BM’den Yeni Rapor – Sürdürülebilir Kalkınma Finansmanı İçin Borç Kriziyle Mücadelede 11 Somut Adım
BM’den Yeni Rapor – Sürdürülebilir Kalkınma Finansmanı İçin Borç Kriziyle Mücadelede 11 Somut Adım
İçeriği Görüntüle

CENEVRE / RAMALLAH – Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaşayan Filistinlilere yönelik zorla yerinden etme ve topraklarına el koyma uygulamalarına karşı alarm verdi. OHCHR, bu eylemlerin uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğini ve savaş suçu niteliği taşıyabileceğini belirtti.

BM İnsan Hakları Ofisi’nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları Temsilciliği tarafından yayımlanan son rapora göre, İsrail makamları, onlarca yıldır yerleşik olan Filistinli toplulukları zorla tahliye etmeye ve yaşam alanlarını askeri gerekçelerle ortadan kaldırmaya yönelik sistematik adımlar atıyor.

Masafer Yatta’da Topyekûn Reddetme Talimatı

18 Haziran 2025 tarihinde, İsrail Sivil İdaresi’ne bağlı Yüksek Planlama Konseyi, Güney El Halil Tepeleri'nde yer alan Masafer Yatta bölgesindeki tüm Filistinli yapı ruhsatı ve planlama başvurularını reddetme kararı aldı. İsrail makamları, söz konusu bölgenin “918 No’lu Askeri Atış Alanı” olduğunu ileri sürerek bu kararın gerekçesini “askeri eğitim ihtiyacı” olarak duyurdu.

OHCHR, bu kararın 1.200 kadar Filistinlinin evlerinden zorla çıkarılmasının ve bölgedeki mevcut yapıların yıkılmasının önünü açtığını vurguladı.

“Bu tür bir zorla tahliye eylemi, savaş suçu teşkil eder. Eğer bu eylem sivillere yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçasıysa, insanlığa karşı suç kapsamında da değerlendirilebilir,” denildi.

Yıkımlar, Gözaltılar ve Kısıtlamalar Artıyor

OHCHR raporunda, İsrail’in son aylarda ev yıkımlarını ciddi biçimde artırdığı, Filistinliler ile insan hakları savunucularının keyfi şekilde gözaltına alındığı ve kötü muameleye maruz kaldığı belirtildi. Özellikle Masafer Yatta çevresinde hareket kısıtlamalarının yoğunlaştırılması, bölge halkını ayrılmaya zorlamayı hedefliyor.

İsrail yerleşimcilerin ise yakınlardaki kaçak yerleşimlerden gelip günlük saldırılar, tehditler ve tacizlerle yaşlılar, kadınlar ve çocuklar da dâhil olmak üzere Filistinlilere baskı uyguladığı raporlandı.

Zorla Yerinden Edilenlerin Sayısı 50 Bini Aştı

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) verilerine göre, 7 Ekim 2023 ile 31 Mayıs 2025 tarihleri arasında İsrail tarafından evleri yıkılan 6.463 Filistinli zorla yerinden edildi. Bu rakama, 2025 yılı başından bu yana Cenin ve Tulkarim mülteci kamplarından yoğun İsrail operasyonları nedeniyle zorla göç ettirilen yaklaşık 40.000 Filistinli dahil değil. Aynı dönemde 2.200'den fazla Filistinli, yerleşimci saldırıları ve erişim kısıtlamaları nedeniyle yerinden oldu.

An Nu’man Köyü Tümüyle Yıkım Tehdidi Altında

OHCHR, 10 Haziran’da Kudüs Belediyesi’nin, Beytüllahim yakınlarında bulunan ve 150 kişinin yaşadığı An Nu’man köyünün tamamına yıkım tebligatları gönderdiğini duyurdu. İsrail’in inşa ettiği Ayrım Duvarı nedeniyle Batı Şeria’dan koparılan köy, Kudüs sınırlarına dâhil edilmiş olmasına rağmen sakinlerine Kudüs kimliği verilmedi.

“Bu adımlar, İsrail’in bu bölgedeki toprakları fiilen ilhak etmesini ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini hedefleyen sistematik bir politikanın parçasıdır,” ifadeleri yer aldı.

Doğu Kudüs’te Tahliyeler Sürüyor

Doğu Kudüs’teki Filistinliler de evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya. OHCHR, Silvan’daki Batn El Hawa mahallesinde 16 ve 22 Haziran tarihlerinde, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin, beş Filistinli ailenin (toplam 37 kişi) tahliyesine hükmettiğini bildirdi. Kararın, Yahudilere 1948 savaşında kaybettikleri mülkleri geri alma hakkı tanıyan ancak Filistinlilere aynı hakkı vermeyen ayrımcı yasalar temelinde alındığı vurgulandı.

Ayrıca, 11 Haziran’da Umm Tuba’daki mülk sahiplerine, İsrail Arazi Kurumu tarafından “Yahudi Ulusal Fonu adına tapu kaydı yapıldığı” gerekçesiyle tahliye bildirimi gönderildi. Bu karardan 150 Filistinli etkileniyor.

OHCHR, bu tür tahliye ve mülkiyet gaspı uygulamalarının İsrail devleti ve yerleşimci örgütlerin Filistinli mahalleleri hedef alarak Yahudi yerleşimlerini genişletme stratejisinin bir parçası olduğunu belirtti.

Uluslararası Hukuk İhlali

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi, bu uygulamaların uluslararası hukuka açıkça aykırı olduğunu, özellikle İşgal Altındaki Topraklarda özel mülkiyetin el konulmasını yasaklayan normların ihlal edildiğini vurguladı. Hatırlanacağı üzere Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Temmuz 2024’te yayımladığı danışma görüşünde, İsrail’in bu tür uygulamalarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu teyit etmişti.

Muhabir: Güven BOĞA