Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Taner Kışlalı’nın evinin önünde arabasına yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla öldürülmesinin üzerinden 21 yıl geçti.

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Taner Kışlalı’nın evinin önünde arabasına yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla öldürülmesinin üzerinden 21 yıl geçti.
Ahmet Taner Kışlalı: 'Laikliğin ortaya çıkışını zorunlu kılan iki temel neden var. Birincisi; farklı inançtan insanların barış içinde bir arada yaşamalarını sağlamak. İkincisi; değişen koşullara, aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunu açık tutmak.'

21 YIL ÖNCE 60 YAŞINDA ÖLDÜRÜLDÜ
12 Eylül darbesinden sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde siyaset bilimi dersleri vermeye başlayan Kışlalı, 1988’de profesörlüğe yükselmiş, 1991’de Cumhuriyet’teki yazılarına başlamıştı.
Kışlalı 21 Ekim 1999’da evinin önünde arabasında konan bombanın patlatılmasıyla öldürüldüğünde 60 yaşındaydı.
Ahmet Taner Kışlalı, 21 Ekim 1999 günü saat 09:40'da Cumhuriyet gazetesine yazdığı son yazısını faksladıktan yaklaşık 19 dakika sonra evinden çıktı. 06 GK 377 plakalı aracına yönelen Kışlalı, arabasının üstüne silecek ile kaput arasına konulmuş poşete sarılı paketi alıp sol eliyle kapıyı açtığı sırada büyük bir patlama meydana geldi.
Sol kolu kopan Kışlalı site bekçisi Arif Emirhan Kılıç tarafından Bayındır Hastanesi'ne götürüldü. Saat 10:02'de kalp koroner atışı durmuş, nabzı hızlanmış ve bilinci kapanmış bir şekilde Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildi. Operatör Dr. Hasan Karakış tarafından yapılan muayene sonrası yaşamını yitirdiği tespit edildi.
“Bir dönem ardı ardına katledilen aydınlarımız arasında Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı da vardı. O da diğer aydınlarımız gibi yalnızca demokrasiyi, özgürlükleri, laikliği ve çağdaşlığı savunuyordu. Katledilen aydınlarımızın öğretileri bizlere halen ışık tutmaktadır”
DAVA SÜRECİ
Kışlalı, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok cinayetlerinin de aralarında bulunduğu bir çok eylemle ilgili olarak Tevhit - Selam / Kudüs Ordusu adlı örgüte ulaşıldı. Kamuoyunda bilinen adıyla ‘umut operasyonu’ davası 10 Nisan 2014 yılında sonuçlandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok’un öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu, çok sayıda olayı kapsayan ‘Umut’ operasyonuna ilişkin açılan ve Yargıtayın bozma kararından sonra tekrar görülen davada 3 sanığı ‘yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu’ örgütünü kurmak ve yönetmek suçundan 12 yıl 6’şar ay, 5 sanığı ise aynı örgüte üyelikten 6 yıl 3’er ay hapse mahkum etmişti.
‘İYİ HAL’DEN İNDİRİM
Mahkeme sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap’ı, “Silahlı suç örgütü kurma ve yönetme” eylemlerinden 15’er yıl hapis cezasına mahkum etmiş, sanıkların yargılama aşamasındaki iyi halleri nedeniyle takdiri indirim uygulayan mahkeme, cezalarını 12 yıl 6’şar ay olarak belirlemişti.
Sanıklardan Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın ise “Silahlı suç örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırılmış, mahkeme sanıkların yargılama aşamasındaki iyi hallerini dikkate alarak, cezalarını 6 yıl 3’er ay olarak belirlemişti.