekiyor. Bu, insan hayatını ilgilendiren bir mesele ve ciddiyetle yaklaşılmalı.”

“Toplumu ortaklaştıracak duygulara ihtiyaç var”

Ayşegül Doğan, yaşanan siyasi ve hukuki krizlerin sadece Kürt sorunu açısından değil, Türkiye’nin demokrasi sorununun çözümü açısından da kritik olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bu adımlar elbette tek başına Kürt meselesini çözmez ama bir iklimin başlangıcı olabilir. Bu tür gelişmeler toplumda olumlu duygular yaratabilir. Bu duygular bizi daha kolay ortaklaştırabilir.”

Muhabir: Haber Merkezi